Kadının rengi 1
Cehalet, zaruret, ihtilâf: üçlü çete. Toplumumuzun ilerleyememesinin dayandığı üçlü bir sacayağı. Bu üç düşmana karşı mücadeleyse sanat, marifet, ittifak silâhıyla yapılabilmekte. (1) İlerleyebilmemiz zanaat, sevgi ve bilgi toplumu olmaktan geçmekte. Yani bilgiyle donatılmış, iletişim dili sevgi olan ve sanayisine kalkınmaya önem veren bir toplumun ancak ilerlemesinden söz edebiliriz.
Kâinatın var olma sebebi olan sevgi, hem bütün varlık âlemini bir atom gibi dengede tutan bağdır, hem kâinatın hayatıdır. Kâinatın en kapsamlı bir meyvesi olarak yaratıldığı için de tüm kâinatı kapsayabilecek bir sevgi kapasitesi insanın kalbine yerleştirilmiştir.
Var oluşun özünde, mayasında sevgi bulunduğuna; ilerlememizde önemli bir kıstas olduğuna göre öncelikle sevgi toplumu olmaya var gücümüzle çalışmalıyız. Demokratikleşme sürecine girmemizin yüzüncü yılını kutladığımız bu günlerde, aslında demokratikleşmenin sevgi toplumundan geçtiğini de unutmamalıyız. Peki, toplumun iki temel öğesinden biri olan, cins-i lâtif olarak yaratılan kadının bundaki rolü ne olacaktır?
Kadın dendiğinde farklı resimler çıkmaktadır karşımıza. Kâh kadın oluşundan bin pişman arabesk bir çehre, kâh eşitlik söylemleriyle başlayıp erkeği ezme politikaları güden amazon bir ruh, kâh yaratılıştan kendine verilen fıtrî halleri insanî bir çerçevede baskıcı değil, paylaşımcı bir şekilde yerine getirmeye çalışan bir bünye.
Peki, bunca değişik renkler sergileyen kadın, bu bağlamda nasıl kişilik özelliklerine sahip olmalıdır? Bunlardan bir ikisine hızlı bir bakış atalım
Kendinle ve cinsiyetinle barışık olma
Kişi herkesten ve her şeyden önce kendini sever. Bu yapısal bir özelliktir. Belli bir dozaja kadar da gereklidir. Öz benliğine iyi bakması, ruhsal ve bedensel bütünlüğü için de gereklidir. Aslında ne bir erkek kadın, ne de bir kadın erkek olsa, şu anda bulunduğu halden daha iyi asla olmayacaktır. Çünkü İmam-ı Gazali’nin de,
“İmkân dairesi içinde, şu andaki durumdan daha mükemmeli, daha üstünü, daha güzeli yoktur”(2)
dediği gibi, ne yaratılmışsa o varlık âlemindeki en güzel haldir. Biz varlık âleminin resmini bütün olarak göremediğimizden, bazen güzelliğin farkına varamayıp isyan edebiliyoruz.
Bütün insanlarla el ele verip dost olacağız. Hafız-ı Şirazî’nin zamanın yıllar öncesinden gelen sesine kulak verdiğimizde,
“Dünya öyle bir meta değil ki, nizaa değmiyor”(3) sözü kulaklarımızda çınlıyor.
Dünya kendisi topyekûn üzerinde tartışılmaya değmezse, küçük meseleleri hiç tartışmaya değer mi ya.
Kadın erkek eşitliği gibi bazı algı yanılgıları yaşadığımız bir atmosferde, aslında bir insan olarak kişisel ilişkilerde eşit hukuka sahip olduğumuzu göz ardı ediyoruz. Yoksa değil erkek kadın arasında, bütün insanlar arasında bile mutlak eşitlikten bahsetmek anlamsızdır.
“Sizi taife taife, millet millet, kabile kabile yaratmışım, tâ birbirinizi tanımalısınız ve birbirinizdeki hayat-ı ictimaiyeye ait münasebetlerinizi bilesiniz, birbirinize muavenet edesiniz.
Yoksa sizi kabile kabile yarattım ki, yekdiğerinize karşı inkâr ile yabanî bakasınız husumet ve adavet edesiniz değildir”(4) ayetinde de Allah’ın bizden istediği sevgi, yardımlaşma, farklılıkların ötekileştirmediği; yardımlaşma gücünü artırma eksenli bir sosyal yapıdır.
“Bizim cemaatimizin meşrebi, muhabbete muhabbet ve husumete husumettir,”(5) “Biz muhabbet fedaileriyiz; husumete vaktimiz yoktur”(6) gibi ifadelerle kendisine nasıl bir sevgi eksenli bakış açısı belirlediğini gösteren Bediüzzaman’ın da deyimiyle, “ittihad-ı kulub”un sağlanması; toplumumuzun sevgi toplumu haline gelmesi, tek yürek olarak atması ve sevgi eksenli duygu birliğiyle olacaktır.
Dipnot:
1. Divan-ı Harb-i Örfi ve Sünuhat, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul, Haziran 2000,s19
2. Sözler, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul, Nisan, 2000 s.218
3. Mektubat, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul, Mart 2000 s.257
4. Hucurat Suresi, 13.
5. Divan-ı Harb-i Örfi, s. 63
6. Tarihçe-i Hayat, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul, Kasım 1999 s.52
Kadınlar, Dikkat!
Kadın güldür
İyi Ve Kötü Kadınlar 2
İyi Ve Kötü Kadınlar 1
Şu Kadınlarla Evlenmeyiniz!
Kur’ân Açısından Kadının Mahremleri
Vahiy Mantığında Kadın
Hamile Kadının Yemeği