İmam Humeyni Konuşuyor (1)
Bismillahirrahmanirrahim
Dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen ve iran’ın durumunu yakından müşahade ederek, İslam Cumhuriyeti’nin dünyada mazlum olduğunu anlayan sizlere teşekkür ederim. Özellikle Lübnan’dan gelen bu küçük, aziz çocuklara, Lübnan şehidlerinin bu varislerine teşekkürlerimi bildirir, hepinizin sıhhat ve saadetinizi Allahu Tebarek ve Tealadan niyaz ederim. İran’da gerçekleşen bu İslam cumhuriyetinin tüm İslam topraklarında da gerçekleşmesini dilerim. Benim bütün gruplara teker teker teşekkür etmeye gücüm yoktur, fakat burada teşekkür etmem gereken temsilciler bulunmakta ve yine teşekkür etmem gereken şehid velileri de bulunmaktadır. Kısacası hepinize teşekkür ederim.
Bugün İslam topraklarından veya gayri İslami ülkelerden gelerek saygıdeğer temsilcilerin huzurunda bazı konuları anlatmam gerekiyor. Peygamberi Ekrem (S.A.V) den rivayet olunmuştur ki: "
İslam ilk dönemlerde mazlum idi ve daha sonraları da mazlum olacaktır." Ben de işte bugün islamın mazlumluğunu sizlere arzetmek istiyorum.
Kur’an-ı Kerim:”Doğrusu milletim bu Kur’an-ı terk etmişti”(25/30) buyuruyor.
Kur’an-ın kendi kavmi ve ümmeti içerisinde örtülü kalmasını Allahu Tebarek ve Tealaya şikayet etmiştir. Ben bugün bu çaresizliğin yüklediği vesayet altına alınmışlığı ve mazlumluğu sizlere bildirerek, diyorum ki;
Bakınız, İslam ve müslümanlar ne haldedir? Kur’an ve İslam bugün vesayet altına alınmış vaziyettedir ve mazlumdur. Çünkü, Kur’anın ve İslamın üzerine vesayet konulması, Kur’anın ve İslamın çok önemli meselelerinin ya tamamen vesayet altına alınmasından veya birçok İslami devlet iddiası taşıyan devletlerin, İslam’a, Kur’an’a aykırı yönde hareket etmeleri yüzündendir.
Kur’anın önemli meselelerinden biri ümmeti vahdete davet etmek ve anlaşmazlıktan men etmektir. Kur’anı Kerim de çeşitli tabirlerle Müslümanlar ve Müslümanların başında bulunanlar arasındaki çekişmeler men edilmiştir.
“Ayrılığa düşmeyin, yoksa korkar, başarısızlığa düşersiniz. Ve kuvvetiniz gider”(8/46)
İslam’ın iki önemli siyasi esası olan bu iki noktayı incelemeli ve Müslümanların onlara nasıl bağlı kaldıklarını görmeliyiz. Acaba Müslümanlar İslam’ın bu iki esasına itina gösterdiler mi? Acaba o iki esasa uydular mı? Eğer bu esaslara itaat edecek olurlarsa müslümanların bütün mesele ve zorlukları halledilmiş olur ve eğer itaat etmeyecek olurlarsa parçalanarak, özelliklerini kaybederler. Müslümanlar iki grupturlar: Birincisi, Müslüman halklar ve halk kitleleri, ikincisi ise bu halk kitlelerine hükümet edenler, ülkelerin yöneticileri, İslamlık iddiasında bulunan, Allah’ın kitabına uymak iddiasında bulunan ve her biri bir ülkeyi idare eden bu devletlerin ve yöneticilerin durumlarına bir göz atarak, onların, Allah’ın kitabının önemli esaslarına uyup uymadıklarını görelim. Öte yandan, İslam’ın diğer bir önemli esası da bulunmaktadır ki, Müslümanlara kafirlerin sultası altına girmemelerini emretmektedir. Allahu Tebareke ve Teala hiçbir kafirin sultasının kabulünu Müslümanlara emretmemiştir.
İmam Humeyni`nin Ardından
Gönüllerin yaralandığı gün