Hz.Resul (saa)’ın Rıhleti-1
Hicretin 11. yılıydı. İslam Peygamberi'nin (sav) mübarek ömrünün son anlarıydı. Mukaddes Medine kenti, dünyayı aydınlatan bu güneşin batış esnasında neredeyse tam bir mateme bürünmüş vaziyetteydi.
İslam Peygamberi (sav) insanların gönlünü marifet nuru ile aydınlatmak ve insanları varlığın en güzel cilveleri ile tanıştırmak için meb'us olmuştu. Şimdi ise bu yüce ve engin ruha sahip insan, mabuduna doğru yürümek üzereydi.
İslam Peygamberi (sav) insanlara iki önemli miras bıraktı. Bunlardan biri Kuran-ı Kerim ve diğer pak Ehl-i Beyt'i idi. Allah resulü (sav) bu iki değerli hazinenin insanların saadetinin tek yolu olduğunu belirterek insanlardan bu iki değerli mirastan uzaklaşmamalarını tavsiye etti.
Saniyeler çok ağır ilerliyordu. Allah resulü (sav) sakin bir sesle şöyle buyurdu: Ey Ali, beni kendi kucağına al ki, Allah'ın hakkımdaki takdiri gerçekleşmek üzeredir.O sırada İslam aleminin büyük kadını Hz. Fatıma (sa) paniklemişti. Yaşlı gözleri ve aşk ve acı duygularının bir birine karıştığı hali ile babasının yüzüne baktı ve şöyle konuştu: Ey babacığım, bundan sonra seni nerede bulabilirim ki? Kim ölürse anısı ve hatırası yok olup gider, ama senin anıların gitmenle birlikte daha da artacak. Ölüm seni benden ayırdığı şu sıralarda ölümün hepimizin kat etmesi gereken kader olduğunu belirterek kendimi teselli etmeye çalışıyorum.
Hz. Fatıma (sa) bu sözlerin ardından çok ağladı. Son anlarda, Allah resulü (sav) ümmetinin geleceği kaygısıyla bir kez daha gözlerini açtı ve sahabeye şöyle buyurdu:
Ey benim ashabım, sakın namazdan gafil olmayın, elinizin altında olanlara iyilik edin ve kim benim dinimi seçerse benden ona selam söyleyin ve ona saygı gösterin. Allah'tan korkun ve Allah'ın kullarına sevgi ile yaklaşın. Hepinizi Allah'a emanet ediyorum.
Semavi dinleri getiren ilahi peygamberler Allah'ın buyruğu üzerine beşeri toplumları paklık ve faziletle beslemekle yükümlüydü. Peygamberlerin amacı, insanları yegane Allah'a tapmaya davet etmek, toplumda eşitlik ve adaleti sağlamak, insanları cahillikten ve hurafelerden uzak tutmak ve onları kemal ve yüceliğe doğru hidayete erdirmekti.
Peygamberlerin en sonuncusu ve en mükemmeli, Hz. Muhammed(sav)'dir.
Rahmet ve sevgi resulü Hz. Muhammed (sav) beşeriyeti hak ayetlerine davet etti, ilahi peygamberlerin temelini attığı binayı tamamlamakla görevlendirildi. O hazretin daveti, vahiy tealimi üzerine kurulmuştu ve bu yüzden onun ebedi davetinde hiç bir sapma ve batıl söz konusu olamaz.
Allah resulü (sav) ilk adımda insanların ruhunu onarmaya başladı ve her şeyden önce insanlarla Allah arasındaki bağları pekiştirmeye yöneldi.
Allah resulüne (sav) göre insan Allah'ı en yüce ve en üstün güç olarak kabul ettiği zaman kendisinde yücelik ve keramet duygusu yaşar ve gerçekten de izzet ve keramet ancak insanlara yakışır.
Hz. Muhammed (saa) ve Gece Namazı
Peygamber’i Ekrem’in (saa) Kur’an’daki Simasi
Cihad Peygamberi Hz. Muhammed 2
Hz.Peygamber’in Sade Yaşayışı
Ümmet Dinlemiyor, Peygamber İse Ağlıyordu