“Müslümanların izzetinin habercisi; İmam Humeyni” 3
Hz. İmam (s) doğu ve batı karşısında durdu ve asla korkmadı ve İran’a karşı uygulanan tüm baskı ve yaptırımlara karşın Hz. İmam Humeyni (ra) hiçbir şekilde dehşete kapılmadan onlara karşı direndi. Burada ilginç bir açıklamada bulunuyor: Gerçekten şimdiye dek korkmadım, o gün de beni götürürlerken kendileri korkuyordu ve ben onları korkmamaları için teselli ediyordum.
2-Kısıtlı kalmamak: Yüce Allah’ın mukaddes zatı zaman ve mekandan bağımsız olduğundan ve tüm varlığın yegane yaradanı olduğundan, kendisini böyle bir zata bağlayan biri denize bağlanmış gibi olur ve asla kendini belli bir coğrafî sınırla kısıtlı görmez ve bu yüzden daha geniş kapsamlı olarak sorumluluk hisseder ve herkes için yürek yakar. Zaten bu yüzden islam peygamberi Arap yarımadasında yaşamasına karşın İran halkına mektup yazar. Dolayısıyla gerçek mümin ve böyle bir peygamberi izleyen kimse başkalarına karşı duyarsız olamaz.
Eğer herhangi bir müslüman herhangi bir kimsenin – hatta müslüman olmayan birinin-talep ve isteğini duyar ve karşılık vermezse müslüman değildir. Bunun sebebi şudur ki insanlık islamî tealimin ana eksenidir ve bu ilke asla unutulmamalıdır, tüm insanlar yüce Allah’ın kullarıdır. Tarihte masum imamların şia olmayan ve hatta gayri müslimlerin yardımına koştuğu örneklerle doludur. Örneğin Hz. Ali (s) döneminde gayri müslim bir kadının ayağından halhalı çalındığında şöyle buyurur:
Eğer bu olay için bir müslüman erkek utancından ölecek olursa ben buna şaşmam.
Hz. İmam Humeyni de mutahhar ecdadı müslümanların ve dünya halkının sorunlarına karşı duyarsız olmadığından bir yandan Amerika’yı çağımızın büyük şeytanı ilan ederek bu devrin tağutunu müslümanlara tanıtıyor ve öte yandan mübarek Ramazan ayının son Cuma gününü dünya Kudüs günü ilan ederek kendini ve başkalarını Filistin halkının kaderiyle ortak ediyor, böylece bu mazlum insanların unutulmasını engelliyor. Böyle bir insan için coğrafî sınır anlamsızdır. Onların vatanı nerede bir mazlum yardıma ihtiyacı varsa, orasıdır. Bu vatan Mısır, Irak veya Suriye değil, ,bu vatanın adı yoktur.
3-Hedefe tam inanç: Böyle insanlar Ehl-i Beyt’in (s) medresesinde eğitildiği ve Ehl-i Beyt (s) fertleri de ilahî mukaddes zata bağlı olduğu ve söylediklerini tam olarak yerine getirdikleri için, bu yüzden izledikleri yolda kesin kararlıdır ve hiçbir şeyden korkmaz veya geri adım atmazlar.
Demek insan kuşkuya kapıldığı an şeytan ona musallat olur. Bu yüzden böyle bir insan şeytan yoluna sapması için bir vesvese yeterlidir. Bu yüzden şeytan kıyamet günü izleyicilerinden alacaklı olur. Beni serzeniş etmeyin, kendinizi edin. O zaman kuşkuya düşen insan en ufak bir vesvese ile doğru yoldan saptığına göre kıyamet günü hatasını anlayıp şeytanı suçladığında şeytan da onu suçlar, çünkü kuşkuya kapılıp şeytanın esiri olmuştur, yoksa ilahî yolda adım atan ve kuşkuya kapılmayan bir insan hiçbir zaman kaygıya ve vesveseye kapılmaz ve böylece şeytan da ona musallat olamaz. Dolayısıyla ilahî evliya olan kimse hiçbir zaman kuşkuya kapılmaz ve seçtiği yolda büyük bir güvenli ilerler ve ilahî yardımla tam inancından asla taviz vermez. Bu yüzden rahmetli imam Humeyni asla seçtiği yoldan geri dönmedi ve baskılara boyun eğmedi. Merhum Şehit Mutahhari bu konuda şöyle diyor: Bana söylenenlere göre birkaç gün önce Karter, Bahtiyar konusunda Ayetullah Humeyni’yi uyarmış ve demiş ki, her iki süper güç Bahtiyar hükümeti konusunda mutabakata varmış ve bu yüzden siz de kendi hesabınızı ona göre yapın demiş, ancak bu büyük insan bu tehdidi hiçe saymış... Ben 12 yıla yakın bir süre bu büyük insandan ders aldım, ancak Paris’e yaptığım sen gezide kendilerinin psikolojisiyle ilgili yepyeni şeyler öğrendim ve hem hayret ettim ve hem imanım güçlendi. Dönüşte arkadaşlar neler gördün? Diye sordu. Ben de 4 imam gördüm dedi. İlkin tüm dünya bir araya gelecek olursa onu hedefinden alıkoyamaz. İkincisi seçtiği yolu iman dedim. Onu bu yoldan vazgeçirmek mümkün değil. Peygamber efendimizin hedefine ve yoluna duyduğu iman gibi. Üçüncüsü İran halkının psikolojisine duyduğu iman dedim. Ve son olarak Allah’a olan imanı dedim. Bir keresinde özel bir görüşmede bana şöyle dedi: Bunları yapan biz değiliz, ben Allah’ın varlığını açıkça hissediyorum. Evet o, kendini Allah’a satmıştı. Allah müminlerden nefsini satın alır. Böyle bir insan artık hiçbir şeyden korkmaz ve seçtiği hedef ilahî bir hedeftir. Çünkü yüce Allah böyle bir insana yol gösterir. Kim bizim yolumuzda cihad ederse biz de ona yol gösteririz ve Allah’ın gösterdiği yolda sapma olmaz, o zaman bu yolda kuşku da olmaz. Bu yüzden böyle insanlar seçtikleri yoldan asla geri dönmedikleri gibi, başkaları da onların haşmet ve iradesinden etkilenerek bu tür insanlara yöneliyorlar. Onun için bir nur vardır ki onun yardımı ile halk arasına girer. Ve bu nurun öyle bir özelliği vardır ki hem kendi aydınlanır, hem de çevresini aydınlatır.
“Müslümanların izzetinin habercisi; İmam Humeyni” 2
“Müslümanların izzetinin habercisi; İmam Humeyni” 1