“Müslümanların izzetinin habercisi; İmam Humeyni” 2
İnsanlar yaratıldıkları gibi bir gün tekrar O’na dönecektir. O zaman ancak O’na hesap vermek zorundadır ve sadece O’ndan emir alır ve yüce Allah her şeyi bilendir. Allah herşeye muktedirdir ve tüm alem O’na muhtaçtır ve O’nun hiç kimseye ihtiyacı yoktur ve geniş rahmeti ile varlık alemine bakar
قُل لِّمَن مَّا فِي السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضِ قُل لِلّهِ كَتَبَ عَلَى نَفْسِهِ الرَّحْمَةَ
Söyle, gökte ve yerde olan herşey kime aittir? Söyle, kendine rahmet ve bağışlamayı farz kılan Rabbinize aittir.
İnsan kendisiyle yüce Allah arasındaki ilişkiye inandığı ve bu ilişkiyi güçlendirdiği ve Allah’ın mukaddes zatına ilgi duyduğu zaman, doğal olarak herşey, yüce Allah’la mukayese edildiğinde değersiz olur ve sadece Allah’a tevekkül eder. Ve yüce Allah’a tevekkül ettiğinde artık kendini karşısında aşağılayacak hiçbir şey kalmaz. Öte yandan kendini bu denli azametli bir varlığın karşısında zayıf ve ona bağlı görür. Artık dikleşme ve üstünlük taslama gibi duygular söz konusu olmaz, bu yüzden başkalarına saygı gösterir. Çünkü kendisini ve herkesi O’nun karşısında eşit görür. İşte bu yüzden peygamberlerin gönderilmelerinin amacı, Allah’a ibadet etmek ve tağuttan sakınmak şeklinde ifade ediliyor.
الَّذِينَ إِذَا أَصَابَتْهُم مُّصِيبَةٌ قَالُواْ إِنَّا لِلّهِ وَإِنَّـا إِلَيْهِ رَاجِعونَ
O sabredenleri ki onlar, bir musîbete uğradılar mı biz Allah’ınız, gene de gerisin geriye ona döneceğiz derler.
Her ümmete halkı ibadet etmeye ve tağuttan sakınmaya davet etmek için bir resul gönderdik. Allah’a ibadet etmek, Allah’ın belirlediği yoldan gitmek demektir ve bu yolda ilerleyen herkes ilahî rahmetten yararlanır ve adeta denizle birleşmiş olan böyle bir insan kendisi de deniz gibi olur. Bu yüzden Kur’an-ı Kerim’de izzetin Allah’a ait olduğu belirtiliyor.
Kafirleri seven, ancak müminleri sevmeyenler, acaba kafirlerden izzet mi talep ediyorlar? Gerçekten tüm izzetler Allah’a aittir. İzzet demek yani; mağlup olmayan galip demek ve bu sıfat Allah’a özgüdür ve Allah’ın dışında herkes öz itibarıyla zelildir ve hiçbir şeye sahip değildir. Şimdi yüce Allah bu izzeti istediği herkese sunar.
De ki: Kimindir ne varsa göklerde ve yeryüzünde? De ki: Allah'ın; rahmet etmeyi gerekli kıldı özüne.
İstediği herkese izzet verir ve istediği herkesi zelil eder. Ayetin başında yüce Allah’ın istediği her kese mülk verdiği ve istediği herkesten geri aldığı belirtildiğinden merhum Allame Tabatabaî izzetin mülkün yan anlamlarından olduğunu ve mülkiyet Allah’a ait olduğundan izzetin de Allah’a ait olduğunu belirtiyor. Bir başka ayette ilahî kaynağa bağlanıp izzet sahibi olanlar anlatılıyor: İzzet Allah’a, resulüne ve müminlere aittir. Eğer herhangi bir kimse bu merhaleye ulaşırsa bir takım özellikler kazanır. Bu özelliklerin bazıları şöyledir:
1- Korkmamak:
İlahi kaynağa bağlanan kimse artık hiçbir şeyden korkmaz. Gerçekten ilahî evliyalar korku ve kaygıyı bilmezler. Bunun sebebi de yüce Allah’ın hiçbir şeyden korkmaması ve hiçbir şeyin Allah’ı mahzun edememesidir. Çünkü bütün herkes yüce Allah karşısında aşağı ve zelildir. Hamd, hiç kimsenin O’na karşı koyamadığı ve ortağı olmadığı, yardımcısı olmadığı Allah’a özeldir. Bütün azizler O’nun izzetine karşı teslimdir ve büyükler azameti karşısında alçak gönüllü ve teslimdir ve mükemmel gücü istediği herşeye yeter. Böyle bir kaynakla birleşen insan asla hiçbir şeyden korkmaz, çünkü yüce Allah hiç bir şeye yenilmeyeceğinden böyle bir insanda hiçbir şeye yenilmez ve herkesin yüce Allah’a karşı tam huzu yaşarken böyle bir insanın karşısında da huzu eder. Korku etkeni yok olduğunda korkunun kendisi de yok olur. Merhum Allame Emini Elkadir adlı eserinde 8 belgeye göre rivayet ediyor. Hz. Ali (s) peygamber efendimizin yerine yatakta yattığında Cebrail baş ucunda ve Mikail ayak ucunda oturur ve şöyle derler: Aferin sana, Allah seninle övünüyor.
“Müslümanların izzetinin habercisi; İmam Humeyni” 1
İslam İnkılabı ve Dünya Kurtuluş Hareketleri