Hz. Fatıma (a.s) dan Kırk Hadis 7
Ali tebliğ ve cihat ederken siz keyfinizi sürdürmekte, rahatınıza bakmaktaydınız, mağlubiyete uğramamızı ve bir haber çıkmasını bekliyordunuz. Savaş anında geri dönüp düşmanla savaşmaktan kaçıyordunuz.
Allah Teala, Resulü için, peygamberlerin evini ve seçkin kullarının yurdunu seçtiğinde (onu Firdevs cennetine götürdüğünde) artık nifak dikeni (kalplerde kinler) ortaya çıktı, din gömleği eskidi, kin besleyen sapıklar, söz sahibi oldular, en düşük kişiler ortaya çıktılar. Batıl ehlinin boğur devesi böğürdü, arsanızda kuyruğunu oynattı, şeytan yerinden başını çıkardı, sizi kendine çağırdı, davetine icabet ettiğinizi, onun aldatmasına hazır olduğunuzu gördü. Sonra hareket etmenizi istedi, siz de hareket ettiniz, tehyiç olmanızı istedi, siz de tehyiç oldunuz. Derken başkasının devesini damgaladınız (sizin malınız olmayan hilafeti gasp ettiniz), onu, sizin olmayan bir çeşmenin başına getirdiniz. Ahdinizden (Gadir-i Hum’daki biatinizden) uzun bir zaman geçmemişti, Peygamber’in vefatından dolayı kalbimizin yarası çok genişti, henüz iyileşmemişti, Peygamber’in mübarek naşı henüz toprağa verilmemişti. Fitne çıkması korkusunu bahane ederek kendinizi öne attınız. Ama bilin ki, fitnenin ta içine düştünüz. Şüphe yok ki, cehennem küfre sapanları kuşatmıştır.
Heyhat! Siz nere, fitneyi yatırmak nere! No oluyor size? Nereye gidiyorsunuz? Allah’ın kitabı sizin aranızdadır; sözleri açık, ahkamı parlak, nişaneleri göz kamaştırıcı, emri ve nehiyleri aşikardır. Ama siz onu arkanıza attınız. Ondan yüz çevirmek mi istiyorsunuz? Yoksa Kur’an’dan başkasıyla mı hükmediyorsunuz? Ondan başkasını almak zalimler için ne de kötü değişmektir. (Şunu bilin ki;)“Kim İslam’dan başka bir din ararsa, asla ondan kabul edilmez ve o, ahrette hüsrana uğrayanlardandır”(Nisa/84) Sonra (çalınan devenin) ürkmesi sakin ve dizginlenmesi kolay olacak kadar bile sabretmediniz. Sonra fitne ateşini tutuşturdunuz, onun közünü körüklediniz. Azgın şeytanın çağrısına müspet cevap verdiniz. Parlak dinin nurunu söndürmeye, seçkin Peygamber’in sünnetini boşlamaya koyuldunuz. Köpük içmek diyorken alttan çorba (veya süt) içiyorsunuz. Ağaçlar arasında saklanan yırtıcı canavarlar gibi onun (Peygamber’in) Ehl-i Beytine ve evlatlarına doğru yürüyorsunuz. Bıçak kesmesi ve karına sokulan mızrak ağrısı gibi olan sizden gördüğümüz bu zulümlere sabretmekten başka bir çaremiz yoktur.
Siz şimdi Peygamber’den bize miras yetişmediğini mi sanıyorsunuz? “Yoksa cahiliye hükmünü mü arıyorsunuz? Kesin bilgiye inanan bir topluluk için, hükmü, Allah’ın hükmünden daha güzel olan kimdir.” (41) Benim Resulullah’ın kızı olduğumu bilmiyor musunuz? Benim onun kızı olduğum parlak güneş gibi size açıktır. Ey Müslümanlar! Babamın mirasının zorla elimden alınması doğru mudur?
Ey Kuhafe oğlu (Ebu Bekir)! Acaba senin babandan miras alabileceğin ama benim babamdan miras alamayacağım Kur’an’da mı yazılmıştır? Şüphesiz Allah’a iftira ediyorsun. Bilerek mi Allah’ın kitabını (onun düsturlarını) arkanıza attınız? Çünkü Allah Teala Kur’an’da: “Süleyman, Davud’a mirasçı oldu” (42) buyurmaktadır. Yine Yahya bin Zekeriyya’ın kıssasında, Zekeriyya: “Rabbim! Bana kendi katından bir yardımcı armağan et. Bana mirasçı olsun, Yakup oğullularına da mirasçı olsun.” (43) diye Allah’a yalvarmaktadır.
Yine Allah Teala Kur’an’da:
“Akrabalar (Mirasta) Allah’ın kitabına göre, birbirlerine önceliklidir.” (44) buyurmaktadır. Yine: “Çocuklarınız konusunda Allah, erkeğe iki kadının hissesi kadar tavsiye eder.” (45) buyurmaktadır. Yine: “Sizden birinize ölüm gelip çattığı zaman, eğer geride bir hayır (mal, mülk vb.) bırakmışsa, anaya, babaya ve yakın akrabaya bilinen (uygun, meşru) bir tarzda vasiyette bulunması -Allah’a karşı gelmekten sakınanlara bir hak olarak- size farz kılındı.” (46) buyurmuştur.
Benim için mirastan bir hisse olmadığını, babadan miras alamayacağımı ve aramızda akrabalık bağı olmadığını mı sandınız? Acaba Allah Teala bir ayeti size mahsus kılmış da babamı miras hükmünden istisna mı etmiş? Yoksa iki dinin milletleri birbirlerinden miras alamazlar mı diyorsunuz? Acaba ben ve babam bir dinden değil miyiz? Yoksa siz, Kur’an’ın umum ve hususunu babam ve amca oğlumdan daha iyi mi biliyorsunuz? Bu yularlanmış ve palanlanmış deve (hilafet ve fedek) de senin olsun al götür; yaptıklarınla kıyamet günü karşılaşacaksın. Allah ne güzel hükmeden, Muhammed ne güzel kefil ve kıyamet ne güzel buluşma yeridir! “O gün batılda olanlar hüsrana uğrayacaklar” (47) O gün pişmanlık duymanız size yarar vermeyecektir. “Her bir haber için kararlaştırılmış bir zaman (müstakar) vardır. Siz de bileceksiniz.” (48) “Yakında öğreneceksiniz, kendisini aşağı kılan azap kime geliyor ve kesintisiz azap kimin üzerine çöküyor?” (49)
(41) - Maide/150.
(42) - Neml/16.
(43) - Meryem/5,6.
(44) - Enfal/75.
(45) - Nisa/11.
(46) - Bakara/180.
(47) - Casiye/27.
(48) - En'am/67.
(49) - Zümer/40.
Hz. Fatıma (a.s) dan Kırk Hadis 6
Hz. Fatıma (a.s) dan Kırk Hadis 5
Hz. Fatıma (a.s)dan Kırk Hadis 4
Hz. Fatıma (a.s)dan Kırk Hadis 3
Hz. Fatıma (a.s) dan Kırk Hadis 2