Ehl-i Beyt’ime neler yaptınız?
Ebu Mihnef, Beşir ibn-i Hazlem’den şöyle rivayet ediyor:
“Kerbela esirleri ile Medine’ye yaklaştığımızda, İmam Zeynülabidin (a.s) gidip Medine halkına haber vermemi buyurdu. Ben Medine’ye girdim ve şöyle dedim: “Ey müslümanlar, Ali ibn-i Hüseyin kardeşleri ve halaları ile birlikte buraya geliyorlar.”
Bunun üzerine kadınlar yüzlerini tırmalayıp yanaklarına vurarak ağladılar ve üzüntülü bir şekilde evlerinden dışarıya çıktılar. Şehirde kimse kalmadı. Herkes dışarı çıkıp ağlıyor ve sızlıyordu.”
Vakidî devamında şöyle rivayet etmiştir:
“İçlerinde Ebu Talib’in oğlu Akil’in kızı Zeyneb de vardı. Yüzünü açmış ve hep “Ya Muhammed, ya Ali, ya Hasan, Hüseyin’im, kardeşlerim” deyip ağlıyordu. Bir müddet ağladıktan sonra sustu ve şu şiiri okudu:
“Cevabınız ne olacak acaba, (kıyamet günü) Peygamber size sorarsa;
Sizler son ümmet olarak neler yaptınız;
Benim evladıma ve Ehl-i Beyt’ime?
Acaba sizlerden ahd-ü peyman alınmamış mıydı; sizlerde ahde vefa etmek yok mu?
Benim zürriyetlerim, çocuklarım ve amca oğullarım telef oluyor, hakları payümal ediliyor;
Bazıları esir alınmış, bazıları ise kana bürünmüş ölüler.
Bana vereceğiniz karşılık bu olmamalıydı, sizlere yaptığım nasihat ve tavsiyelerden sonra,
Aranızda bıraktığım zürriyetim hususunda (sizlere iyi davranın dedim ama) sizler onlara kötü davrandınız.”
Daha sonra Ebu Mihnef şöyle naklediyor:
“(Halk toplandıktan sonra) İmam Zeynulabidin (a.s) elindeki bir mendil ile göz yaşlarını silerek çadırdan dışarıya çıktı, kürsiye oturup Allah’a hamd-ü sena ettikten sonra şöyle buyurdu:
“Ey insanlar, hamdolsun Allah’a ki, bizleri İslam’ı savunmak yolunda büyük musibetlere ve belalara düçar kıldı. Bizim musibetimiz İslam’da büyük bir gedik açmış ve halkın arasında acı bir olay olmuştur.
Babam Hüseyin, ehl-i beyti ve ashabı şehadete ulaştılar. Kadın ve kızları esir edildiler. Onun başını mızrağın başına geçirerek şehir şehir gezdirdiler. Bu, tarihte eşi olmayan acı bir olaydır.
(Hangi göz ona ağlamayacak?) Halbuki onun şehadetine yedi kat gök, dalgalı denizler, tüm yeryüzü, ağaçlar, denizlerdeki balıklar, Allah’ın mukarreb melekleri ve tüm gök sakinleri ağladılar.
Hangi kalp unun ölümüne mahzun olmaz ve parçalanmaz?
Ey insanlar, hiçbir suçumuz olmadan, hiçbir kötülük işlemeden ve İslam’a herhangi bir darbe vurmadan evimizden, yurdumuzdan uzaklaştırılıp, kovulup, dağıtıldık.
Andolsun Allah’a, eğer Resul-i Ekrem (s.a.a) biz Ehl-i Beyt’in hakkında yaptığı (bunca iyi) tavsiyelerin yerine bizimle savaşılmasını emretseydi, bu yaptıkları cinayetlerden fazlasını yapamazlardı. Ve gerçekten biz Allah’ın kullarıyız ve O’na döneceğiz.”
Muharrem ayı ile ilgili sorular
Hüseyin’in (a.s) Şehid Edildiği Gün
İmam Hüseyin'e Ağlayan Kimse
Muharrem Ayının Hürrmeti
Ah! Ne de üzücüdür Al-i Muhammed’in durumu!
İmam Zeynelâbidin (a.s) Şam'da
Rum Padişahının Elçisi
Mahşerde Hz. Fatıma (s.a)
Kerbelâ'da Fedakârlık
İmam Hüseyin'in (a.s) Son Gecesi
Hüseyin Kerbela Yolunda
Al-i Muhammed Sevgisi
Kerbela Faciasından Önce Vuku Bulan Olaylar
ŞEHADET BİLİNCİ
KERBELA BİR MEKTEPTİR
FARKLI YÖNLERİYLE HÜSEYNİ KIYAM
Hüseyin'in (a.s) şanlı destanıdır Kerbelâ...
Ehlibeyt (a.s) Şam'da
Hüseynî Kıyamı yaşatan unsurlar
Muharrem, Matem ve Mühasebe Ayı
Hüseynî Kıyamın Mahiyeti
Peygamber yadigarı
Peygamberimizin (s.a.a) Ailesine Ne oldu?
KERBELA SEHITLERININ ARDINDAN
KERBELA ŞEHİDLERİNE AĞLAMAK
Kerbela'da Peygamberin Atı
MUHARREM AYI’NA GİRDİĞİM ZAMAN
MERSİYYE-Yİ İMÂM HÜSEYİN
ŞEHÎD-İ KERBELÂ
FÂTIMA GÜL GONCALARI