İslam"da Kadının Şahsiyeti ve Hicab 9
Kur'an-ı Kerim, kadının toplumdaki onur ve itibarını sağlayan etkene değinerek müslüman kadınları makamına uygun örtünmeye davet ediyor. Onların, iffet ve hicab örtüsüyle kendilerini örtmeleri zevk düşkünlerinin kendilerini rahatsız etmelerine ve sarkıntılık yapmalarına engel olur. Bunun karşısında adeta piyasaya sunarcasına kendini süsleyen, güzelliğini herkese göstererek dikkatleri üzerinde toplayan kadın, bu işiyle kendi değerini düşürmüş, kendini alçaltmış, onur ve şerefini yitirmiş olur.
Kısacası Kur'an-ı Kerim pekiştiği müslüman kadınlardan tavır ve davranışlarında insanlığa iffet ve iman örneği olmalarını istemektedir.
"Ey Peygamber'in hanımları, sizler herhangi bir kadın gibi değilsiniz. Allah'tan sakınıyorsanız edalı konuşmayın, yoksa kalbi bozuk olan kimse kötü şeyler ümid eder; daima ciddi ve ağırbaşlı söz söyleyin, evlerinizde oturun, eski cahiliyede olduğu gibi açılıp saçılmayın." (Ahzab/32-33)
Peygamber'in Hanımlarının Ağır Sorumluluğu
Bir insanın sorumluluk haddini, onun içtimai konumu belirler. Buna göre, akrabalık veya evlilik yoluyla Peygamber'e (s.a.a) yakınlığı olan bir ferdin, belirgin bir içtimaî konuma sahip olduğundan sorumluluğu daha ağırdır ve halkın da ondan beklentisi daha çoktur. Bunun için, Peygamber'in hanımlarından da beklenen, diğer kadınlara örnek olacak derecede iffetli olmalarıdır. Bu hususta İmam Bakır'dan (a.s) şöyle rivayet edilmiştir:
"Onların sevap ve azapları iki kattır." (Tefsir-i Kumî)
Örneğin, din aliminden beklenen, halkın herhangi birinden beklenenden daha çoktur. İslam'ın hakim olduğu bir ortamda müslüman kadından beklenen, gayr-i İslami bir ortamda yaşayan bir kadından beklenenden daha çoktur. Sevap ve azap da bu çerçevede değişebilir.
Hükmün Peygamber'in Hanımlarına Mahsus Olmayışı
Bu ayette Peygamber'in (s.a.a) hanımlarına yönelik zikredilen görev ve sorumluluklar onlara özgü olmayıp diğer kadınlar için de geçerlidir. Aralarındaki tek fark şu ki, Peygamber'in (s.a.s) hanımları diğer kadınlara nazaran sorumlulukları daha ağır olduğu için çok daha dikkatli olmaları gerekir.
Bazı müfessirlerin de söylediği gibi İlahi ahkâm önce Peygamber'in ailesine iniyor, daha sonra başkalarına bildiriliyordu. Hicab ve iffet konusunda da anen böyle olmuştur. (Revai-ül Beyan c.2, s.379)
Kadının Yabancı Bir Erkek İle Konuşması
Ayette geçen "yumuşak ve çekici konuşmayın" hükmünün gereğince Peygamber'in hanımları ve müslüman kadınların yabancı erkeklerle yumuşak ve çekici bir tarzda konuşmaları yasaklanmıştır. Çünkü kadının yumuşak bir tarzda konuşması fesada yol açabilir.
Ama ciddi konuşmak, yabancı erkeğin kalbinde ona karşı bir isteğin oluşmasını önler. Bu yüzden müslüman kadınların mahrem olmayan erkeklerle konuşmaları ciddi ve zaruret miktarınca olmalıdır.
Tokalaşmak ve Şakalaşmak
Peygamber'in, şöyle buyurduğu nakledilmiştir:
"Yabancı bir kadınla tokalaşan kimse kıyamet günü zincirle bağlanmış bir halde gelir ve ateşe atılır. Allah, yabancı kadınla deyip gülen kimseyi her kelimesi için bin yıl hapsedecektir."[1]
[1]- Vesail-üş Şia, c.7, s.143.
İslamda Kadının Şahsiyeti ve Hicab 8
İslamda Kadının Şahsiyeti ve Hicab 7