• Nombre de visites :
  • 3946
  • 16/4/2011
  • Date :

Hz. Fatıma (a.s) dan Kırk Hadis 9

hz. fatıma (a.s) dan kırk hadis

Ebu Bekir, Hz. Fatıma’nın güçlü mantık ve delili karşısında halkı aldatma yoluna baş vurarak şöyle dedi: “Ey Resulullah’ın kızı! Baban müminlere karşı şefkatli ve esirgeyiciydi, hiç şüphesiz Muhammed (s.a.a) bizim kadınlarımızın babası değildi, senin babandı ve senin kocanın kardeşiydi. Bunu çok iyi biliyoruz. Kim sizi severse kurtuluşa erişir, kim size buğz ederse hüsrana uğrar... hiç kimse seni hakkından mahrum edemez, seni yalanlayamaz... Fakat Allah’a andolsun ki, babanın şöyle buyurduğunu duydum:
"Biz Peygamberler, altın, gümüş, ev ve mülk miras bırakmayız, ilim ve nübüvvetten başka mirasımız olmaz. Bizden geride kalan mallarımız Müslümanların halifesinin yetkisindedir...”

Hz. Fatıma Ebu Bekir’e şöyle cevap verdi:

 “Sübhanallah! Babam Allah’ın kitabından yüz çeviren, ahkamına muhalefet eden değildi. Onun hükümlerine uyan, onun surelerini takip edendi. Acaba hileye baş vurarak ona iftirada bulunmak mı istiyorsunuz? Onun ölümünden sonra sizin bu işiniz, onun hayatı döneminde onu yok etmek için kurduğunuz tuzaklara benzemektedir. Bu Kur’an, adaleti hakim ve hakla batılı birbirinden ayıran natıktır. Kur’an: “Artık bana kendi katından bir yardımcı armağan et. Bana mirasçı olsun, Yakup oğullarına da mirasçı olsun.” (56) “Süleyman Davud’a mirasçı oldu” (57) buyurmaktadır.

Allah Teala feraiz ve miras hükümlerini Kur’an’da beyan etmiş, zan ve şüpheye bir yer bırakmamıştır. “Hayır, nefsiniz, sizi yanıltıp (böyle) bir işe sürüklemiş. Bundan sonra (bana düşen) güzel bir sabırdır. Sizin bu düzüp-uydurduklarınıza karşı (kendisinden) yardım istenecek olan Allah’tır.” (58)

Ebu Bekir, Hz. Fatıma’nın ezici delillerinden kendisini kurtarmak için şöyle dedi: “...İkimizin arasında bu insanlar hükmetmelidir. Çünkü beni onlar hilafete seçtiler...”

Hz. Fatıma bunun üzerine susan halka şöyle buyurdu:

 “Ey batıl söze koşan, çirkin ve helak edici ameller karşısında susan topluluk! “Kur’an’da düşünmez misiniz? Yoksa bir takım kalpler üzerinde kilitler mi vurulmuş?” Hayır, yaptığınız kötü ameller kalplerinizi kaplamıştır; kulaklarınızı, gözlerinizi kapamıştır. Tevil ettiğiniz (yorumladığınız) ne de kötüdür! Biçtiğiniz ne de pistir! Muameleniz ne de çirkindir! Vallahi onun mahmilini ağır, sonucunu ( veya vadisini) kötü havalı bulacaksınız. Perdeler gözlerinizin önünden kaldırıldığında, onun ardındaki şiddet ve mihnetler açığa çıktığında, sanmadığınız şeyler Allah tarafından size aşikar edildiğinde, “İşte orada hakkı iptal etmekte olanlar hüsrana uğrayacaklarıdır”(Mü’min/78) (59)

Durumun Nasıldır? Dediklerinde!...

37- Hz. Fatıma'nın hastalığı ağırlaştığğında Ensar ve Muhacirlerden bir grup kadın, Hz. Fatıma’nın ziyaretine gittiler. Ey Resulullah’ın kızı, nasıl sabahladın, durumun nasıldır? diye sorduklarında şöyle buyurdu:

 “Allah'a andolsun ki, dünyanızı sevmediğim, erkeklerinize darıldığım halde sabahladım. Onları denedikten sonra uzağa attım, sınadıktan sonra onlara sinirlendim. Keskinin körelmesi, ciddiyetten sonra gevşeklik, mızrağın (veya kanalın) çatlaması, görüşlerin bozulması, isteklerin sapması ne de kötüdür! “Kendileri için nefislerinin takdim ettiği şey ne de kötüdür. Allah onlara gazaplandı ve onlar azapta ebedi kalacaklardır.” (60) Çaresizlikten onun (Fedek ve Hilafetin) ipini onlara taktım, onu onlara yükledim, onun baskınını onlara yaptım (diyeceğimi dedim). Zalim kavim hayır görmesin, neticesiz kalsın, rahmetten uzak olsun. Yazıklar olsun onlara! Onu (hilafeti), risalet kökünden (merkezinden) nübüvvet ve hidayet temelinden, Ruh’ul Emin’in (Cebrail’in) indiği evden, din ve dünya işlerine alim olanın elinden çıkardılar. “Bilin ki bu, büyük ve açık bir hüsrandır.” Ali’den intikam almalarının sebebi ne idi? Allah'a andolsun ki, onun kılıcının kimseyi tanımamasından, ölüme itina etmemesinden, düşmanları çiğnemesinden, çarpışmasının cezasından (onlara kılıç sallamasından) ve Allah rızası için olan öfkesinden dolayı ondan intikam aldılar. Allah’a andolsun ki, eğer yoldan çıksaydılar (mani olmasaydılar), Resulullah’ın Ali’ye bıraktığı yulardan (önderlikten) ve onu kabul etmekten vazgeçselerdi ve onu (hilafet devesini) Ali’ye bıraksalardı, bu deve onları doğru yola götürürdü, burunsalığı kimseyi yaralamazdı, yürümesi ağırlaşmazdı, binicisi yorulmazdı, onları hazım ve kanık veren temiz suyun kaynağına götürürdü, yanları suyu bulandırmazdı, onları doyurup geri getirirdi.


(56) - Meryem/5,6.

(57) - Neml/16.

(58) - Yusuf/18.

(59) - Şerh-i İbn-i Ebi’l- Hadid, c.16,s.211. Keşf’ul- Ğumme, c.1,s.492. Müruc’uz- Zeheb, c.2,s.311. A’lam’un- Nisa, c.4,s.116. Muraciat, s.103. Tezkiret’ul- Havass, s.179. Keşf’ul- Mehacce, s.124. el- İmamet-u ve’s- Siyase, c.2,s.14. el-İsabe, s.61. Usd’ul- Ğabe, c.2,s.522. Tarih-i İbn-i Kesir, c.12,s.441. İkd’ul- Ferid, c.2,s.6. Mizan’ul- İ’tidal, c.2,s.172. Biher-ül Envar, c. 6, s. 107.

(60) - Maide/81,82.

Hz. Fatıma (a.s) dan Kırk Hadis 8

Hz. Fatıma (a.s) dan Kırk Hadis 7

Hz. Fatıma (a.s) dan Kırk Hadis 6

Hz. Fatıma (a.s) dan Kırk Hadis 5

Hz. Fatıma (a.s)dan Kırk Hadis 4

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)