Ehl-İ Beyt İmamlarının Ziyareti (2)
(Camiet-Ül Kebire Ziyareti)
Allah sizleri sürçmelerden korumuş ve fitnelerden emanda kılmış, kirlerden temizlemiş ve her türlü pisliği sizlerden uzaklaştırmış, sizleri tertemiz kılmıştır. Siz de O'nun yüceliği karşısında tazim ettiniz, şanını yüce bildiniz, nimetini övdünüz ve O'nu sürekli andınız, ahdını muhkemleştirip kulluk bağını sağlamlaştırdınız ve O'nun rızası için açık ve gizlide müminlerin hayrına çalıştınız; hikmet ve güzel öğütle O'nun yoluna çağırdınız;[1] O'nun rızası yolunda nefsinizden geçtiniz ve O'nun muhabbeti uğruna uğradıklarınıza sabrettiniz.
Namazı dosdoğru kılıp zekatı verdiniz, marufa emredip münkerden sakındırdınız, Allah uğruna hakkıyla cihad edip O'nun davetini ilan ettiniz; farzlarını açıkladınız ve hadleri (şer-i hüküm ve cezaları) ikame edip belirlenen hükümlerini beyan ettiniz; sünnetine uyup O'nun rızasına yöneldiniz, kaza ve takdiri O'na bıraktınız, geçmiş peygamberleri tasdik ettiniz. Öyleyse sizi bırakıp başkasına yönelen azar; size sarılan Hakk'a kavuşur, hakkınızı çiğneyen ise zevala uğrar.
Hak sizinledir ve sizdedir, sizdendir ve size yöneliktir, siz hakkın sahibi ve kaynağısınız.
Peygamberlik mirası sizdedir, halk sizin kapınıza gelir ve onların hesabı sizin üzerinizdedir.[2] Hakkı batıldan ayıracak kesin hüküm sizin yanınızdadır; Allah'ın nişaneleri sizdedir, O'nun hükümlerini bildirecek olan sizsiniz, O'nun nuru, açık delili sizin yanınızdadır. Emri size açıklanmıştır.
Size dost olan Allah'a dost olur ve size düşman kesilen Allah'a düşman kesilir. Sizi seven Allah'ı sever, size karşı kin besleyen Allah'a kin besler. Size sarılan Allah'a sarılır. Sağlam yol ve fena yurdunun şahitleri ve bekâ yurdunun şefaatçileri sizsiniz. Kesintisiz rahmet, korunmuş nişane, mahfuz emanet ve insanların imtahan edildikleri kapı sizsiniz. Kim size geldiyse kurtuldu ve size gelmeyen helak oldu.
Siz, Allah'a doğru çağırıyorsunuz ve O'na yönlendiriyorsunuz, O'na iman edip O'na baş eğiyorsunuz, O'nun emrine uyup yoluna halkı irşad ediyorsunuz ve O'nun sözüyle hüküm veriyorsunuz.
Sizinle dostluk bağı kuran saadete erir ve size düşman olan ise kurtuluş yüzü görmez, sizi inkâr eden hüsrana uğarar ve sizden ayrı düşen sapıklığa düçar olur; size sarılan kurtulur, size sığınan güven kazanır, sizi tastik eden selamete kavuşur, size uyan hidayete erişir; size tabi olanın cennettir yeri, size karşı gelenin cehennemdir yuvası; sizi inkâr eden küfre sapar, sizinle harbeden şirke düşer, sizi reddeden cehennemin en alt tabakasında yanar.
Şehadet ederim ki, bu ilahi irade önceden var dı ve bundan sonra da var olacaktır.
[1] Nahl 125. Ayete İşaret edilmiştir.
[2] “Hiç kuşkusuz onların dönüşleri bizedir, sonra da mutlaka bize hesap vereceklerdir.” (Gaşiye 25-26. Ayetler) Ayetlerine işaret edilmiştir.
Ehl-İ Beyt İmamlarının Ziyareti (1)
Âşûrâ Ziyâreti Ve Tercümesi
Âşûrâ Ziyâreti