• Nombre de visites :
  • 1476
  • 24/10/2007
  • Date :

Ramazan özel - 1

ramazan

Selam olsun Allah’ın konuklarına, selam olsun ramazanın oruçlu misafirlerine. Selam olsun ramazanın hürmetini koruyanlara. Ey müslümanlar, yüce Allah’ın nezdinde en kıymetli dönemlerin mevsimi geldi. Ay hilali bir kez daha bizlere Ramazan ayının yaklaştığını haber verdi. Bu mübarek ay insanların yaşamında adeta ab-i hayat gibi akıp gider ve bencilliklerden, gafletlerden ve kibirlerden geriye kalan izleri yıkayarak yaşamımızı tertemiz eder. Büyük peygamberimiz (sav)’in buyurduğu gibi bu mübarek ay, bereket ve mağfiretle gönülleri aydınlatır ve bir kaç sabah müminlerin gönlünü şad eyler, ardından da gönüllere hasret bırakarak gider ve bir sonraki yıl gelişinin tatlı bekleyişi duygusunu yaratır.

Dolaysıyla Ramazan ayı, latif ilahi meltemin gönüllerde estiği mevsimdir. Şimdi insanlar ne derece kendini bu mevsime kaptırır, bu mübarek ayın bereketlerine karşı bilincine bağlıdır.

Mübarek Razaman ayı dolaysıyla hazırladığımız özel programımızda birlikte olmanın sevinci içindeyiz. Bu dizi söyleşimizde Ramazan ayının güzelliklerini, manevi değerlerini, insanların ahlaki güzelliklerini ve bu güzel ayla ilgili güzel noktaları sizlerle paylaşmak, ayrıca bu ilahi rahmet denizinden biraz olsun nasibimizi almak istiyoruz. Ramazan ayının ilk günü hepinize kutlu olsun.

Psikologlara göre ızdırap duygusu normal düzeyde kalmak şartıyla zararlı olmadığı gibi hatta sorumluluk duygusu, iş alanında ciddiyet, yaratıcılık ve psikolojik uzlaşı gibi alanlarda olumlu etkisi olabilir. Ancak burada kaygı verici olan şey, ızdırabın bir hastalık olarak aşırı ölçüde olduğunda insanın acizlik ve çaresizlik duygusuna düşmesine sebep oluyor.

Kimileri geride bıraktığımız çağı ızdırap ve gerilim çağı olarak adlandırıyor. Ancak 21. yüz yılda da aşırı rekabetler ve sanayileşmiş yaşam biçimi maneviyatın yerini işgal ederken insanların ızdırap duygusunun derinleştiği gözleniyor. Hızlı sosyal değişiklikler, insanların aşırı talepleri, değerlerin değer kaybetmesi ve inanç temellerinin sarsılması, insanların huzursuzluğunu arttırdığı bir gerçektir.

 Bilimsel araştırmalar ve deneyler iman duyguları güçlü olan insanların daha az ızdırap çektiğini gösteriyor. Yaşam ve ölüme inancı gereği bakış açısı şekillenen dindar insan, başkalarıyla duygusal bağları sayesinde yaşamın zorluklarına daha kolay katlanıyor. Bunun dışında namaz, hacc ve bunun gibi ibadetler insanların ruhsal huzuruna katkı sağladığı da gözleniyor.

Müslüman hekim Eyyub Malik ‘İslami oruç tutma ve psikolojik meseleler’ adlı eserinde bu ibadetin depresyon geçiren hastaları daha hızlı iyileştirdiğini açıklıyor. Bu bilim adamının araştırmalarına göre  hastanın uyku saatinin 2 ila 4 gün içinde 3 ila 5 saat öne çekilmesinin anti depresyon tesiri olduğunu gösteriyor.

Dr. Malik’e göre müslümanların oruç ibadeti tam olarak bu şartları oluşturuyor.çünkü sahur için kalkmak ve o saatte ilgili ibadetleri yerine getirmek, oruç tutan insanın uyku programını bir aylık bir süre için  değiştiriyor ve anti depresyon özelliği olabiliyor. Dr. Malik şöyle diyor: günümüzde depresyonun tedavi yollarından biri, uyku saatini değiştirmektir. Araştırmalara göre uykutan tam ve kısmi olarak mahrum kalmak depresyon tedavisinde %30 ila %50 kadar etkili oluyor. Sahur vakti uyanmaya yapılan vurgu ve dini ibadet ve vecibeleri  yerine getirmek, gerçekte uyku saatini azaltmaya yönelik bir hareket olup bir devam etmesi anti depresyon özelliği vardır.

