İmam Rıza (as)’ın Güzel Ahlakı-2
İsrafa Karşı Çıkışı
Köleler meyvelerin yarısını yiyip geri kalanı öylece atıyorlardı. İmam (a.s) bu durumu görünce şöyle buyurdu: "Sübhanellah, eğer ihtiyacınız yoksa muhtaç kimseler vardır, fazla olanı mahrumlara veriniz."[1]
Dostlarına Karşı Tutumu
Musa ibn-i Yesar şöyle diyor: Ben İmam Rıza (a.s)'la birlikte idim; Tus'un yakınlarında bir ağlama sesi duyduk ve o sese doğru yaklaşınca bir cenaze gördük. İmam (a.s) hemen attan indi ve cenazeye doğru gitti. Anne yavrusunu kucağına alırcasına cenazeyi kucağına aldı ve şöyle buyurdu: "Kim dostlarımızın cenazesini teşyi ederse Allah Teâla bütün günahlarını bağışlar." Daha sonra kabrin yanına kadar onun ardınca gitti. Sonra elini ölünün göğsüne koydu ve onu cennetle müjdeledi. "Ben canım sana feda olsun onu tanıyor musun? dediğimde, İmam (a.s) şöyle buyurdu: "Acaba dostlarımızın yaptıkları amellerin her sabah ve akşam bize sunulduğunu bilmiyor musun?" Eğer iyi iş yapan olurlarsa şükrediyoruz; kötü iş yapan olurlarsa Allah'tan onlar için af ve mağfiret diliyoruz."[2]
Tevazusu
Bir adam hamamda İmam (a.s)'ı tanımadı. Hazret'ten bedeninin yıkanmasında yardımcı olmasını istedi. İmam da kendisini tanıtmaksızın onu yıkamaya başladı. İmam'ı tanıyan bazı kimseler Hazret'e ihtiram ediyorlardı; o adam da yavaş yavaş İmam'ı tanımaya başladı, kendi isteğinden oldukça utandı ve özür diledi. Ama İmam onu yıkamaya devam etti.[3]
İmam Rıza (a.s) yazın hasırın üzerinde kışın ise kilimin üzerinde oturuyordu. Ama halkın karşısına çıktıklarında güzel elbiseler giyerlerdi.[4]
İmam (a.s) ve Eşitlik
İmam Rıza (a.s)'a şöyle teklif edildi: Eğer müsade ederseniz yanınızda bulunmamaları için zencilere ayrı bir sofra koyalım. İmam (a.s) cevaben buyurdular ki: "Hepimizin Allah'ı birdir, hepimiz bir ana ve babadanız, hepimizin mükâfatı amelimize göredir; o zaman ayrılık niye?"[5]
Cömertlik ve Bağışı
Bir adamın, hac yolculuğundan döndüğünde parası kaybolmuştu. İmam (a.s)'ın huzuruna gelip şöyle dedi: Bana yardım ediniz, şehrime ulaşır ulaşmaz borcumu sizden taraf fakirlere sadaka vererek öderim. İmam (a.s) ev boşalana dek sabretti daha sonra iç odaya girip kapının arkasında iki yüz dinar ona verdi ve şöyle buyurdu: "Bu miktar parayı harca, benden taraf sadaka vermen de gerekli değildir." İmam'ın dostları İmam (a.s)'a: "Neden kapının arkasında bağışta bulundunuz?" dediklerinde, İmam (a.s): "Parayı alırken utanmasını istemedim" buyurdular.[6]
İmam Rıza (a.s) oğlu İmam Cevad'a şöyle yazdı: “Halkın seni özel kapıdan evlerine götürdüklerini duydum. Bundan sonra, mahrumlarla yolda karşılaşman ve onların dertlerini öğrenip onlara yardımda bulunman için herkesin gittiği yoldan sen de git."[7]
[1]- Füru-u Kafi, c.6, s.297.
[2]- Menakıb-ı Al-i Ebi Talib, c.4, s.341.
[3]- Menakıb-ı Al-i Ebi Talib, c.4, s.362.
[4] Uyun-u Ahbar-ir Rıza, c.2, s.178.
[5]- A'yan-üş Şia.
[6]- Füru-u Kafi, c.4, s.24.
[7]- Uyun-u Ahbar-ir Rıza, c.2, s.8.
İmam Rıza (as)’ın Güzel Ahlakı-1
İmam Rıza (as)’ın Fazileti ve Siresi (1)