• Nombre de visites :
  • 2569
  • 23/1/2008
  • Date :

Abdullah b. Afif'in Cesaret ve Şehadeti

Abdullah b. Afif'in Cesaret ve Şehadeti

  İbn-i Ziyad minbere çıkıp Allah'a hamd-u sena ettikten sonra dedi: "Allah'a şükürler olsun ki hakkı aşikar kıldı, müminlerin emiri Yezid ve dostlarına yardım etti. Yalancı oğlu yalancı Hüseyin b. Ali'yi öldürdü."

Azd kabilesinden Abdullah b. Afif  ayağa kalktı ve söze başladı.

Abdullah:

– Ey Mercane'nin oğlu! Yalancı sensin ve senin babandır; seni Kûfe'ye vali olarak gönderen ve onun babasıdır asıl yalancı olan! Ey Allah'ın düşmanı, peygamberlerin evlatlarını öldürüp sonra da Müslümanların minberine çıkarak nasıl bu sözleri söylersin?

İbn-i Ziyad öfkeyle:

– Bunları söyleyen kimdir?

Abdullah:

– Ey Allah'ın düşmanı, bendim söyleyen. Allah'ın her türlü pislikten arındırdığı Allah Resulü'nün (s.a.a) pak Ehlibeyt'ini öldürüyor ve bununla da Müslüman olduğunu mu sanıyorsun? Nerdedir Ensar ve Muhacir evlatları? Yüce Peygamberimizin (s.a.a), melun oğlu melun diye adlandırdığı bu habisten neden gelip intikam almıyorlar?

İbn-i Ziyad çıldırmışçasına hiddetlenerek:

– Abdullah'ı yanıma getirin!

Usta korumalar her taraftan Abdullah'ı çevreleyerek yakaladılar. Abdullah'ın amca oğulları olan Azd kabilesinin büyükleri yerlerinden fırlayarak onu korumaların elinden kurtardı ve mescitten çıkarıp evine götürdüler.

İbn-i Ziyad:

– Allah, gözünü kör ettiği gibi kalbini de kör etsin onun! O körün evine gidin ve bulup yanıma getirin!

Bir grup kalkıp gittiler. Azd kabilesi bu haberi duyunca bir araya toplandı ve Abdullah'ı korumak üzere Yemen kabileleri de onlara katıldı.

İbn-i Ziyad bu direnişi duyunca, Muzr kabilesini toplayarak Muhammed b. Eş'as komutasında onlarla savaşmaya gönderdi. Çetin bir savaş başladı ve birçok insanlar öldü. İbn-i Ziyad'ın ordusu Abdullah'ın evini ele geçirdikten sonra kapıyı kırarak içeri girdi. Abdullah'ın kızı, "Babacığım, düşman eve girdi!" diye bağırdı.

Abdullah, "Korkma, kılıcımı ver!" dedi.

Kızının getirdiği kılıca sıkıca yapışan Abdullah, kendini savunurken şu beyitleri okuyordu:

Ben fazilet sahibi temiz Afif'in oğluyum.

Şeyhimin Afif'i ve Ümmü Amir'in oğluyum.

Nicelerinizin derisini yüzüp atmışım,

Namus için savaşmışım sizinle!

Abdullah'ın kızı dedi: "Babacığım, keşke ben de erkek olsaydım ve seninle birlikte Peygamber evlatlarını öldüren bu zalimlere karşı savaşsaydım!"

İbn-i Ziyad'ın askerleri her taraftan saldırıyor ve Abdullah da kendini savunuyordu. Abdullah'ın kızı da düşmanın ne yönden saldırdığını babasına haber veriyordu. Bilahare düşman saldırısını her yönden başlatıp Abdullah'ı çembere aldı.

Bu durumu gören Abdullah'ın kızı, "Yalnız ve kimsesiz babamın işi zorlaştı!" diye söyleniyordu.

Abdullah kılıcını etrafında döndürüyor ve şöyle diyordu: "Andolsun ki gözlerim bir açılsa, işiniz çok zor olacaktır."

Çok geçmeden İbn-i Ziyad'ın askerleri Abdullah'ı yakaladı ve İbn-i Ziyad'a götürdüler.

