İyi Ve Kötü Kadınlar 1
İyi Kadınlar ve Özellikleri
Resul-i Ekrem (s.a.a) şöyle buyuruyor:
İnsanların mutluluklarından birisi de kendine uygun, iyi huylu bir eşinin olmasıdır. [1]
Her erkek evlenmeyi arzu ettiğinde, hayatta mutlu olabilmek için, aile yuvası kurup, hayatın temel taşını atarken, kendini mesut edecek hayırlı ve uğurlu bir eş ararken çok dikkatli olması, İslâmî esaslara ve dinî ölçülere göre hareket etmesi, kendi mizacına, tabiatına, ahlâkına ve yaşayışına uygun olanı seçmesi lazımdır.
Allah'a tüm kalbiyle inanmış mümin bir genç, şüphesiz evlenmek istediği vakit, kendine iyi ve mümin bir kadın arayacaktır. Zira erkek, iyi ve aynı zamanda itaatkâr bir kadına muhtaçtır. Ancak hayatında ilk defa kız beğeneceğinden bazen nasıl bir yol izleyeceğini ve evlilik öncesi ve sonrası onlarda hangi özellikleri araması gerekeceğini bilemez. Evlenme çağındaki gençlere yardımcı olması gayesiyle bu konuda Resul-i Ekrem (s.a.a)'in çeşitli hadislerinden aldığımız, kadında olması gereken özellikleri sıralamağa çalışacağız:
1- Çocuk doğurabilen (kısır olmayan) kadınlar.
2- Muhabbetli, sıcak kanlı kadınlar.
3- Haysiyet ve şeref sahibi kadınlar.
4- Namuslu ve şahsiyetli kadınlar.
5- Kendi ailesi içerisinde sevilen, saygıdeğer.
6- Eşinin karşısında mütevazı ve yalnız onun için süslenen kadınlar.
7- Namusunu aziz bilip başkalarına karşı koruyan kadınlar.
8- Kocasına karşı itaatkâr olan kadınlar.
9- Dindar, iyi ahlâklı, takva sahibi olanlar.
Resul-i Ekrem (s.a.a) bu mevzuda yine şöyle buyurmaktadır:
Kadınlarınızın en iyileri seyyideler (imamların mübarek soylarından olan kadınlar) ve Kureyş'ten olanlardır. Çünkü onlar kocalarına karşı ağırbaşlı, hoş davranışlı ve çocuklarına karşı ise pek şefkatlidirler. (Ve yine) evlilik hayatında kocalarına itaatkâr ve yabancılara karşı namuslarına düşkün olurlar. [2]
Merhum Şeyh Hürr-i Amilî (r.a) mezkur hadisle birlikte daha birçok hadise dayanarak; "Kureyş kadınları ve seyyidelerle evlenmek müstehaptır." şeklinde buyuruyor.
Güzel sıfatlı kadınların en iyi özelliklerinden biri de kocalarına karşı anlayışlı olmakla birlikte dünyevi olsun, uhrevi olsun maddî ve manevî açılardan onlara destek olmaları, yanında yer almalarıdır.
Başka bir deyişle, koca için gölge olanlar en iyi özelliklere sahiptirler. Şöyle ki, güneşin kavurucu sıcağı altında çalışmakta olan bir çiftçiyi düşününüz. Hararetin ve işin verdiği yorgunlukla bir müddet sonra dinlenmek üzere kendine bir gölgelik arayacaktır. Amaç, o gölge sayesinde rahatlamak, yorgunluğunu gidermek ve böylece işe kaldığı yerden dinamik bir şekilde tekrar devam etmektir. İşte kadınlar da kocaları için böyle bir özelliğe sahip olmalıdırlar. Yorgun eşleri için bir gölgelik, üzgünken ferahlatıcı, dertliyken tam bir dert ortağı olmalıdırlar.
Yine kocalarını kırmayanlar, ona karşı duydukları sevgi ve muhabbeti sözde ve harekette açıkça gösterenler, ister cinsel istek açıdan olsun, ister başka açıdan olsun kocasının tüm isteklerini yerine getirenler övgüyle söz edilmesi gereken güzel sıfatlı kadınlardandır. İmam Ali (a.s) iyi sıfatlı kadınları şu hadisiyle açıklamaktadır:
1- Mehiri az olan.
2- İyi davranışlı.
3- Her an kocası için hazır bulunan.
4- Eşi rahatsız olduğunda onun rızasını kazanmadan uyumayan.
