• Nombre de visites :
  • 3030
  • 11/4/2009
  • Date :

Gençliği Bekleyen Tuzaklar 2

genç

  İslam dini, kadınla erkek arasındaki ilişkileri belli bir nizama bağlamıştır. Flört, müslümanların lügatinde yer alan bir kelime değildir. Bu kelimenin kendisi de muhtevası da yabancıdır bize. Resulullah’ın “Yabancı bir kadınla bir erkek iki ikiye, baş başa kalırlarsa üçüncüleri şeytandır” ikazı, bu husustaki tavrı açıkça ortaya koymaktadır.

Kimse ‘kalbim temizdir’ deyip çıkar yol aramasın. Kulu en iyi Yaradan bilir. Toplumdaki kavgaların ve cinayetlerin önemli bir kısmı, kadın-erkek ilişkilerinin sağlıksız yürümesinden kaynaklanmaktadır. Gençleri ölçü üzere evlendirip yuva sahibi yapmak gerçek çözümdür.

Zina zehiri

  Gençliğimiz inançlarından, gelenek ve göreneklerinden koparılıp modern hayatlara kurban ediliyor. Bize çağdaş hayatın gerekleri olarak sunulanlar, inançlarımızla ve ruhumuzun temel dinamikleriyle çelişiyor.

Evlilikte yaşanması gereken heyecanlar, flört dönemlerinde yaşandığı için evliliğin tadı ve heyecanı kalmıyor.

 Flört eden gençler, bir anda evlilikten vazgeçiyor ve gemilerini yeni limanlara sürüyorlar. Yeni heyecanlar aranıyor. Durum böyle olunca, ipin ucu kaçıyor. Devamında gayrı meşru ilişkiler ve zina geliyor.

Günümüz toplumlarında gençliği zehirleyen en büyük felaket, zina afetidir. Batılılar ülkemizi cephelerde yenemediler. Bu sefer bizi içten çökertmeye çalıştılar. Bunda da büyük başarı sağladılar. Hedeflerinde olan gençlik kalesi düştü.

genç

   Toplumun en küçük parçası olan aileyi ifsat ettiler. Aile bozulunca toplum da bozuldu. Gençlik süfli heveslerin peşinde dolaştırıldı. Zina, gençler arasında önceki dönemlere nazaran ürkütücü düzeyde arttı. Zinanın sıradanlaştığı, suç olmaktan çıktığı, aile huzursuzluklarının ve boşanmaların çığ gibi arttığı zamanımızda, gençliğin iffetini ve bir mum misali eriyen imanını nasıl geri getireceğiz?

  Her geçen gün mantar gibi çoğalan televizyon kanalları gençliği tehdit ediyor. Günümüzde, bizi bize yabancılaştıran televizyonların gölgesinde bir kayıp nesil yetişiyor. Televizyon bağımlısı gençler hayattan çekiliyor.

Ortalık diziden geçilmiyor. Bu dizilerde çok kere yanlış mesajlar veriliyor.

Kadın-erkek arasındaki mahrem ilişkiler, uluorta teşhir ediliyor. Çıplaklık sınır tanımıyor. Aşkla cinsellik birbirine karıştırılıyor.

 Gençlere takdim edilen sözde model insanlar, müslümanlık inancıyla, ülkemizin gelenek ve görenekleriyle çelişiyor. Düzenlenen içi boş, dışı cilalı yarışmalar vasıtasıyla, gençliğin duygularıyla ve hassasiyetleriyle oynanıyor.

Televizyon derken, yeni belamız bilgisayar!

  Gençliğimizi tehdit eden bir başka tehlike de bilgisayardır. Bilgisayar da tıpkı doktorun elinde şifa olduğu halde, hırsızın elinde öldüren bir araca dönüşen bıçak gibidir. Gençlerin önemli bir kısmı, odalarına çekilip saatlerini bilgisayarlarının başında geçiriyorlar. Böylelikle gençlik anti sosyalleşiyor, toplumdan kopuyor.

  Neticede kimseyle konuşmayan, dertlerini paylaşmayan, içine kapanık bir kuşak doğuyor. Bu durum, ilerde ciddi psikolojik rahatsızlıklara yol açıyor. Çocuklarımız bilgisayarlarda daha çok oyun oynuyorlar. Bir kısım strateji oyunları, gençleri üç-beş saat bilgisayara kilitliyor.

  Bilgisayarlarda gençleri bekleyen bir başka tehlike de müstehcen sitelerdir. Bu siteler, yarınlarımızın teminatı olan gençlerin ruhlarını karartıyor, insaf, basiret ve izan hissiyatını öldürüyor. Bu hususlarda ailelere büyük görevler düşüyor. Anne-babaların çocuklarını denetim ve gözetim altında tutmaları gerekiyor.

Batılı hayat tarzı, uçuruma götürüyor!

  Günümüzde dinî duygular ve hassasiyetler rafa kaldırılmak isteniyor. Gençlerin iman boşluğu dünyevî hazlarla doldurulmaya çalışılıyor. Eğlencede sınır tanınmıyor. Ölçüsüzlük ölçü olunca, eğlence hayatı uyuşturuyor körpe zihinleri. Rüzgârın önüne atılmış, hedefsiz kuru bir yaprak misali sürükleniyor ümitlerimiz ve hayallerimiz…

“Batılı hayat” denen, ne olduğu belirsiz, bize uymayan bir yaşam tarzı dayatılıyor.Bu tarzı benimsemeyenler dışlanıyor, ötekileştiriliyor. Değerlerimizi içine sindiremeyenler, hayatlarımıza pusu kuruyorlar.

  Daha çok kazanma, daha çok harcama ve daha çok eğlenme, sınır tanımama anlayışı, düzenlerin altüst olmasını beraberinde getirdi. Özentiler, kişilikleri ifsat etti.

  Kısa yoldan zengin olmak için bütün yollar meşru gösterildi, hak ve hukuk hassasiyetleri kalmadı insanlarda. ‘Para gelsin de nerden, nasıl gelirse gelsin’ anlayışı, her türlü yolsuzluğu ve kanunsuzluğu da beraberinde getirdi. Acıma ve yardımlaşma duyguları iyice köreldi. Ne yazık ki fırsatçılık anlayışı meşru bir hâl aldı. Bu durum aile bütünlüğünü de ciddi biçimde zedeledi.

  Zamanımızda gençleri bekleyen en önemli sıkıntılardan birisi de alkol, uyuşturucu ve sigaradır. Bu zararlı maddelere başlama yaşı ilkokul seviyesine kadar düşmüştür. Uyuşturucu müptelası olan gençler, geçmişlerini reddederek uçurumun eşiğindeki bir hayata adım atmaktadırlar. Bu maddeleri bulmak için her türlü yolu meşru görerek, kimliksiz ve kişiliksiz fertler olup çıkmaktadırlar. Bu maddeleri alan gençlerde, iradeler devre dışı kalmaktadır.

  Türkiye ve dünya gençliği inançlardan ve ideallerden yoksun bir hayat yaşıyor. Bu hayat onların dünyalarını zindana döndürdüğü gibi ahiret hayatlarını da mahvetmektedir. Dünyada huzur bulamayan bu fertlerin, ahiret huzuru da tehlikededir.

Ne olur gençliğe sahip çıkın!…

M.NİHAT MALKOÇ


Gençliği Bekleyen Tuzaklar 1

Hz Ali’nin Gençlere Yönelik Tavsiyeleri

Değişen Gençlik

Gençlerin Yanlış Yollara Sapmaması İçin!

İslami Gençlik Nasıl Olmalıdır ?

GENÇLERİN KAYGILARI

 

 

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)