Veladetinden Rıhletine İmam Humeyni (r.a) 6
İmam Humeyni’nin Kapitülasyon tasarısının kabul edilmesi aleyhindeki ifşaatları İran’da Kasım ayında yeni bir kıyamın başlangıcı oldu. 4 Kasım 1964 tarihinde sabahın erken saatlerinde Tahran’dan özel komando birlikleri silahlı bir şekilde Kum’a hareket etti ve İmam’ın evini muhasara altına aldı. İmam, tutuklandığı sırada yine bir yıl önce olduğu gibi ibadetle meşguldü. İmam Humeyni tutuklandıktan hemen sonra Tahran Mehrabad havaalanına nakledildi ve daha önceden hazırlanan program dahilinde SAVAK casuslarının refakatinde bir uçakla Ankara’ya götürüldü. Ve o gün öğle sonrasında SAVAK, İmam Humeyni’nin Şah rejimini devirmeye teşebbüs suçuyla sürgün edildiğini bildirdi! Bu haber gazetelerde de yayınlandı.
Bütün baskı ve tehditlere rağmen, başta İran’ın ekonomisinde son derece önemli rolü olan Tahran Pazarı olmak üzere, İslami ilimler medreselerinde Şah rejiminin İmam’ı sürgün etme girişimi kepenk kapama eylemleri ve grevlerle protesto edildi. Uluslararası kuruluşlara bu bağlamda mektuplar gönderildi.
İmam Humeyni’nin Türkiye’de sürgünde Bursa şehrindeki ikameti 11 ay sürdü. İmam’ın yokluğunu fırsat bilen Şah rejimi, bütün itirazları kanlı bir şekilde bastırmanın yanı sıra Amerika’nın dayattığı reformları hızlı bir şekilde yürürlüğe koymaya başladı. Elbette İmam’ın Türkiye’deki ikameti, onun Tahrir’ul Vesile adlı kitabını yazmak için bir fırsat oldu.
İmam Humeyni’nin Türkiye’den Irak’a Sürgün Edilmesi
5 Ekim 1964 tarihinde İmam Humeyni, oğlu Ayetullah Mustafa Humeyni’yle birlikte ikinci sürgün yeri olan Irak’a gönderildi. İmam Humeyni, Irak’a gider gitmez Ehlibeyt’in pak ve masum imamlarının türbelerini ziyaret için Kazımeyn, Samerra ve Kerbela şehirlerine gitti ve bir hafta sonra ise sürgün yeri olan Necef kentine götürüldü.
İmam Humeyni’nin Irak’taki 13 yıllık sürgün hayatında, İran ve Türkiye’de olduğu gibi zahiren direkt baskılar ve kısıtlamalar yoktu; ama, din kisvesine bürünmüş bazı kimselerin iftiraları ve asılsız iddiaları ona büyük bir azap veriyordu. Fakat o, bütün bunları sabır ve metanetle karşılıyor, mücadelesini sürdürüyordu. Ancak, onca sıkıntı ve zorluklar onu Şah rejimine karşı verdiği İslami mücadelede yıldırmadı. O doğru bildiği Hak yolunda ilerlemeyi sürdürdü.
İmam Humeyni, Necef kentinde sürgünde bulunduğu dönemde bütün muhalefetlere rağmen 1965 yılında Şeyh Ensari mescidinde fıkıh dışındaki dallarda ders vermeye başladı. İmam Humeyni’nin aynı mescidde bu dersi vermesi Paris’e sürgün edilinceye kadar devam etti. İmam’ın dersleri Necef’te ve hatta Irak genelinde, işlediği konular açısından ve derse olan teveccühten dolayı dikkat çekiciydi.
İmam Humeyni, Irak’ta bulunduğu süre içinde İran’daki İslami mücadeleciler ile sürekli olarak değişik şekillerde irtibatını korudu. İmam her münasebetle 15 Hordad kıyamının canlı tutulması gerektiğini vurguladı.
İmam, sürgünden sonra da hiçbir zaman mücadeleden el çekmedi ve sürekli olarak yaptığı konuşmalar ve eylemleriyle mücadeleyi canlı tuttu. Milyonların ümit ve ilham kaynağı oldu.
Veladetinden Rıhletine İmam Humeyni (r.a) 5
Veladetinden Rıhletine İmam Humeyni (r.a) 4