Ali'ye Biat
Peygamberimizin, Ali'ye Biat Edilmesini Sağlamaya Dönük Çalışmaları
Resulullah (s.a.a), kendisinden sonra Müslümanların durumunun nasıl olacağına dair tam bir bilgiye sahipti. Çünkü o bu toplumun müptelâ olduğu hastalıkları sürekli olarak gözlüyordu. Kendisinden sonra ilk darbenin, kendisinin ve Ali"nin temellerini attıkları nebevî çizgiye yöneleceğini çok iyi biliyordu. İlk darbeyi, kendisinden sonra, benimsenmesini istediği İslâmî davetin sahih çizginin yiyeceğinden emindi. Çünkü İslâmî davete ilişkin bu sahih çizgi, İslâm"dan yararlanmak, İslâm"ın gölgesinde kişisel tutkularını tatmin etmek isteyen birçok insan açısından bir tehditti. Bunların derdi, zahmet çekmek, çaba sarf etmek ve İslâm"a yararlı olmak değildi. Amaçları, Peygamber"in (s.a.a) kurduğu bu muazzam topluma önderlik etmekti.
Peygamber (s.a.a), kendisinden sonra İslâm şeriatının Allah"ın kendisine indirdiğinden başka bir şeye dönüşmesinden, kişisel arzuların ve tutkuların oyuncağı hâline gelmesinden korkuyordu. Nitekim Peygamber"in tavrından kuşku duyan ve bundan hoşnut olmadığını gösteren Haris b. Numan"ın olayı, Peygamberimizin (s.a.a) endişesini haklı çıkaran bir örnekti.
Hz. Peygamber (s.a.a), çeşitli aşamalarda ve dönemlerde davetin sahih çizgisini açık bir şekilde ortaya koymak durumundaydı. Ashabına sık sık şöyle derdi:
Eğer Ali"nin (a.s) peşinden giderseniz, -ki sizin bunu yapacağınızı sanmıyorum- onun doğru yol üzere giden bir yol gösterici olduğunu, sizi apaydınlık bir yola ileteceğini görürsünüz.[1]
Rivayet edilir ki Sa"d b. Ubade, kalabalık bir topluluğun içinde şöyle demiştir: "Allah"a yemin ederim ki, Resulullah"ın (s.a.a) şöyle dediğini duydum: Ben öldüğüm zaman, heva ve hevesler sapar ve insanlar gerisin geri dönerler. O gün hak Ali ile beraber olur."
Sekaleyn (iki ağır emanet/Kur"ân ve Ehlibeyt) hadisi, İslâm akidesinin selâmeti ve sapmalar karşısında korunması için Ali"ye (a.s) itaat etmenin, onun rehberliğinde yol almanın, onun velâyeti yolunda hareket etmenin zorunluluğunu gösteren bir diğer kanıttır.
Daha sonra Resulullah (s.a.a), Ali"nin (a.s) müminlerin emiri olarak atanmasına ilişkin ilâhî emri gerçekleştirmek için yeni bir plân hazırlamaya başladı. (Merkezden uzakta bir görevi üstlenmek için) büyük bir ordu hazırladı. Bu orduya, İmam Ali"ye (a.s) karşı siyasal mücadele içinde yer alabilecek, İslâm toplumunun önderliği noktasında onunla sürtüşmeye girebilecek veya en azından devlet organında kendisi için siyasal bir mevki isteyebilecek bütün unsurları aldı. Çünkü bu siyasal kavganın gerçekleşmesi ve İmam Ali"nin (a.s) önderliğinin önlenmesi durumunda İslâmî risalet doğal çizgisinden sapacak, dosdoğru yolundan çıkacak veya en azından siyasal talepleri İmam Ali (a.s) tarafından reddedilen kimseler, İslâmî çizgiye karşı düşmanca bir tavır takınacak, bu da Peygamber"in (s.a.a) yokluğunda İslâm ümmetinin başına onulmaz gaileler açacaktı.
---------------------------------------------------------------------------------------
[1]- Hilyetu"l-Evliya, Ebu Nuaym, 1 / 64; Muhtasar-u Tarih-i Dimaşk, İbn Asakir, 18 / 32
Tarihî Gadir Hadisi
Ali (a.s) Hz. Peygamber'in Kardeşidir
Menzilet Hadisi
GADİR-İ HUM OLAYI
Gadir Hum İle İlgili Ayetler
Gadir Günü İyi Ameller Yapmak
GADİR, İMAMETİN SESİ
Peygamberin Halifesi
ULULEMR'E İTAAT EDİN
Hz.Ali (a.s)'nın Hz. Resulullah (s.a.a) Tarafından Tayini
İmamet İlâhî Bir Makamdır
İmamet Makamı
İmamın İsmeti
İmam, İnsan Vücudundaki Kalbe Benzer