• Nombre de visites :
  • 3163
  • 17/5/2009
  • Date :

Ehl-i Beyt İmamlarının Ziyareti (3)

ehlibeyt

(Camiet-Ül Kebire Ziyareti)

  Şehadet ederim ki, sizlerin ruhlarınız ve nurlarınız birdir; tertemiz ve pâksınız ve hep birbirinizdensiniz; Allah sizleri nur olarak yarattı ve arşın etrafına yerleştirdi; sonra Allah bizlere ih­sanda bulunup, minnet edip, yücelmesini ve kendi isminin anılmasını istediği evlere yerleştirdi sizleri [1] Bizlerin size salat göndermemizi ve sizlerin velayetinizi taşımak nimetini yaratılışımız için esenlik ve nefsimiz için temizlik ve bizler için arınma ve günahlarımız için keffaret kıldı. Böylece bizler Allah indinde sizlerin faziletlerini itiraf edenler ve sizlerin ilahi makamınızı tastik edenler olarak tanındık.

Allah'tan, sizleri hiç bir kimsenin ulaşamayacağı ve kimsenin sizinle  yarışamayacağı ve erişmeyi arzu edemeyeceği keramet kazananların en üstün mertebesine ulaştırmasını ve mukarreblerin en mükemmel makamına eriştirmesini ve mürsellerin en yüce derecelerine ulaştırmasını istiyorum.

  Öyle ki, sizin imamet makamınızın yüceliğini, mevkinizin azametini, şanınızın üstünlüğünü, nurunuzun tamlığını, menziletinizin güzelliğini, makamınızın sebatını, yerinizin şerefini Allah indindeki mertebenizi O'nun yanındaki değerinizi, O'na olan özelliğinizi ve O'na yakınlığınızı tanımayan, bilmeyen hiç bir mukarreb melek ve mürsel peygamber kalmasın. Bu makamınızı şahid, ne bir alim, ne bir cahil, ne bir mümin, ne bir facir, ne bir inat eden tağut, ne bir azgın şeytan ve ne de bu mertebeler arasında bilinç sahibi bir mahluk kalmasın.

ehlibeyt

  Babam ve annem, ailem, malım ve yakınlarım size feda olsun; Allah'ı ve sonra sizleri şahit kılıyorum ki, ben size ve sizin inandıklarınıza iman etmişim, sizin düşmanınıza karşıyım ve sizin reddettiğiniz şeyleri ben de reddediyorum, sizin makamınıza arifim, size karşı gelenlerin sapıklıkta olduklarını biliyorum. Sizin dostlarınızın dostuyum, düşmanlarınızın düşmanıyım; sizin hakkınıza riayet edene ben de riayet ederim, sizinle savaşanla savaşırım, sizin hak bildiğinizi hak bilirim, sizin batıl bildiğinizi batıl bilirim; size itaat ediyorum, hakkınıza arifim ve fazliletinize ikrar ediyorum. İlminizi taşıyorum, ahdinize bağlıyım, sizlerin makamınızı inanıyorum, gelişinize iman ediyorum, dönüşünüzü tastik ediyorum, emrinizi bekliyorum, devletinizin arzusundayım, sözünüze bağlıyım, emrinize amel ediyorum, sizlere iltica etmişim, ziyaretinize gelmişim, kabrinize sığınmışım.

Sizi Allah azze ve celle indinde kendime şefaatçi kılmışım, sizin hürmetiniz için Allah'a yakın olmak istiyorum.

 Her zaman her işimde kendi hacetlerimin, isteklerimin reva olması için sizleri (Allah huzurunda) aracı kılmışım; sırrınıza ve aşikar makamınıza iman etmişim, sizler hazır olanınıza da ve gaybette olanınıza da evvel ve sonuncunuza da iman etmişim ve bütün işleri sizlere hevale etmişim, bütün hallerimde sizlere boyun eğmişim, kalbim sizlere teslim olmuştur; görüşüm size tabidir ve yardımım sizin için hazırdır. Umudum şudur ki, Allah sizin vasıtanızla dinini ihya eder ve sizleri kendi istediği günlerde geriye çevirir ve adaleti ikame etmek için sizleri yeryüzünde galip kılar. Ben sizinleyim, size desteğim, sizden başkasıyla değilim. Sizlere inanmışım ve sonuncunuzu da ilkinizi sevdiğim gibi severim.

  Sizin hakkınızı inkâr eden, velayetinizden çıkan ve mirasınızı gaspeden, sizler hakkında şüpheye düşen ve sizden ayrılan düşmanlarınızdan, tağuttan ve şeytandan ve onların zalim hiziplerinden Allah'a sığınıyorum, Sizin dışınızda her vasıta ve önderden, ateşe çağıran imamlardan O'na sığınırım.


[1] “O evlerdeki, Allah onların yüceltilmesine ve kendi adının içlerinde anılmasına izin vermiştir. ” (Nur 36. Ayet)

Ehl-İ Beyt İmamlarının Ziyareti (2)

Ehl-İ Beyt İmamlarının Ziyareti (1)

 

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)