• Nombre de visites :
  • 5366
  • 2/5/2010
  • Date :

İslamda Mezheplerin Çıkış Sebepleri  2

islam

Birinci Sebep: Kabile Taassupları Ve Hizbi Eğilimler

  Müslümanlar arasındaki ilk ihtilaf Peygamber (s.a.a)’in vefatından sonra hilafet konusunda ortaya çıkmıştır. Hilafet makamını Risalet makamı gibi nass makamı olarak düşünenler Resulü Ekrem (s.a.a)’in hadislerine dayanarak hilafetin Hz. İmam Ali (a.s)’ın hakkı olduğunu savunuyorlardı.

  Bu grubun mantık ve düşüncesinde asla kabile taassupları söz konusu değildi ve bu inanç islam Peygamberinin sözlerinden doğmaktadır. Ama Sakife de, Hz. İmam Ali (a.s)’ın muhaliflerinin, (ister Muhacirler olsun ve isterse de Ensar,) mantığı diğer mihverler etrafında dönüyordu. Bu mihverleri kabile taassubu ve enaniyyet olarak görmek mümkündür. Hilafet konusunda hem Muhacirler ve hem de Ensar cahiliyye ölçülerine dayanarak hilafeti ellerine geçirmeye çalışıyorlardı. Oysa hilafet makamının seçim makamı olduğunu farz etsek bile, islami değerlere sahip, alim ve takvalı birisinin seçilmesi gerekirdi. Ama ne yazık ki; her iki grup da bu ölçüleri değere almayıp, risalet makamına yaptıkları kabile hizmetlerini ön plana çıkardılar... Netice de, Sakifede Ensar ve Muhacir arasında uzun tartışmalardan sonra, Ebu Bekir oradan halife olarak dışarı çıktı ve böylelikle ilk ihtilaf tohumları atılmış oldu.

İkinci Sebep: Kitap Ve Sünneti Yanlış Algılama Ve Anlama

Dini hakikatleri, Kur-an ve Sünnetin ideal hükümlerini yanlış ve ters algılamak bir çok tayfaların, fırkaların ve mezheplerin ortaya çıkmasına sebep olmuştur.

  Gerçekte, mezheplerin büyük bir bölümünün çıkmasına bu ters ve yanlış düşünceler ve dar görüşler sebep olmuştur. Hiç şüphesiz Allah’ın kitabı ve Peygamberin sünneti bütün Müslümanlara hüccettir ve bütün Müslümanların bu ikisine uymaları gerekir. Allah’ın hükümleri ve Peygamberin buyrukları karşısında görüş bildirmek veya onlara karşı muhalefet etmek hiçbir zaman reva değildir. Müslüman olduğunu söyleyen birisine bu tür fiillerde kesinlikle yakışmaz. Kur-an-dan yararlanmak ve bir şeyler öğrenmek için çok fazla dikkat etmek gerekir.

  Kur-an-da zahir ve batın, muhkem ve müteşabih, mecaz ve teşbih...vardır. Kur-an-ı Kerimin sadece zahirini tasavvur etmek, onun yüce makamını aşağı indirmekten ve yüce manalarını tahrif etmekten başka bir netice vermez.

islam

  İslam dini içerisinde “Mücesseme, Müşebbehe, Harici, ve Mürcie” adında fırkalar ortaya çıktı. Bütün bu gruplar Kitap ve sünneti kendi tasavvur ve düşüncelerinin medrek ve dayanağı olarak görmüş ve kendilerine muhalif olanları Kitap ve sünnete karşı muhalif olmakla suçlamışlardır. İlk iki grup “Ayn” (göz) “Yed” (el) “Vech” (yüz) kelimelerinin bulunduğu ayetlere dayanarak ayetleri zahirine göre tefsir etmişler. Sade ve basit bir şekilde bu ayetlerin kenarından geçip gitmişlerdir.

  Örneğin ehli hadis “Yahudiler Allah’ın eli bağlıdır, dediler.... Bilakis Allah’ın elleri açıktır, dilediği gibi verir...” [1] ayetinin tefsirinde, zahire iktifa ederek şöyle demişlerdir; Allah’ın infak ettiği iki tane eli vardır. Eş’ari ise bu konuda şöyle diyor;

Allah’ın iki ele vardır ama biz onun keyfiyetini (nasıl olduğunu) bilmiyoruz. [2]

  Kur-an-ı Kerimden bu tür yararlanmak dar ve yanlış görüşlülüğün nişanesi olup, onu dar bir çerçeveye sığdırmaktır.

  Müslümanlar Peygamber (s.a.a)’in vefatından sonra kendilerini din, takva ehli görüpte, sadece zahire iktifa eden bir grupla karşı karşıya kaldılar. Bunlar sadece zahire iktifa ederek bu tür yanlış düşünceleri İslam dini kalıbında müslümanların içerisine soktular. Bunlar her türlü tefekkür ve fikri düşünceyi küfr olarak talakki ettiler.

  Neticede Kur-an ve sünnet düşünce yapısı olarak mana ve tefsir bakımından asıl mesirinden çıkarıldığı ve farklı farklı manalar ve bu manaların taraftarları ortaya çıktığı için, bu ihtilaflar en sonunda hizbi eğilimlere ve fırkalaşmalara neden olmuştur.


[1] - Maide suresi, 64

[2] - Eş’eri der Ebane, s. 18

İslamda Mezheplerin Çıkış Sebepleri 1

İslam Ümmeti Birliği

 

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)