Peygamber (saa)’ın Hanımları Ehl-i Beyt’ten midir? (1)
Ahzab süresinin ayetlerinin tamamının Medine’de nazil olduğuna dair zerre kadar bir şüphe bile yoktur. Özellikle Peygamberin hanımlarına hitap eden bölümleri Medine’de nazil olmuştur. Ahzab suresinin ilk ayetleri Peygamberin hanımlarına hitap etmektedir. Ve onlara yönelik bazı düsturları vermektedir. Bu ayetler Peygamberin hanımlarının faziletlerinden söz etmemekte aksine onları fazilete davet etmektedir.
Eğer Peygamberin hanımları onun zamanında ondan sonra Peygambere layık olurda ilahi cephede kalır ve ayetlere bilfiil riayet ederlerse, şüphesiz emir olunanı yapmış ve fazileti kazanmışlardır.
Ama aksine olurda ayetin belirttiği gibi dünya ve dünyanın ziynetlerini ahirete tercih ederlerse şanına yakışmayanı yapmış ve emirleri çiğnemiş ve davet olundukları fazilete sırtlarını dönmüş olurlar.
Bu ayetlerden iki nokta anlaşılmaktadır:
1- Peygamberin hanımlarının hassas ve siyasi işlere karışmamaları ve evlerinde oturup Peygamberden sonra nasihatçi, barışçıl yolu seçmeleri ve ev içerisinde dahi batıl heveslerden, kötü düşünce ve davranışlardan uzak durmalarıdır.
2- Allah’u Teala’nın ezeli ve tekvini iradesinin Peygamberin hanımlarının paklığına, masumluğuna ve onların fazilet üstü olduğuna dair gerçekleşmediğidir.
Zira Peygamberin hanımları fiillerinde temiz ve pak olmalarında, fazilet üstü olabilmelerinde muhtardırlar. Peygamberin eşlik makamına daima sahip olma iftiharını taşımak için salih bir yöntem ve ilahi bir çerçeveye girmeleri gerekmekdir. Zira onlara olan hitabın başlangıcında ayet peygamberin hanımlarının iradesinden bahsetmektedir. (in kuntunne Turidned-dünya. Eğer dünyayı irade etseniz) oysa Tathir ayetinde ilahi iradeden bahsetmektedir. Anlaşılan peygamberin hanımlarına yönelik olan ilahi irade teşri’idir çünkü onlara “Eğer irade etseniz” şeklinde buyuruyor. Ama Ehlibeyt hakkındaki ilahi irade tekvinidir. Zira peygamberin hanımlarına buyrulan irade onlara buyrulmamıştır. Yani birinci hitapta peygamberin hanımlarının iradesinden ikinci iradede Allah’u Teala’nın iradesi söz konusudur.
Şimdi Tathir ayetinin Ehlibeyt hakkında nazil olduğuna dair bir kaç delili sunuyoruz.
1- Rivayetlere göre Peygamber kendisi ile birlikte odada bulunanlardan sadece beş kişiyi bir araya toplamış ve onların üzerine bir aba atmış ve onların pak, masum ve temizliğine dair dua etmiştir. Odadakiler dağınık bir haldeyken, peygamber bu duayı etmediler, eğer etseydiler odadakilerin hepsinin dua ve ayetin içerisine girdikleri düşünülebilirdi. İşte bu düşüncenin meydana gelmemesi ve böyle bir safsatanın iddia olunmaması için, Hz. Peygamber, (s.a.a.) Ehlibeyti bir örtünün altında bir araya toplayıp da dua buyurmuşlardır.
2- Rivayetlerdeki peygamberin Ümmü Selemeye olan sözüdür.
“Hayır sen Ehlibeyt’ten değilsin ama senin sonun hayır üzeredir.”
3- Rivayetlere göre peygamber şöyle buyurmuştur; “Allah’ım bunlar benim Ehlibeytimdir.” Yani benim Ehlibeytim sadece bunlardan ibarettir. Eğer bunlardan başkalarıda örneğin hanımları veya diğer akrabalarıda Ehlibeyt’ten olmuş olsaydı “bunlar benim Ehlibeytimdir” şeklinde değil de “Allah’ım bunlar benim Ehlibeytim’dendir” şeklinde buyurması gerekirdi.
4- Rivayetlerden anlaşıldığı kadarıyla, Peygamber (s.a.a) iki defa Ümmü Selemenin bir defada Hz. Fatimanın evinde, Hz. Ali, Hz. Fatima, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyn (a.s)’ı abanın altına alarak “Allah’ım bunlar benim Ehlibeytimdir” diyerek duada bulunmuştur.
Tathir ayeti bir defa nazil olmasına rağmen, Peygamber tarafından bu fiillerin tekrarlanmasındaki sebep Ehlibeytin bu beş kişiden fazla olmadığının imajının defalarca verilmesiydi.
Ehl-i Kitap Kadınlarıyla Evlenmenin Hükmü
Soru : Niçin erkek çok evlilik yapabiliyor?
Ehlibeyt Mektebi