İmam Bakır (as)"ın Kültürel Mirası -3
Peygamberin fıkhî mirası masum ehl-i beyt yoluyla doğ¬rudan doğruya bize ulaşmıştır. Ehl-i sünnet, genelde imam Bakır (a. s.)'dan naklettiği hadislerin senedini babasından, o da babasından diyerek Rasulullah (s.a.a)'le sonuçlandırıyor¬lar ama şia, o hazretin ve diğer imamların imamet ve isme¬tine inandığından dolayı, hadisin senedini zikretmeye gerek görmüyor.
İmam Bakır (a.s.)'m kendisinden, senet zikretmeden peygamberden naklettiği hadisler hakkında sorulunca söyle buyurdu:
"Naklettiğim ama senedini söylemediğim hadislerin sene¬di babam Zeyn-ül Abidin (a.s.)'den o da babası Şehid Hüseyn (a.s.)'den p da babası Ali b; Ebi Talib (a.s.)'ten o da Rasulullah (s.a.a.)'tan. o da Cebrail'den ve o da Allah'tandır."[1]
İmam Bakır da (a.s.) diğer şia imamları gibi dini açıdan, ehl-i beytin durumunun önemini açıklamak için tebliği girişim¬lerde bulunuyordu. Bu hususda o hazretten şöyle bir hadis nakledilmiş.
'Rasulullah (s.a.a.)'ın evlatları, ilahî ilimlerin kapıları, Al¬lah'ın rızasına kavuşmanın yolu, cennete davet eden ve halkı ona yönelten kimselerdirler. [2]
Yine o hazretten şöyle nakledilmiştir:
Bu evden kaynaklanmayan bir şey iyi bir son bulmaz."[3] Makhul[4] gibi kimseler, Emir-ül Müminin (a.s.)'den bir hadis rivayet ettiklerinde korkularından o hazreti Ebu Zeyneb lakabıyla söyledikleri bir durumda, o imam peygamberin ilim¬lerini, Ali (a.s.)'yi,senet göstererek halka aktarıyorlardı. Buna göre Rasulullah (s.a.a.)'ın hadislerinin tek varisinin şia ol¬duğunu görüyoruz. Bunun nedeni de bu mirasın her birinin Kur'ana dayanmasıdır, fiyle ki İmam Bakır (a.s.) bu hu¬susda şöyle buyurdu:
"Size bir hadis naklettiğimde onun Allah'ın kitabıyla nasıl bağdaştığını benden sorun."[5]
İmam Bakır (a.s.)'ın bu mirası, hadisi yazmamaktan veya diğer nedenlerden dolayı din imha edilmek ve saptırıl¬mak istenirken şianın Kur'an hakkında tahrifata duçar olma¬masına neden oldu.
İmam Bakır (a.s.), çeşitli yollarla Rasu¬lullah (s.a.a.)'ın kendisinden nakledilen "aranızda en iyi ve en doğru hükmeden Ali'dir" hadisine istinat ederek ehl-i sünnet alimlerinden birine Ali (a.s.)'nin adlî hükümlerini kabul ettir¬meye ve onun, başkalarının adlî hükümlerine amel etmenin caiz olduğuna dair olan inancını iptal etmeye çalışıyordu[6].
Aynı şekil de o hazret bazı yerlerde sahabe yoluyla nakledi¬len ilimlerin batıl olduğunu açıkça duyuruyordu. Hatta bir de¬fa ahkamı, islamî ve cahili diye ikiye böldükten sonra şöyle buyurdu:
"Zeyd b. Sabit'in miras hisseleri hakkında cahiliyet ahka¬mına uygun olarak hükmettiğine sizi şahit tutuyorum.'"[7]
1) el-Emali (Şeyh Müfid), s: 42/A'lam-ul Vera (Tabersi), s: 264.
2) Tefsir-i Ayyaşı, c: 1. s: 86/Vesail-u» Şia. c: 18. t: 9.
3) İhtisas, s: 31.
4) İbn-i Ebil Hadid onun Emir-ül Müminin (a.s.) e buğzedenlerden olduğunu söylemiştir. "el-İhtisas"ın dipnotu, s: 128.
5) el-Mizan. c: 3. s: 176 "Kafi'den naklen.
6) Tahzib (Tûsi). c: 6. s: 220-221/Furû'-u Kafi (Küleyni) c: 7. 408/Vesail-uş-Şia. c: 18, s: 8-9.
7) Furfi'-u Kafi (Kuleyni) c: 7.«: 407/Tahzib. c: 6. s: 217.
İmam Bakır (as)ın Kültürel Mirası -2
İmam Bakır (as)ın Kültürel Mirası-1