5- Kocasının gıyabında kendini (namusunu) koruyan kadınlar, en iyi kadınlardır... [3]
Yine Resul-i Ekrem (s.a.a) bir başka hadisinde şöyle buyurmuştur:
Kime dört haslet verilmişse, dünya ve ahiret hayrı ona verilmiş, dünya ve ahiretten nasibini almıştır: Onu yüce Allah'ın haram kıldığı şeylerden koruyacak takva, halkla iyi geçinebileceğini sağlayacak güzel ahlâk, cahilin bilgisizliğini giderebilecek yumuşaklık ve hilim, dünyevî ve uhrevî işlerde kocasına yardımcı olan salih bir eşin olması. [4]
İmam Cafer Sadık (a.s) şöyle nakletmiştir:
Birisi Peygamber'den evlenmek için izin istedi. Peygamber, eğer dindar kadınla evleneceksen olur... diye cevap verdi. [5]
Müminlerin Emiri Hz. Ali (a.s) da; "Lâyık bir eş, erkeğin huzura ve gönül rahatlığına kavuşmasında yardımcı olan önemli vesilelerden biridir." diye buyurmuştur. [6]
Urvet'ul-Vuska kitabında şöyle geçer:
İslâm dininde asil, esmer, kumral, iri gözlü, hoş kokulu, güler yüzlü, uzun saçlı, salih ve aynı zamanda anne ve babası toplumda iyi tanınan kızlarla evlenmek müstehaptır. Soysuz (zinadan doğan, zina zade) ve asil olmayanlarla evlenmek mekruhtur. [7]
Yine vasıflar hususunda Vesail'uş-Şia kitabının sahibi merhum şeyh Hürr-i Amili şöyle demişlerdir:
(İslâm dinince) Güler yüzlü ve uzun saçlı kızlarla evlenmek önerilmiştir. [8]
Peygamber efendimiz de vasıflar hususunda; "Yeşil ve açık mavi gözlülerle evleniniz, zira onlar hayırlı ve bereketlidirler" şeklinde buyurmuştur. [9]
Cabir b. Abdullah Ensarî Resul-i Ekrem (s.a.a)'den naklen şöyle der: Resul-i Ekrem, "İyi kadınlar, şöyle olmalıdır." diye buyurdu:
1- Kendini iyi evlâtlar doğurmaya hazırlamalı.
2- Şefkatli olmalı.
3- Namus ve iffetini korumalı.
4- Akrabaları arasında saygıdeğer, muhterem bir zat olmalı.
5- Kocasına karşı alçak gönüllü olmalı.
6- Kendini (yalnız) kocası için süsleyip (yalnız) ona sunmalı.
7- Kendini namahremlere karşı korumalı ve giyimine dikkat etmeli.
8- Kocasının sözüne itaatsizlik etmemeli.
9- Cinsel ilişkilerde kocasının isteğini yerine getirmeli.
10- Kocasına aşırı derecede (taparcasına) bağlı olmamalıdır. (Yani İslâmî ölçüler dahilinde itaat etmelidir. İslâm'ın hilâfına olan davranışları da red etmesini bilmelidir). [10]
İmam Cafer Sadık (a.s) İbrahim Korhi'ye hitaben şöyle buyurmuşlardı:
Evlenmeye mecbur olduğunda seçeceğin kızın özellikleri şöyle olmalıdır:
1- Asil bir aileden.
2- İyi ahlâklı.
3- Çocuk sahibi olmaya hazırlıklı.
4- Eşine dünya ve ahiret işlerinde yardımcı olabilecek özellikte olmasına dikkat et. Öyleyse güzelliği olmayan, kocasına yardım etmeyen, kısır (çocuk doğuramayan), sesini yükselten, başkalarının ayıbını gözetleyen, eşinden beklentisi çok olup zor işleri kocasına yükleyen kadınlardan sakın (onlarla evlenme). [11]
Bazı rivayetlere göre de kadının güzel kokması ve güzel yemekler pişirebilmesi iyi sıfatlardan sayılmıştır.
Şimdiye kadar hadislerden, ayetlerden ve Ehlibeyt mektebinde pek yüce yeri olan değerli ulemaların sözlerinden iktibas yapacak olursak, kadında olması ve aranması gereken özellik ve sıfatları şöyle sıralamak mümkündür:
1- Dindar
2- İyi ahlâklı
3- Güzel
4- (Gerekmediği müddetçe) evden fazla dışarıya çıkmayan, evdeki vazifeleriyle ilgilenen.