İbn-i Ziyad onu görünce:

– Hamdolsun Allah'a ki seni zelil etti.

Abdullah:

– Ey Allah'ın düşmanı, Allah niye zelil etsin ki beni?

İbn-i Ziyad:

– Ey Allah'ın düşmanı, Osman b. Affan hakkında ne düşünüyorsun?

Abdullah, İbn-i Ziyad'a hakaret ederek:

– Ey İlacoğulları'nın kölesi ve ey Mercane'nin oğlu, Osman'dan sana ne? Eğer kötü ettiyse, Allah kendi hakkının velisidir ve onlarla Osman arasında adalet üzere hükmedecektir. Sormak istersen sen kendi hakkında, baban, Yezid ve babası hakkında sor!

İbn-i Ziyad:

– Andolsun ki hiçbir şey sormayacağım ve ölüm şerbetini içireceğim sana.

Abdullah Allah'a hamdederek:

– Sen doğmadan önce ben Allah'tan şehadet diliyor ve en melun insanın eliyle gerçekleşmesini istiyordum. Her iki gözümü de kaybedince şehitlik makamından ümidimi kesmiştim. Şimdi Allah'a hamdediyorum ki ümitsizliğimi ümide dönüştürüp beni amacıma ulaştırdı ve eski duamı kabul buyurduğunu gösterdi bana.

Abdullah, İbn-i Ziyad'ın emriyle öldürüldükten sonra Kûfe sokaklarının birinde darağacına asıldı.

Übeydullah b. Ziyad, Yezid'e bir mektup yazarak Hüseyin'in öldürüldüğünü ve ailesinin de esir edildiğini bildirdi. Benzer bir mektubu da Medine valisi Amr b. Said b. As'a yazdı.

Amr b. Said, İbn-i Ziyad'ın gönderdiği mektubunu o-kuduktan sonra minbere çıkıp bir konuşma yaptı ve Hüseyin'in (a.s) şehit edildiğini duyurdu.

Haşimoğulları bunu duyunca inledi, ağladı ve matem meclisleri tertiplediler. Akil b. Ebutalib'in kızı Zeyneb ağ-lıyor ve şöyle diyordu:

Peygamber (s.a.a), "Ümmetlerin sonuncusu olan sizler, benim Ehlibeyt'ime ne yaptınız? Oysa ki ben, benden sonra Ehlibeyt'ime kötü davranmamanız için sizi öğütlemiş ve uyarmıştım!" derse, acep ne olur cevapları.

Medine halkı, o günün akşamı gayb âleminden gelen bir ses duydu. Şöyle diyordu:

Ey cehalet yüzünden Hüseyin'i (a.s) öldürenler, azap ve bedbahtlıkla müjdeleniyorsunuz. Bilmiş olun ki, göklerdeki peygamberler, nebiler ve şehitler sizi telin etmekte! Süleyman b. Davud, Musa b. İmran ve İsa b. Meryem size lanet ediyor!

 

Muharrem ayı ile ilgili sorular

İmam Zeynelâbidin (a.s) Şam'da

Rum Padişahının Elçisi

Hüseyin Kerbela Yolunda

Kerbela Faciasından Önce Vuku Bulan Olaylar

ŞEHADET BİLİNCİ

KERBELA BİR MEKTEPTİR

FARKLI YÖNLERİYLE HÜSEYNİ KIYAM

Hüseyin'in (a.s) şanlı destanıdır Kerbelâ...

Hüseynî Kıyamı yaşatan unsurlar

Muharrem, Matem ve Mühasebe Ayı

Hüseynî Kıyamın Mahiyeti

Peygamber yadigarı

Peygamberimizin (s.a.a) Ailesine Ne oldu?

KERBELA SEHITLERININ ARDINDAN

KERBELA ŞEHİDLERİNE AĞLAMAK

Kerbela'da Peygamberin Atı

MUHARREM AYI’NA GİRDİĞİM  ZAMAN

MERSİYYE-Yİ  İMÂM HÜSEYİN

ŞEHÎD-İ KERBELÂ

FÂTIMA GÜL GONCALARI

 

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)