Hz. Fatıma (a.s) dan Kırk Hadis 10
Ali onlara, gizli ve açık nasihat etti. Hilafete ulaşsaydı zenginlikten çok süslenmezdi (Beyt-ul maldan kendisi için zahire etmezdi), susuzluğunu ve açlığını gidereceği az bir miktar hariç dünya malından bir şey elde etmezdi. O zaman kimin zahit, kimin dünyaya haris olduğu, kimin doğru konuşan, kimin de yalancı olduğu ortaya çıkmış olacaktı. “Eğer halk inansalardı, korkup-sakınsalardı, gerçekten üzerlerine hem gökten, hem de yerden bolluklar (bereketler) açardık; ancak onlar yalanladılar, biz de onları kazandıkları şeylerden dolayı cezalandıracağız.” (61) “Bunlardan zulmetmiş olanlara da, kazanmakta oldukları kötülükler isabet edecektir. Ve onlar (Allah'ı) aciz bırakabilecekler de değillerdir.” (62) Gel de yaşadıklarımı dinle, zaman sana ilginçliğini gösterir. Hayret duyacaksan ise, bu olaydan hayret duymalısın! Acaba onlar hangi dayanağa dayandılar?! Yahut hangi sağlam tutanağa asıldılar?! Ne de kötü bir mevla edindiler, ne de kötü yardımcı buldular. Zalimler ne de kötü bir bedel seçtiler. Onlar geri planda olanı öncülün, huysuz olanı, atılganın, aciz kalanı, rüştüne erenin yerine kabullendiler. Yazıklar olsun onlara; "iyi iş yaptıklarını sanıyorlar." (63) Oysa "bil ki onlar bozkunculuk yapanların ta kendileridir. Fakat bunun farkında değiller." (64) "..Acaba hakka hidayet eden mi uyulmaya daha layıktır, yoksa hidayet edilmedikçe, kendisi doğru yolu bulamayan mı? Ne olmuş size, nasıl hükmediyorsunuz?" (65)
Artık döllenmiştir, ne doğuracağını görünceye kadar bekleyin. Sonra da kazan dolusu taze kan ve acı zehir sağın. İşte o zaman batılı seçenler hüsrana uğrayacak ve sonrakiler öncekilerin attığı temelin acı sonucunun farkına varacaktır. Sonra da fitnelerini canınıza afiyetle sindirin. Daha sonra da yüreğinizi fitnesine güvendirin. Müjdeler olsun size, keskin kılıçtan, devamlı ve yaygın olacak kargaşadan ve ganimet ekinlerinizin ürününü azaltacak ve topluluğunuzu biçecek olan zalimlerin istibdadından. Yazıklar olsun onlara(size)! Onlar (siz) haberlere kör kılınmıştır (kılınmışsınızdır). "Şimdi siz onu istemezken, biz onu size zorla mı kabullendireceğiz." (66) Bütün övgüler Alemlerin Rabbı olan Allah'a mahsustur. Onun rahmeti de peygamberlerin sonuncusu ve resullerin efendisi olan Muhammed'e olsun." (67)
Bana Namaz Kılmasınlar!
38- “Emir-ul Müminin Ali hakkında Allah’ın ve Peygamber’in ahdini bozan, hakkımdan dolayı bana zulmeden, mirasımı gasp eden, babamın bana yazdığı Fedek’in mülkiyet senedini yakan, tanıklarımı tekzip eden kimseler bana namaz kılmasınlar. Allah’a andolsun ki, o tanıklar Cebrail, Mikail, Emir-ul Muminin Ali ve Ümmü Eymen’di. Bize yardım edilmesi gerektiğinde onlar (ashap) evlerine çekildiler. Oysa Emir-ul Müminin Ali beni, Hasan ve Hüseyin’le birlikte gece ve gündüz onların (Muhacir ve Ensarın) evlerine götürüyordu. Allah'ı, Peygamberi onlara hatırlatıyordum; biz Ehl-i Beyt’e zulmetmeyin, Allah’ın bize verdiği hakkı gasp etmeyin diyordum. Gerçi, size yardım edeceğiz diye olumlu cevap veriyorlardı, ama gündüz olunca bize yardım etmekten vazgeçiyorlardı. Nihayet bizim eve saldırdılar, kapımızın önüne çok odun topladılar, o odunları yakarak bizi yakmak istediler... Böyle bir ümmet mi bana namaz kılacak?!!!” (68)
O Anlarda!
39- “Ya Ali! Ben öldüğümde sen bana gusül ver, benim kefen defin işlerimi sen üstlen, namazımı sen kıl, beni kabrime koy defnet, kabrimin üzerindeki toprağı dümdüz et, yüzüme taraf başımın yanında otur, çok Kur’an ve dua oku. Çünkü o anlarda ölü dirilerle üns etmeye muhtaçtır. Ben seni Allah’a ısmarlıyorum ve evlatlarım hakkında güzel davranmayı sana tavsiye ediyorum.” (69)
Yazılan Vasiyetname!
40- Hz. Fatıma’nın vefatından sonra Hz. Ali (a.s) yazılan vasiyetnameyi çıkarıp okudu. o vasiyetnamede şöyle yazılmıştı:
“Rahman ve rahim olan Allah’ın adıyla. Bu Resulullah’ın kızı Fatıma’nın vasiyetnamesidir. O, Allah’tan başka bir ilahın olmadığına, Muhammed’in O’nun kulu ve elçisi olduğuna, cennet ve cehennemin hak olduğuna, kıyamet gününün geleceğine ve onun gelmesinde bir şüphe olmadığına tanıklık ediyor. Ya Ali! Ben Muhammed’in kızı Fatıma’yım, dünya ve ahirette seninle olmam için Allah beni seninle evlendirdi. Sen bana başkalarından daha layıksın. Bana gusül verme ve kefenleme işlerini gece yap, bana gece namaz kıl, beni gece defnet ve hiç kimseye haber verme. Seni Allah’a ısmarlıyorum; kıyamet gününe dek evlatlarımı selamlıyorum.” (70)
(64) - Bakara/12.
(65) - Yunus/35.
(66) - Hud/28.
(67) - İhticac, c.1,s.108. Emali, c.1,s.384. Delail’ul- İmamet, s.39. Belağet’un- Nisa, s.32. Keşf’ul- Ğumme, c.23,s.147. Şerh-i İbn-i Ebi’l Hadid, c.16,s.233. A’lam’un- Nisa, c.4,s.123. Bihar-ül Envar, c.43,s.161. Avalim, c.11,s.445. İhkak’ul- Hak, c.10,s.306. Nehc’ul- Hayat, s.126.
(68) - Bihar-ül Envar, c.43,s.183, 200, 204, c. 81, s. 252. Keşf’ul- Ğumme, c.1,s.494. Mecma’un- Nureyn.147. Nehc’ul- Hayat, s.291.
(69) - Beyt’ul- Ahzan, s.176. Nehc’ul- Hayat, s.315.
(70) - Bihar-ül Envar, c.43,s.214. A’yan’uş- Şia, c.1,s.321. Avalim, c.11,s.514. Nehc’ul- Hayat, s.320.
Hz. Fatıma (a.s) dan Kırk Hadis 9
Hz. Fatıma (a.s) dan Kırk Hadis 8
Hz. Fatıma (a.s) dan Kırk Hadis 7
Hz. Fatıma (a.s) dan Kırk Hadis 6
Hz. Fatıma (a.s) dan Kırk Hadis 5