5- Çok konuşmayan (dedikodu, gevezelik, gıybet vb. şeylerden beri olan).
6- Kocasına (Allah'a itaat ettiği müddetçe) bağlı olup onun mutluluğu için çaba gösterenler.
7- Eşinin namusuna (dolayısıyla kendi namusuna) karşı iffetli olanlar.
8- Çarşı, pazar vb. yerler gibi erkeklerin yoğun olduğu kalabalık yerlerden çekinen, böyle yerlerden herhangi bir yere gitmek kastıyla dahi olsa kalabalık yerlerden geçmeyen, namahreme karşı İslâmî tesettüre riayet edenler.
9- Yabancılara sesini duyurmaktan kaçınan, zorunlu olduğu hâlde sesinin tonunu değiştirerek (kalınca) konuşanlar.
10- Kocasının yanında dahi olsa yabancılarla alış veriş etmekten kaçınanlar.
11- Ailesi için edindiği hedef ve fikirleri, kendisi için edinmiş olduğu hedef ve fikirlere mukaddem kılanlar.
12- Temizliğe özen gösterenler.
13- Her an kendisini Allah için kocasına adayanlar, onun için hazır bulunanlar.
14- Kocasına karşı iyi bir eş, çocukları için de örnek bir öğretmen olup, onlara yönelik ağza alınmayacak lâubali söz ve hareketlerden kaçınanlar.
15- Güzellik ve üstünlüklerinden dolayı kibirlenmeyenler.
16- Güzel sıfatları dolayısıyla kocalarına karşı övünmeyenler.
17- Eşinin yokluğunda onun için hasret çekenler, varlığında, yokken duyduğu üzüntüyü dile getirenler ve onun varlığıyla hasret giderenler.
18- Kocasına yük veya başka bir deyimle ayak bağı olmayanlar.
19- Kocasının ölümünden dört ay on gün geçmeden süslenmeyenler.
Resul-i Ekrem (s.a.a) son hususla ilgili olarak şöyle buyurmuştur:
Kadınların ölen bir kimseye üç günden fazla yas tutmaları caiz değildir. Yalnız kocalarının ölümünde dört ay, on gün yas tutmalıdırlar.
Kadının güzellik ve iyi sıfatlardan dolayı kocasına karşı övünmemesi ve kendini üstün görmemesi hususunda şu ibret verici hikâyeye dikkat ediniz:
Arabistan'ın kızgın çöllerinden birinde ilerliyordum. Büyükçe bir çadıra rastladım. İçerisinde çok güzel bir kadın ve pek de çirkin bir erkek vardı. Evli oldukları mâlumdu. Bir ara merak edip kadına; "Böyle çirkin bir erkekle evlenmeyi nasıl kabul ettiniz?" diye sordum. "Sus." dedi. "Çirkin dediğin bu insan, belki Allah katında bizden daha hayırlıdır; belki de yüce Allah, onun sadece imanı ve iyiliğinden ötürü, beni ona hediye etmiştir. Veyahut da ben, manevî yönden Allah katında alçağımdır; dolayısıyla yüce Allah akıbetimin hayırlı olması için beni bu erkeğe nasip etmiş de olabilir. O hâlde, Allah'ın hayrım için rıza gösterdiği bu zatı beğenmemek haddime mi düşmüştür?"
----------------------------------------------------------------------------------------
[1]- Furu-u Kafi, c.5, s.327.
[2]- Vesail'uş-Şia, Kitab'un-Nikâh, böl: 1, b:8, h:.3.
[3]- Furu-u Kafi, c.5, s.385.
[4]- Bihar'ul-Envar, c.100, Ebvab'un-Nikâh,b:2, h:38, s.237.
[5]- Vesail'uş-Şia, Kitab'un-Nikâh, böl:1, b:9, h:1.
[6]- Müstedrek'ul-Vesail'uş-Şia, c.14, s.172.
[7]- Urvet'ul-Vuska, c.2, s.199, tercemesi.
[8]- Vesail'uş-Şia, Kitab'un-Nikâh, böl: 1, b:21.
[9]- Furu-u Kâfi: c.5, s.335.
[10]- Furu-u Kâfi: c.5, s.324 ve Vesail'uş-Şia, Kitab'un-Nikâh, böl: 1, b: 6, h: 2.
[11]- Furu-u Kâfi, c.5, s.323.