• Nombre de visites :
  • 9194
  • 30/8/2008
  • Date :

Hamile Kadının Yemeği

hamile kadının yemeği

    Çocuk, anne bedeninin resmi bir organı değildir. Ama annenin kanından ve yediği yemekten beslenip gelişmektedir. Hamile bir kadının yemeği, bir taraftan kendi bedeninin yemek ihtiyaçlarını gidermeye ve böylece bedeni için gerekli olan enerji ve sağlığı temin etmeye; dolayısı ile yaşantısını sürdürebilmeye ve öte yandan, karnında bulunan ve yapı bakımından oldukça karışık olan masum çocuğun cismi ve ruhu için gereken gıdaları sağlamaya yetmelidir. Böylece çocuk, iyice gelişir ve kendisinin ruhi güçlerini aşikar eder. Öyleyse, hamile bir kadının yemek programı çok programlı ve ölçülü olmalıdır. Çünkü, bazı gıda maddeleri ve vitaminlerin olmayışı veya az oluşu annenin sağlığını tehlikeye atabilir yahut çocuğun cismine ve ruhuna telafi edilmesi mümkün olmayan zararlar verebilir. İslam’a göre annenin beslenmesi o kadar önemlidir ki, kendilerine veya çocuklarına oruç tutmasının zararı olan hamile kadınlara, Ramazan ayının farz oruçlarını iftar etmeği; daha sonra da o oruçların kazasını yerine getirmelerini caiz kılmıştır.

    Bir istatistiğe göre, dünyadaki uzvu eksik olan veya fikri, hissi ve cismi yönden kusurlu olan çocukların yüzde sekseninin annelerinin hamilelik dönemlerinde doğru şekide beslenmedikleri görülmektedir. (1)    Beslenme konusunda uzman olan doktor Cezairi şöyle yazıyor: Anne rahmindeki çocuğun ve annesinin sağlığı, tam olarak annenin hamilelik zamanındaki beslenmesine bağlıdır. (2)

    Bildinlerden biri şöyle yazıyor: Uzun zamanlardan beri annenin beslenmesinin cenin ve çocuğun gelişmesinde, doğumdan önce ve süt verme döneminde tesiri olduğunu biliyorlardır. Anne vücudundaki canlı hücrelerin, yani, çocuğunun gelişmesi için gerekli olan bütün proteinler, karbon hidratlar, yağlar ve minareller meydana getirmelidir. Tecrübeye dayanan araştırmalar şunu göstermektedir ki anne, canlı hücrelerin normal bir şekilde faaliyet edebilmesi için gerekli vitaminleri gerekli miktarda temin etmelidir. Gelişme halinde olan ceninin, çeşitli vitaminlere karşı hassasiyeti, gelişmesini tamamlamış olan annesinden daha fazladır. Hatta annenin bütün hamilelik döneminde tamamen sağlıkı olup bunun yanında ceninin, bazı vitaminlerden yoksun olduğu için gelişmesinde anormallık gözlenmesi mümkündür.(3)

 

    Korner diyor ki: Çocuğun normal olmayışı ya iyi tohumun kötü bir muhitte bırakılmasından veya kötü tohumun iyi muhitteki neticesinden ileri gelir. Dudak yarıklığı, ayak altının düz olması, hatta moğollara benzemek gibi bedende gözlenen çoğu kusurların geçmişte kalıtsal yolla nesilden nesile geçtiği savunuluyordu. Günümüzde, bu kusurlara hamilelik döneminde muhitteki etkenlerin, özellikle oksijen azlığının sebebiyet verdiği bilinmektedir. Muhitteki bazı etkenler, doğumdan olan bir çok kusurların ve çocuk felçlerinin temel sebepleri sayılmaktadır. (4)

İmam Sadık (a.s) bir hadisinde şöyle buyuruyor:

"Çocuğun yiyeceği, annenin yiyip içtiği şeylerden temin olur." (5)

   Annenin Yiyeceğinin Ceninin Ahlakındaki Tesirleri

    Annenin hamilelik dönemindeki beslenme durumunun hatta çocuğun ahlak, zihin ve zekası üzerinde bile çok tesiri vardır. Zira çocuğun sinirleri ve beyni annenin yiyeceğinden meydana gelmektedir Her yemeğin kendine has bir eseri vardır. İslam da anne yiyeceğinin çocuğunun gelişmesinde etkili olduğu konusunda değinmiştir. Örneğin:

Peygamber efendimiz buyuruyor ki: "Hamile kadınlar, çocukları iyi ahlaklı ve sabırlı olması için hamileliğin son aylarında hurma yesinler."(6)

    Başka bir yerde de buyuruyor ki: "Hamile kadınlara, çocuklarının iyi ahlâklı olmaları için ayva yemelerini tavsiye edin." (7)

    İmam Rıza (a.s) şöyle buyuruyor: "Ayva yemek akıl ve zekayı fazlalaştırır." (8)

    Resulullah’tan (s.a.a) şöyle nakledilir: "Kavun yiyen hamile kadının çocuğu iyi ahlâklı ve güzel olur." (9)

----------------------------------------------------

(1)- Behdaşt-i Cismi ve Revani-i Kudek, s.62.

(2)- İ’caz-ı Horakiha, s.220.

(3)- Biyografi-i Piş ez Tevellüd, s.182.

(4)- Revanşinasi-i Kudek, s.190.

(5)- Bihar-ul Envar, c.60, s.343.

(6)- Mustedrek-ul Vesail, c.3, s.113.

(7)- Mustedrek-ul Vesail, c.3, s.116.

(8)- Mekarim.

(9)- Mustedrek-ul Vesail, c.2, s.635.

 

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)