Peygamberleri Tanıma Yolları-3
d) Mucize olarak yapılmak istenen iş, tahaddi makamında olmalı. Yani, yalnızca peygamberlik veya imamlık iddiasının ispatı için yapılmalı ve diğer insanlara meydan okurcasına ve onları mübarezeye davet edercesine olmalıdır. Bu durumda eğer, böyle bir iddia sahibi, insan türünün kudreti dışında kalan bir mucize gerçekleştirir, onlar da onun benzerini getirmekten aciz olduklarını itiraf edip, böyle bir şeyin eğitim, öğretim ve benzeri herhangi bir normal yollarla gerçekleşmesinin mümkün olmadığını görürlerse, o işin mucize olduğu ve ilahi güç sayesinde gerçekleştirildiği anlaşılır. Aksi taktirde, böyle bir iddia söz konusu olmadan ve diğer insanları mübarezeye davet etmeden bazı salih kullarda görülen harik-ül ade işlere keramet denir.
Mucizenin sadece peygamberlik veya imamlık iddiasında olan kişiye mahsus olmasının nedeni şudur ki, mucize, bir peygamberin veya imamın iddiasının doğruluğunun kanıtıdır. Zira Allah Teala'nın, iddiasında doğru olmayan bir peygamber veya imama böyle bir imkan sağlayarak kullarının sapıklığa yönelmelerine izin vermesi O'nun hikmetiyle bağdaşmaz ve muhaldir.
Allah Teala şöyle buyuruyor
"Eğer o peygamber bazı şeyleri uydurup bize isnat etmeye kalkışsaydı, elbette biz onu kuvvetle yakalar ve ondan intikam alırdık. Sonra da onun kâlp damarlarını keserdik (helak ederdik) [1]
Yine, Cenab-ı Hak Hz. Musa ile mübarezeye kalkışan sihirbazların Allah tarafından teyit göremeyeceklerini şöyle açıklıyor: "Onlar yapacaklarını ortaya koyunca, Musa: "Sizin yaptığınız bir büyüdür. Şüphesiz Allah müfsitlerin (fesat çıkaranların) işlerini düzeltmez. Ve suçlular istemese de Allah kelimeleriyle hakkı gerçekleştirir" dedi." [2]
Fakat bu dediklerimizin anlamı şu değil ki; peygamber, her karşısına dikilip mucize talebinde bulunanın isteğine icabet edip, ona mucize göstermek zorundadır. Hayır, bir peygamberin mucize göstermesi için, makul bir gerekçesi ve hikmete uygun olması gerekir. Yoksa, bazıları gerçeği anlamak için değil, kendi küfürlerine ve inatlarına bahane aramak veya başka makul olmayan nedenlerden dolayı mucize talep ediyorlardı. Elbette ki, peygamber böyle birilerinin isteğini yerine getirmek zorunda değildi.
Sonra peygamber, Allah'ın izni olmadan kendi yanından mucize gerçekleştiremez. Hangi makamda mucize göstermek gerektiğini ve mucizeyi göstermek için gerekli hikmetin oluşup oluşmadığını Allah Teala belirler.
Allah Teala şöyle buyuruyor:
"De ki: Mucizeler ancak Rabbimin katındadır (onun elindedir). Doğrusu ben sadece apaçık bir uyarıcıyım."[3]
Yine şöyle buyuruyor: "Allah'ın izni olmadan hiçbir peygamber hiçbir ayet (mucize) getirmez."[4]
Ayrıca mucize olarak istenilen şey, yapılması akılca mümkün olmayan veya peygamberlik makamı ve hedefiyle çatışır türden olmamalıdır. Meselâ, bazı kafirler, Hz. Resulullah'a: "Sen yerden bize bir kaynak fışkırtmadıkça, biz sana inanmayacağız. Veya hurma ve üzüm bağların olup aralarında nehirler akmadıkça veya iddia ettiğin gibi göğü başımıza parça-parça düşürmedikçe veya Allah'ı ve melekleri gözümüzün önüne getirmedikçe veya altın ve mücevherattan bir evin olmadıkça veya sen göğe yükselmedikçe biz sana inanmayız..." [5] diyorlardı.
[1]- Hakka: 44, 45, 46
[2]- Yunus: 81, 82
[3]- Ankebut: 50
[4]- Ra'd: 38
[5]- İsrâ: 90, 91, 92, 93
Peygamberleri Tanıma Yolları-2
Peygamberleri Tanıma Yolları-1
ALLAH'IN PEYGAMBERLER İ GÖNDERMESİ
PEYGAMBERLER HAKKINDAKİ İNANCIMIZ
Peygamberlerin Hedefleri