Kur’ân Açısından Boşanma Meselesi
Eğer kadın ve erkek başkalarının müdahalesi olmaksızın kendi sorunlarını halledebilir ve ayrılık sebeplerini ortadan kaldırabilirlerse ne güzel. Aksi takdirde buna güçleri yetmezse, vakarlı, sabırlı, keskin görüşlü ve dindar bir kişi erkeğin ailesinden ve bir kişi de kadının ailesinden iki kişi bir oturum düzenlemeli ve böylece işin boşanmaya varmasına engel olmalıdırlar.
“Karı kocanın arasının açılmasından endişelenirseniz, erkeğin ailesinden bir hakem ve kadının ailesinden bir hakem gönderin; bunlar düzeltmek isterlerse, Allah onların aralarını buldurur. Doğrusu Allah her şeyi bilen ve haberdar olandır.”[1]
“Boşanma iki defadır. Ya iyilikle tutma ya da iyilik yaparak bırakmadır. İkisi Allah’ın hudutlarını koruyamamaktan korkmadıkça kadınlara verdiklerinizden bir şey almanız size helal değildir. Eğer ikisinin Allah’ın hudutlarını koruyamayacaklarından korkarsanız, o zaman kadının fidye vermesinde (mehrini bağışlayıp talak almasında) ikisine de günah yoktur. Bunlar Allah’ın hudutlarıdır, onları çiğnemeyin. Allah’ın hudutlarını çiğneyenler ancak zalimlerdir.”[2]
“Kadınları boşadığınızda, müddetleri sona ererken, onları güzellikle tutun, ya da güzellikle bırakın, haklarına tecavüz etmek için onlara zararlı olacak şekilde tutmayın; böyle yapan şüphesiz kendisine zulmetmiş olur. Allah’ın ayetlerini de alaya almayın; Allah’ın üzerinize olan nimetini, öğüt vermek üzere size indirdiği Kitap ve hikmeti anın, Allah’tan sakının, Allah’ın her şeyi bildiğini bilin.”[3]
Gördüğünüz gibi boşanma meselesinin yanında, Allah-u Teâlâ insanı nimetlere, Kur’ân’a, hikmete ve kendisinin sonsuz ilmine teveccüh ettirmektedir. Böylece de bu konuda insaf ve adaletin tüm boyutlarıyla ve vücutlarıyla hayata geçirilmesini sağlamaktadır. Şüphesiz eğer aileler, Allah’a ve kıyamete iman içinde olur, güzel ahlâk ve salih amel ile süslenirse, onlar arasında boşanma diye bir şey olmaz.
Kadın ve erkek, barış, sefa ve muhabbet dolu hayattan nasip elde ederler. Üstü başı dağınıklık, gevşeklik, tembellik ve uyuşturucu alışkanlığı, eğitimini terk etmek, İslâm ümmetinin birçok çocuklarının bozulması, anne ve babalarının ihtilafına ve neticede de boşanmasına dayanmaktadır.
Erkek, zulmetmemeli, kadının hakkına riayet etmeli, verdiği sözlere bağlı olmalı, kadın ve çocukları hususunda insani ve İslâmi kaideleri hayata geçirmeli, kadın da kocasına, evine ve çocuklarına bakmakta olması gerektiği gibi olmalıdır ki, Allah’ın en çok nefret ettiği yırtıcı bir canavar ve aile ocağını söndüren bir ateş konumundaki bir ateş ortaya çıkmasın.
Şüphesiz boşanmada suçlu olan kimse, kıyamet günü şiddetli bir hesaba çekilecektir. O halde boşanmanın rakamlarını en aza indirgemeye çalışalım. Haram bakıştan, günahtan, zulümden, birbirine zulmetmekten el çekelim ki boşanma diye bir şey olmasın.
Ülkenin adli makamları, ahlâki meselelerle ilgili ve boşanmanın çirkin bir iş olduğu hususunda bir kitapçık hazırlamalıdır ve boşanmak için oraya müracaat edenlere vermelidir. Böylece onlar bu kitapçığı okudukları takdirde belki de bir daha müracaat etmeyecekler, hayatlarını düzene sokacaklardır. Böylece dul kadın ve erkekler, topluma girerek, onların imanı zayıf olanlarını fesada, sapıklığa ve kirliliğe itmeyeceklerdir.
[1]- Nisa, 35
[2]- Bakara, 229
[3]- Bakara, 231
Boşanma sürecindeyseniz
Balayı ve ilk hatalar
Aile içi sorunlar ve çözüm yolları (2)
Evliliğin düşmanları