Meryem Oğlu İsa (a.s)
Çocukluğunu Allah"ın evinde geçiren, orada büyüyen ve Zekeriya (a.s) gibi büyük bir peygamber tarafından eğitilen Meryem, bir gün ibadet halindeyken insan şeklinde bir melek ona göründü. Meryem, gördüğünü insan sanıp korkuyla Allah"a sığındı. Ancak gördüğü insan değil bir melekti ve Meryem"e şöyle diyordu:
"Ben, yalnızca, sana tertemiz bir erkek çocuk bağışlamam için Rabbinin bir elçisiyim."
"Meryem dedi: Bana bir insan eli değmediği, iffetsiz de olmadığım hâlde, benim nasıl çocuğum olur?!"
"Melek dedi: Öyledir, (ama) Rabbin buyurdu ki: Bu bana kolaydır. Çünkü biz, onu insanlara bir delil ve kendimizden bir rahmet kılacağız. Bu, hüküm ve karara bağlanmış bir iş."[1]
Meryem, kocası olmadığı hâlde hamile kalınca bazı dedikoducular, onun hakkında rahatsız edici sözler söylemeye başladılar.
Meryem duyduğu sıkıntıdan kurtulmak için toplumdan ayrılıp uzak bir yere gitmek zorunda kaldı. Gittiği yerde çocuğunun doğumu için günleri sayıyordu.
Nitekim doğum zamanı gelip çattı ve Meryem doğum sancısıyla, çölde kurumuş bir hurma ağacına sığındı; ne bir dost vardı yanında, ne de bir ebe. Böyle bir durumda çocuğu dünyaya geldi. Bir yandan yalnızlığı ve ağrıları, diğer yandan da namus korkusu ve iffetli olduğunu nasıl kanıtlayabileceği endişesi büsbütün kahrediyordu Meryem"i ve şöyle diyordu kendi kendine:
"Keşke, bundan önce ölseydim de unutulup gitseydim!"[2]
Tam bu esnada teselli edici bir ses duydu:
"Tasalanma! Rabbin ayağının altında tatlı bir su arkı akıtmıştır. Hurma dalını kendine doğru silkele ki, üzerine taze, olgun hurma dökülsün. Ye, iç. Gözün aydın olsun! Eğer insanlardan birini görürsen, de ki: Ben, çok merhametli olan Allah"a oruç adadım; artık bugün hiçbir insanla konuşmayacağım."[3]
Birbirini takip eden mucizeler ve gaybî yardımlar, Meryem"in kalbine güç vermişti. Olanca huzurla çocuğunu alıp kavmine döndü. Kavmi, kucağında bir çocukla onu görünce itiraza ve sataşmaya başladı:
"Ey Meryem! Hakikaten sen iğrenç bir şey yaptın!"
"Ey Harun"un kız kardeşi! Senin baban kötü bir insan değildi; annen de iffetsiz değildi. Bunun üzerine Meryem çocuğu gösterdi. "Biz, beşikteki bir bebekle nasıl konuşuruz?" dediler."
"Çocuk şöyle dedi: Ben, Allah"ın kuluyum. O, bana Kitab"ı verdi ve beni peygamber yaptı. Nerede olursam olayım, O beni mübarek kıldı; yaşadığım sürece bana namazı ve zekâtı emretti. Beni anneme saygılı kıldı; beni bedbaht bir zorba yapmadı..."[4]
Bu bebeğin konuşmasıyla şaşkına döndüler. Bu büyük mucize, onların Meryem hakkındaki iftira ve kötü zanlarını giderdi ve Allah"ın emriyle babasız olarak dünyaya gelen bu çocuğun büyük bir makama ulaşacağını böylece anlamış oldular.
-----------------------------------------------------------
[1]- Meryem, 18-21
[2]- Meryem, 23
[3]- Meryem, 24-26
[4]- Meryem, 27-32
Hz. İsa (as) ve İncil'in Öyküsü
Hz. İsa (Aleyhisselam)