Muhtazar, yani ölmek üzere olan bir Müslüman, erkek olsun veya kadın, büyük olsun veya küçük, ayaklarının altı kıbleye doğru olacak şekilde arkası üstüne yatırılmalıdır. Tam olarak bu şekilde yatırmak imkanı olmazsa, farz ihtiyat gereği mümkün olduğu miktarda bu destura amel etmelidirler. Hiçbir şekilde onu yatırmak mümkün olmazsa, ihtiyat kastıyla onu, yüzü kıbleye doğru oturtmalıdırlar; eğer bu da olmazsa, yine ihtiyat niyetiyle onu kıbleye doğru, sağ yanı veya sol yanı üzerine yatırmalıdırlar. |
Farz ihtiyat gereği, ölen kimse, öldüğü yerden hareket ettirilmedikçe yüzü kıbleye doğru olmalıdır. Hareket ettirildikten sonra bu ihtiyat, farz değildir. |
Ölmek üzere olan kimsenin yüzünü kıbleye çevirmek, her Müslümana farzdır ve onun velisinden izin almak gerekmez. |
Şahadeteyni [Tevhit ve Resulullah'a şahadet kelimelerini], On İki Ehlibeyt İmamları'nı (onlara selâm olsun) ve diğer hak inançları ikrar etmeyi, ölmek üzere olan kimseye anlayacağı şekilde telkin etmek, müstehaptır ve yine bu söylenen şeyleri ölünceye dek tekrarlamak müstehaptır. |
Şu duayı anlayacağı şekilde ölmek üzere olan kimseye telkin etmek, müstehaptır: اَللّــــهُمَّ اغْــــــفِرْ لِیَ الْــــكَــــثـــیرَ مِنْ مَعَاصـــیكَ وَاقْــــــــــــــبَلْ مِنــّـی الْـــــــــــــــیَســـیرَ مِنْ طَاعَــــــــتِكَ یَا مَنْ یَـــــقْــــــــــــــبَلُ الْــــــــــــــیَســـیرَ وَ یَــــــعْـــــفُو عَن° الْـــــــكَـــــــــثــــیرِ اِقْــــــــــــــــبَــــلْ مِـــــــــنّــی الْــــــــــــــیَســـیرَ وَاعْفُ عَـــــــــــــــنـــــّـِی الْــــكَـــــــــثــــیرَ اِنَّــــــكَ اَنْتَ الْـــــعَـــــــفُـــوُّ الْــــــغَـــــــفُورُ اَللّــــهُمَّ ارْحَمْــــنــــی فَــــــــــــاِنَّــــــــــكَ رَحـــــیمٌ Okunuşu: Ellahummeğfir liye'l-kesîre min me‘âëîke veÅbel minni'l-ye-sîre min èa‘etike ya men yeÅbel'ul-yesîre ve ye‘'fû ‘eni'l-kesîr, iÅbel minni'l-yesîre ve‘'fu ‘enni'l-kesîr. İnneke ‘ente'l-‘efuvvu'l-ğefûr. Ellahummeràemnî, fe-inneke reàîm.[1]
[1]- [ Anlamı: Allah'ım! Sana karşı işlediğim çok günahları bağışla ve benim az itaatimi kabul eyle. Ey azı kabul edip çoğu (çok günahı) bağışlayan! Benden azı kabul eyle ve çok günahımı affet; şüphesiz sen affeden ve bağışlayansın. Allah'ım! Bana acı; hiç şüphesiz sen esirgeyensin.] |
Zor can veren bir kimseyi, rahatsız olmadığı takdirde, namaz kıldığı yere götürmek müstehaptır. |
Ölmek üzere olan kimsenin rahat olması için başı ucunda Yâsîn, Sâffât ve Ahzâb Surelerini, Ayete'l-Kürsî'yi, A'râf Suresi'nin 54. ayetini, Bakara Suresi'nin son üç ayetini ve Kur'ân'dan mümkün olduğu miktarda okumak müstehaptır. |
Ölmek üzere olan kimseyi yalnız bırakmak, karnı üstüne ağır bir şey koymak, yanında cünüp ve hayız hâllerinde olanların bulunması ve ayrıca fazla konuşmak, ağlamak ve kadınları yalnız onun yanında bırakmak, mekruhtur. |