Şimdi orucun insan psikolojisi üzerindeki tesirini iki rivayetle anlatmaya çalışacağız.

İslam peygamberi (sav) şöyle buyurur: eğer gönlündeki huzursuzluğu hafifletmek istiyorsan, Ramazan ayında ve her ayın üç günü oruç tut.

Hz. Ali (se) da şöyle buyurur:

her ayın ilk ve son perşembesi ve ortasındaki Çarşamba günlerinden oluşan üç günlük orucu ile Ramazan ayında tutulan oruç gönüllerin perişanlık duygusunu ve vesveselerini yok eder.

Yan Franko Fanbolbis, geçenlerde İslam dinini seçen Hollandalı bir gençtir. Adını Muhammed olarak değiştiren genç Hollandalı şöyle diyor: İslam dininde benim ilgimi çeken konu, Allah’ın her yerde hazır bulunması ve yarattığı mahlukata asla benzememesidir. Hristiyanlığın tanrıdan görüntü yaratması beni diğer dinler hakkında araştırma yapmaya yöneltti. Hristiyanlık, insana benzeyen bir tanrı imajı yaratıyor, ki bu durum aslam beni tatmin etmedi. Kur’an’ı Kerim’e ulaştığımda, haşmetli bir dünya ile karşılaştım ve anladım ki bu kiap sadece ilmi konuları açıklamak için nazil olmamış ve hattı ilimden çok daha ötede olup içerdiği bir çok konuları günümüz bilginlerince hala keşfedilmemiştir. Örneğin bay Hublle 50 yıl önce evrenin sürekli genişlemekte olduğunu, ilk olarak evrenin sıkıştırılmış bir kütle halinde olduğunu ve gezegenlerle galaksilerin birbirinden uzaklaşmakta olduğunu ifade etmiş. Oysa bu konuyu Kur’an 1400 yıl önce okuma yazma bilmeyen bir insan aracılığı ile beyan etmiştir.

Genç Muhammed şöyle devam ediyor: yüce Allah Kur’an’da biz insanlara büyük yararı olan demiri yarattık, diyor. Şu anda bu konuda en ileri ve en gelişmiş teorilere göre yer yüzünde bulunan tüm demirler ve taşlar yer küreye düşen gök taşlarındandır.

Kur"an’ın en belirgin özelliğinin insanların ruhunu kötülüklerden arındırmak olduğunu söyleyen genç Hollandalı müslüman şöyle devam ediyor: oruç bu tür yapıcılığa en iyi örnektir. Ramazan ayı insan ruhunu yüceltir. Ramazan ayını sabır ayı olarak da adlandırmışlar, çünkü bu ay insanların direncini arttırır. Kur"an’da sabır İslam peygamberinin en önemli özelliğidir, çünkü o hazret müşriklerin en mantıksız tacizlerine bile katlanırdı. İşte bu sabır insanda iman gücünü de arttırır.

Ramazan ayının bir başka özelliği de insanlarda güzellik duygusunu geliştirir. Örneğin, Ramazan ayının başlangıcı, kırgınlıklara son vermenin zamanıdır. Mekanize hayat insanlar arasındaki yakınlığı renksizleştirdiği bir çağda Ramazan ayının ilk gününden itibaren gönüller sevinç ve kardeşlik duygularıyla dolup taşar ve Allah rızası her şeyden önce gelmeye başlar.

 Kısacası ramazanın ilk mesajı, barış, kardeşlik ve dostluk mesajıdır. Bu konuya Kur"an’ı Kerim de vurgu yapıyor ve Hücarat suresinin 10. ayetinde şöyle diyor:

Müminler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah"tan korkun ki rahmete eresiniz.

Bu günkü söyleşimizi Abdullah Ensari’den bir dua ile noktalıyoruz.

Ey Rabbimiz, ey yegane yaratan ve ey minnetsiz bağışlayan, ey sırları bilen ve ey sesimizi duyar, ey hakikatlere vakıf olan ve ey kullarına sevgi duyan. Günahlarımızı affeyle, çünkü sen zenginsin, biz yoksul. Kusurlarımızı görmezden gel, çünkü sen güçlüsün, bizse zayıf.

Ey Rabbimiz, bize pak gönül ve bilinçli ruh nasip eyle ya Rabbim, bize gece ahı ve seher göz yaşı nasip eyle ya Rabbim,

Senin yolunda önce bizi bizden kurtar

Kurtarınca da bizi bize iade et ya Rabbim


Ramazan 2006

1.Ramazan, Müslümanlığımızı Yeniden İnşa Etme ve Zulme Karşı Birleşme Fırsatıdır

 

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)