ABD İslâm'a Karşı Savaşta
Amerikan emperyalizminin son dönemde İslâm dünyasına karşı yürüttüğü savaşta kullandığı bazı kavramların sadece yanıltmadan ibaret ve bu savaşı gerekçelendirme amacına yönelik olduğunu, gerçekte İslâm'a karşı geniş çerçeveli bir savaş yürütüldüğünü biz daha önce de dile getirmiştik.
Yüce Allah, Kur'an-ı Kerim'de onlar hakkında bize şu uyarıyı yapıyor:
"Mü'minler, mü'minleri bırakıp da kâfirleri kendilerine dost edinmesinler. Kim bunu yaparsa Allah'la bir ilişiği kalmamış olur. Ancak onlardan kendinizi korumak gayesiyle sakınmanız müstesnadır. Allah size kendi zatından korkmanızı emrediyor. Dönüş Allah'adır."(Ali İmran, 3/28)
Yüce Allah aynı uyarıyı bir başka âyeti kerimede de şöyle yapıyor:
"Ey iman edenler! Mü'minleri bırakıp kâfirleri kendinize dost edinmeyin. Kendi aleyhinize Allah'a açık bir hüccet mi vermek istiyorsunuz?" (Nisa, 4/144)
Bir âyeti kerimede de uyarının kapsamı biraz daha daraltılarak şöyle buyruluyor:
"Ey iman edenler! Yahudileri ve Hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostudurlar. Sizden kim onları dost edinirse o onlardandır. Allah zalimler topluluğunu doğru yola eriştirmez." (Maide, 5/51)
Bilindiği üzere son dönemde İslâm'a karşı savaşanların Müslümanların inançlarıyla ve değerleriyle alay etmelerinden kaynaklanan muhtelif krizler yaşandı. Bu tavır onlarda yeni başlamış değildir. Yüce Allah onların bu tutumları hakkında Kur'an-ı Kerim'de hatırlatma yapmış ve Müslümanların inançlarıyla alay edenlerin dost edinilmemesi gerektiğini bildirmiştir.
"Ey iman edenler! Sizden önce kendilerine kitap verilmiş olanlardan dininizi alaya ve eğlenceye alanları ve inkârcıları dost edinmeyin. Eğer iman ediyorsanız Allah'a karşı gelmekten sakının." (Maide, 5/57)
Yüce Allah, küfür güçlerinin hesabına çalışan ama Müslümanların arasında dolaşan fitneci gürûh hakkında da şu uyarıyı yapıyor:
"Ey iman edenler! Kendinizden olmayanı sırdaş edinmeyin. Onlar aranızda fesat çıkarmaktan geri durmazlar. Size sıkıntı verecek şeylerden hoşlanırlar. Kinleri ağızlarından taşmaktadır. Kalplerinin gizlediğiyse daha büyüktür. Eğer akıl ediyorsanız size ayetleri açıkladık. İşte siz böyle kimselersiniz: Onlar sizi sevmezken siz onları seviyorsunuz ve Kitab'ın tümüne inanıyorsunuz. Sizinle karşılaştıkları zaman "iman ettik" derler. Yalnız kaldıklarında ise size karşı olan öfkelerinden dolayı parmaklarını ısırırlar. De ki: "Öfkenizden ölün. Şüphesiz Allah kalplerde olanı bilmektedir." Size bir iyilik ulaşırsa onları huzursuz eder. Ama size bir kötülük dokunduğunda bundan dolayı rahatlarlar. Eğer sabreder ve sakınırsanız onların oyunlarının size bir zararı dokunmaz. Allah onların yapmakta olduklarını (ilmiyle) kuşatmıştır." (Ali İmran, 3/118-120)
Bu âyetleri okuduğumuzda, çağımızdaki emperyalist güçlerin hesabına çalışan ama Müslüman halkların içinde dolaşan ve onlardan görünen medya mensuplarının ya da işbirlikçi politikacıların profilinin ne kadar özlü bir şekilde önümüze konduğunu görüyoruz.
Bir âyeti kerimede de onların genel karakterlerine dikkat çekildikten sonra kendilerine bir soru yöneltiliyor:
"Onlar mü'minleri bırakıp kâfirleri dost edinenlerdir. Onların yanında izzet, üstünlük mü arıyorlar? Oysa izzet tümüyle Allah'a aittir." (Nisa, 4/139)
Bazıları, İslâm düşmanlarından gelebilecek kötülüğe karşı tedbir amacıyla onlarla dostluk ve yakın ilişki içine girdiklerini söylerler. Yüce Allah böyle düşünenlere de şu hatırlatmayı yapıyor:
"Kalplerinde hastalık olanların "başımıza bir felaket gelmesinden korkuyoruz" diyerek onların aralarına koşuştuklarını görürsün. Ancak olur ki Allah fetih nasip eder yahut kendi katından bir emir gönderir de onlar kalplerinde gizlediklerine pişman olurlar." (Maide, 5/152)
Ayrıca yukarıda verdiğimiz âyette Yüce Allah'ın "Eğer sabreder ve sakınırsanız onların oyunlarının size bir zararı dokunmaz" diye buyurduğunu tekrar hatırlatalım.
Bugün yaşananlar, özellikle Amerika'da son dönemde yürütülen İslâm karşıtı faaliyetler, onların içlerindeki kin ve nefretin boyutunu biraz daha net bir şekilde ortaya çıkarmıştır. Yürütülen kampanyalardan anlıyoruz ki onlar İslâm'a bütünüyle karşı ve düşmandırlar. Kilise adına yapılan açıklamada, diyalog için Kur'an'ın kaldırılmasının istenmesi ve Kur'an var olduğu sürece diyaloğun mümkün olmadığının ifade edilmesi de gerçek niyetleri açığa çıkarmıştır.
Müteakip yazımızda inşallah, gittikçe yoğunlaşan İslâm karşıtı faaliyetlerin ve bunların son dönemdeki siyasî gelişmelerle bağlantısının tahlilini yapmaya çalışacağız.
Vakit gazetesi
Siyonistlerin Cenneti Kuzey Irak
‘Büyük Şeytan’, yeni entrikalar peşinde