İMAMET
İnsanların din ve dünya önderliğini yapmaya “İmamet” denir. Önder olan kişiye ise “İmam” denir.
Şii mezhebi şöyle inanmaktadır: Peygamberimizin (Sallellahu aleyhi ve alihi) vefatından sonra yüce Allah tarafından dinî ilimleri ve yasaları koruyup insanları doğru yola iletmesi amacıyla insanlar için bir imam belirlenmesi gerekir.
İmametin Kanıtı
Nübüvvet bölümünde aydınlığa kavuştuğu gibi; âlemlerin yaratıcısı varlıklara olan lütfü gereğince yarattığı varlıkları kendileri için belirlenmiş (kemale erecekleri makam) olan hedeflere hidayet etmelidir (yönlendirmelidir). Örnek olarak; meyve ağacı büyüyüp tomurcuklanması ve meyve vermesi için hedefine hidayet edilmelidir (yönlendirilmelidir). Onun hayat çizgisi, kuşun hayat çizgisinden farklıdır. Aynı şeklide bir kuş da bir ağacın hedefine değil; kendine özgü hayat çizgisini geçip özel hedefinin peşine düşmelidir. Böylece her yaratık kendine özgü hayat çizgisini geçip özel hedefine ulaşması dışında başka bir şeye hidayet edilmemelidir (yönlendirilmemelidir). İnsanın da Allah’ın yaratıklarından bir yaratık olduğu ve bu genel hidayet (yönlendirme) yasasının onu da içine aldığı çok açıktır.
İnsanın mutluluğu, isteyerek seçme yoluyla elde edilmesinden dolayı, yalnızca ona mahsus olan ilahî hidayet (yönlendirme) insanın Allah’a karşı herhangi bir hücceti olmaması için davet, duyuru, din, şeriat ve peygamber gönderme vesilesiyle gerçekleşmesi gerektiği daha önce aydınlığa kavuşmuştu. Nitekim aşağıdaki ayeti kerime de bu konuya delalet etmektedir:
رُّسُلًا مُّبَشرِِّينَ وَ مُنذِرِينَ لِئَلَّا يَكُونَ لِلنَّاسِ عَلىَ اللَّهِ حُجَّةُ بَعْدَ الرُّسُلِ وَ كاَنَ اللَّهُ عَزِيزًا حَكِيمًا
Resuller geldikten sonra insanların Allah’a karşı bahaneleri kalmaması için, resulleri müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik. Allah üstündür, hüküm ve hikmet sahibidir.
Peygamber gönderip dinî davet yapmayı gerekli kılan kanıt şöyle hükmetmektedir: Yüce Allah, ismeti vesilesiyle dini koruyup insanlara önderlik eden peygamber vefat ettikten sonra, dinî ilimler ve kanunların aslî hallerine bekçilik edip insanları doğru yola iletmesi için onun engin sıfatları konusunda (nübüvvet ve vahiy dışında) ona benzeyen bir kimseyi onun yerine bırakmak zorundadır. Aksi takdirde genel hidayet (yönlendirme) yasası yok olacaktır. Dolayısıyla insanlar da Allah’a karşı hüccet getirebileceklerdir.
İmam’dan Yoksun Kalmak Olanaksızdır
Akıl, sahip olduğu yanlış ve hatalarla insanları Allah’ın peygamberlerinden yoksun kılamadığı gibi; ümmet arasındaki din alimlerinin varlığı ve dinî duyuruları da, insanları imamdan yoksun kılmamaktadır. Çünkü aydınlığa kavuştuğu gibi, konumuz insanların dine inanmaları veya inanmamaları hakkında değil; konumuz, Allah’ın dininin aslî halini koruyup değişmeden veya eksilmeden insanlara ulaşmalarını sağlamak hakkındadır.
Bilindiği gibi; ümmetin alimleri takvalı ve salih insanlar olsalar da yanlıştan ve günahtan korunmamaktadırlar. Yani masum değildirler. Bilerek olmasa da onlar tarafından dinî kanunların ve ilimlerin bazılarının değişmeleri veya bozulmaları olanaksız değildir. Bu konunun en güzel şahidi, İslam ümmeti arasında meydana gelen çeşitli ve ihtilaflı mezheplerin varlığıdır.
Bundan dolayı, Allah’ın dininin hakiki kanunlarının ve gerçek ilimlerinin yanında korunacağı ve insanlar ihtiyaç duydukları zaman kendisinin yönlendirmesinden yararlanacakları bir imam gereklidir.
İmamın İsmeti
Bir önceki açıklamadan da anlaşıldığı üzere imam da peygamber gibi yanlış yapmaktan ve günah işlemekten korunmak zorundadır. Çünkü aksi takdirde dinî davet eksik olacak ve ilahî hidayet (yönlendirme) etkisini kaybedecektir.
İmamın Ahlakî Faziletleri
İmam cesaret, yiğitlik, iffet, cömertlik, adalet v.b. gibi ahlakî faziletlere sahip olmak zorundadır. Zira günahlardan korunan bir kimse, dinî emirlerin hepsine amel edecektir. Güzel ahlaklı olmak da dinî emirlerdendir.
Ahlakî faziletler hususunda bütün insanlardan daha üstün olmak zorundadır. Çünkü bir kimsenin, kendisinden üstün olan bir kişiye önderlik etmesinin hiçbir manası yoktur. Kuşkusuz ilahî adalet de böyle bir şeyin karşısındadır.
İmamın İlmi
İmam insanların önderi ve dinin taşıyıcısı olduğu için, insanların dünya ve ahiret konusunda ihtiyaç duydukları ve onların mutluluklarının kendilerine bağlı olduğu meselelerin hepsini bilmek zorundadır. Zira cahil bir kişinin önderlik etmesi, aklî olarak caiz değildir. İlahî genel hidayet bakımından da hiçbir anlamı yoktur.
İmamlara İtaatin Farz Oluşu 3
Ehl-i Beyt (a.s.)ın İmameti