Risalet Zaruridir (5)
İsa Polat
Üçüncü grup: Allah’ı kabul etmesine rağmen onlar da dediler ki, yok, hayır. Allah’ın bizden bir talebi yoktur. Biz kendi toplumsal talebimizi kendimiz temin edebiliriz. Bu açıdan tarih boyu bir yığın siyasal, ekonomik, felsefi ekoller geliştirildi.
21. yüzyılda geldik bir yığın yatay ilerleme kaydedildi, bilgisayar çağına ulaştık; fakat insanlar mutlu değil. Yeryüzünde savaş var. Yeryüzünde dengesizlik var. Yeryüzünde kan var. Yeryüzünde gözyaşı var.
Kimileri insanların mutlu olabilmesi için özel mülkiyetin, devletin ortadan kaldırılması gerektiğini söyledi. Bu uğurda binlerce gencin kanı aktı, halen bu sevda uğruna kan dökenler ve kanını hibe edenler var.
Fakat insanların kendi yanlarından insanlığın mutluluğunu temin edecek şeyleri vaaz etme iktidarına sahip olmadıkları gibi, bu iktidara sahip olsalar bile pratikte bunun karşılığını tahakkuk ettiremezler. Zira her bir insan akıllıdır. Her bir insan kural vaaz etmek ister. Her bir insan kendisinin öngörülerinin hakim olmasını ister. Üstelik bu çok doğal ve çok da kaçınılmaz bir şeydir. Öyleyse öyle bir dünyada sadece güçlünün koyduğu kurallar hakim olur.
Demek ki biz bu tezi kabul edersek. Güçlüler hakim olsun tezini otomatikman kabul etmiş olacağız. Zira sosyalistlerin öngördüğü proleterya devriminde de siz burjuvayı ayaklar altına alıp proleteryayı güçlendirmiyor musunuz’ Proleterya sizin üzerinizde güç sahibi olmuyor mu’ Yani siz! Ya güçlünün hakimiyeti altına gireceksiniz ya da siz güçlü olacaksınız bir başkası sizin hakimiyetiniz altına girecek. Öyleyse güçlünün hakim olduğu bir dünya insanları mutlu edebilir mi’?
Binaenaleyh, bizim içimizden bir taraf olan, bizimle bir çıkarı olan ve o çıkarlarında bizimle çakışması olan birine söz üstünlüğünü verdiğimiz müddetçe mutlu olamayız. Öyleyse bizden biri olmayan ve aklın öngörüsü ile bütün bir evreni ve bizi var eden Allah’a teslim olmayı kabul ettiğimiz andan itibaren ve O’nun elçileri vasıtası ile bize tebliğ ettiği kurallar çerçevesinde toplumsal hayatımızı tanzim ettiğimiz zaman ancak mutlu olabiliriz.
Öyleyse Allah’ın varlığı nasıl bir akli zaruret ise Peygamberin varlığı da aynı şekilde akli bir zarurettir.
‘İki kere iki dört eder’in zaruretinden daha şiddetli bir zarurettir. Biz Abdullah oğlu Muhammed’e (s.a.a) bizden bir insan; ama erdemli bir insan; bizden bir insan; ama zeki bir insan; bizden bir insan; ama becerikli bir insan olduğu için itaat edersek az önceki problemlere düşeriz ve yine mutlu olamayız.
Risalet Zaruridir (4)
Risalet Zaruridir (3)
Risalet Zaruridir (2)
Risalet Zaruridir (1)
