• Nombre de visites :
  • 2351
  • 26/4/2009
  • Date :

İmamet Vilayet İlişkisi (2)

imamet

  Ama en uygun olanı Beyaniyye olmasıdır. Beyaniyye olması halinde gelenin halis hakk olduğu ortaya çıkmaktadır. Zira  el-hakk kelimesinin başındaki elif-lamın ahd-ı zihni, için olması bunu desteklemektedir. Buna göre Muhammed (saa) e gelen haktır; hakkın bir bölümü değildir. Muhammed (saa) e gelen hak, Muhammed (saa) tarafından kamil anlamda kavranılmış ve uygulanmıştır. Bu hak heva ve hevese endekslenmiş değildir. Buna göre

Muhammed (saa) e gelen hakkın uygulanması ondan sonraki insanlar tarafından da başa geçecek insanların hakkı bütünüyle kuşatmış olmaları gerekmektedir.

 Hakkı bütünüyle kuşatan zevat bilgi noktasında ve İlahi marifet noktasında da üst düzeyde olmalıdır. İslam Tarihi maalesef en basit İslami hükümleri dahi bilmeyen kişilerin yöneticiliğine şahid olmuştur. Evrensel aziz İslam Dini her boşluğu dolduracak ama bu noktada insanı hatta dünyayı insanların yaptıklarından dolayı fesada uğramasına evet diyecek ve tasdik edecek. Bunun başka bir açıklaması bulunmamaktadır. Bu halis hakk heva ve hevese bağlı olmayan ve hevasına göre hareket etmeyen insanlarca uygulanmalıdır. Mahza bundan dolayıdır ki ayet, siyakında bir bela/sınamadan bahs etmekte ve sonuçta  feyühbirüküm tarzında bir kelimeyle değil de insanların bir birinden makam olarak yüceliğini ifade edecek  Fe yünebbiüküm kelimesiyle gelmektedir. Bu kelime haber verilmesiyle yüceliğin meydana geldiği anlamındadır. Yani öyle bir şekilde hakkı tasdik etmeliyiz ki Kıyamet Gününde makamın yüceliği beraberinde bulunsun.

  Hükmü ikame etme çağrısı sadece son İlahi-risalete hass değildir. İnsanlar arasında hükm edebilmek için diğer semavi risaletler de nübüvvetler görevlendirilken, İslami risalette bir an dahi olsa heva hevesinin iğvasına maruz kalan yönetici/lerin eline bırakması hiç mümkün olabilir mi Bir taraftan Ümmet-i Muhammed in yirmi kadar nokta da diğer Risaletlerden ayrıldığını söyleyeceğiz, ama idare/vilayet noktasında heva ve hevese uyabilecek insanları dahi söz konusu edeceğiz. Bu teorik düzlemde konunun tartışmasıdır. Konunun pratik sahadaki durumu ve izdüşümü maalesef hiç parlak değildir. Aziz İslam Tarihi kanın tarihidir. Mazlumların kanlarından ve kemiklerinden kurulan zülüm sarayları bunun en açık kanıtıdır.

imamet

  Peygamberlerin kutlu amaçlarından birisi de aziz islam toplumunun ve bünyesinin korunmasıdır. Rabb-i Rahim bu bahtiyarlığı o kutlu zata(saa) hediye etti. İşte Nuh (as) onca celaletiyle aziz İslam toplumunun kuruluşunu gerçekleştiremedi. Aynı durum Ebü l-Enbiye ve l-mürselin İbrahim(as) için de geçerlidir. O da Siyasi-İslami toplumun ve yapının kurulmasında başarılı olamadı. Musa(as) her ne kadar Fravun un sultasından Ben-i İsraillileri kurtardıysa da ardından Ben-u İsrail ilk vehlede hemen sapıklık bataklığına saplandılar. Musa Kelim Rabbinden Levhalarla geriye kavmine ve Harun(as) a geldiğinde Ben-u İsrail İlahi hatt üzere yürüyüşü redd ettiler ve Arz-ı Mukaddese girmeyi redd ettiklerini alay vari bir şekilde O kutlu Zatın yüzüne haykırdılar. İsa (as) için de aynı durum söz konusu, ancak İsa Ruhullah (as) hakim İslamın hükümranlığının gerçekleşmesi için tekrar yeryüzüne gelecektir.

  Bu toplumun heva ve heves ve değişik çarpık ve sapık engellere takılmaması için İlahi kıyadet gerekmektedir. Kıyadet her iki toplum arasında inanç kitaplarına girmiş olsa da kıyadetin gerekliliği noktasında bu iki güzide topluluk ortak görüşü sahiplerse de kıyadetin ismeti ve İlahiliği noktasında farklılık arz etmektedirler. Şia-i İmamiyye faturanın İslami risalete kesilmemesi ve insan mutluluğu açısından bunu gerekli görmüş ve akaid kitaplarında kanıtlandırmıştır.

Ehl-i sünnet zatlar üzerinden hareket etmeye çalışmış ve sonuçta oldukça sübjektif bir hakk kavramı ortaya çıkmış hatta zalim sultanları savunmaya kadar iş varmıştır. Halbuki hakkın subjektifliği yukarıda da açıklamaya çalıştığımız gibi ayetin kendisiyle dahi çatışmaktadır.

  Aziz İslami Risalet insanlar arasında hakkın ve adaletin ikame edilmesine inşallah muktedirdir. Biz bundan dolayı İmam Mehdi(as) a inanmakta ve O nu masum olarak kabul etmekteyiz. Allah-u Teala ümmeti vahdet üzere birleştirsin.

Selam ve dua ile ...

Cevher Caduk  


İmamet Vilayet İlişkisi (1)

İMAMIN MANEVİ VE BATINİ ÖNDERLİĞİ

İlâhî Emirle Hidayet Ne Demektir?

İmamet Makamı

İmamet İlâhî Bir Makamdır

 

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)