• Nombre de visites :
  • 1869
  • 18/11/2009
  • Date :

Hz. Ali’nin Kasia Hutbesi 7

hz.ali

  Bir de şu var ki ALLAH’ın azâbına uğrattığı, dertlere, belâlara, çetin olaylara düşürdüğü kullara ait birçok örnekler var; bunu bilirsiniz; bilgisizlikle ALLAH’ın azâbının gecikmesi sizi aldatmasın; azâbından ümitsizliğe düşmeyin. Çünkü noksan sıfatlardan münezzeh olan ALLAH sizin de bildiğiniz geçmiş toplumları, ancak gerçeği ve doğruyu buyurmayı, kötülükleri nehyetmeyi bıraktıklarından lânetlemiştir; kötülere, suç işledikleri, içlerindeki bilgili, anlayışlı olanlara da, kötülüğü nehyetmedikleri için lânet etmiştir.

Bilin ki siz, İslâm bağını kestiniz; Müslümanlık sınırlarını elden çıkardınız; hükümlerini de öldürdünüz. Bilin ki ALLAH bana, isyan edip itâatinden çıkanlarla, biat edip biatinden dönenlerle, yeryüzünde bozgunculuk edenlerle savaşmayı emretmiştir.

  Biatten dönenlerle savaştım, gerçekten sapanlarla mücahede ettim; dinden çıkanları kahrettim, Redhe şeytanının belâsını da, onu bayılmış bulup, yüreğinin çarptığını duyup, göğsünün titrediğini görüp İslâm’dan giderdim. Âsîlerden, ardımda kalanlar kaldılar. ALLAH izin verirse onları da bu sefer kahrederim; onlardan, yeryüzünde ancak çevreye dağılanlar, kalırlarsa kalırlar.(*)

  (*)-Biatten dönerler. Cemel savaşına sebep olanlardır; gerçekten sapanlar ve itâatten çıkanlar, Muâviye’ye uyanlardır. Dinden çıkanlarsa Hâricîlerdir. Emir’ül-Mü’minin (a.s) Zübeyr’e, savaştan önce,

“Biz ansardan bir bölüğün sofasındaydık, sen de vardın, Rasûlullah sallâllâhu aleyhi ve âlihi ve sellem beni işaret ederek sana, onu sever misin buyurdu; sen, ne mâni var deyince, ama buyurdu, sen onun aleyhine kıyâm edecek, onunla savaşa girişeceksin ve bu takdirde de sen zâlim olacaksın; hatırlar mısın bunu?” demişti

  (Müstedrek’üs-Sahîhayn’den; c.3, s.366; Üsd’ül-Gaabe; 2, s.199; El-İsâbe’den; 3, s.6; Kenz’ül-Ummâl’den; 6, s.82-85; İstîâb’dan; 1, s. 207; Mecma’dan; 7, s.27, İbn-i Kutayba’nın El-İmâmetü ve’s-Sitâse’sinden, s. 63, naklen “Fedâil’ül-Hamseti min’es-Sihâh’ıs-Sitte; Necef-1384 H. 2, s.364-369).

hz. ali’nin kasia hutbesi 7

  Ümm’ül-Mü’minin’i de Hz. Rasûl (s.a.a), Ali’ye karşı çıkmaktan men buyurmuştu (Müstedrek, Kenz’ül-Ummâl, Müsned, İsâbe, Mecma’, El-İmâmeti ve’s-Siyâse, Nûr’ül-Absâr, Hiylet’ül-Evliyâ, Tabakkaat-u İbn-i Sa’d, Târihu Bağdâd v.s.den naklen aynı; s. 369-374).

Hz. Rasûl-i Ekrem sallâllahu aleyhi ve âlihi vesellem, Emir’ül-Mü’minin’e, biatinden dönenlerle, isyan edenlerle, dinden çıkanlarla savaşacağını bildirmişler, savaşmasını emir buyurmuşlardı (Müstedrek, Târih-u Bağdâd, Üsd’ül-Gaabe,ed-Dürr’ül-Mensûr, Kenz’ül-Ummâl ve Mecma’dan naklen aynı; s.358-363).

  Redhe, dağ başlarında bulunan ve içine su dolan çukura denir. Redhe Şeytanı, Hâricîlerden Zü’l-Huvaysarat’üt-Temîmî Harkus b. Züheyr’dir.

  Bu adam, Hevâzin ganimetlerini bölerken Hz. Resûl’e (s.a.a), adalete riâyet et demek cür’etinde bulunmuş, Hazret “Vay sana, ben adalete riâyet etmezsem kim eder” buyurunca Ömer, izin ver yâ RasûlALLAH, şunun boynunu vurayım demiş, Hz. Rasûl (s.a.a), bırak onu; onun öyle arkadaşları olacak ki biriniz, onların namazını, orucunu görünce kendi namazını, orucunu, ona nispetle ehemmiyetsiz bulacak; Kur’an okuyacaklar, fakat boğazlarından aşağıya geçmeyecek (mânasını anlamayacaklar, hükmüne riâyet etmeyecekler), yaydan ok çıkar gibi dinden çıkacaklar; kara yüzlü, kolunun birinde kadın memesine benzer bir ur bulunan kişi de onların başı olacak; insanların en hayırlı bölüğüne karşı çıkacaklar buyurmuştu. Ebû Saîd’il-Hudrî (r.a), ben bu hadisi Rasûlullah’tan duydum, tanıklık ederim ki Ebû-Tâlib oğlu Ali, onlarla savaştı; ben de onunlaydım; öldürülenler arasında bu adamı bulmamı istedi; buldum ve Rasûlullâh’ın buyurduğu alâmeti de onda gördüm demiştir (Buhârî’nin Kitâb-u Bed’il-Halk’ından naklen Fadâil’ül-Hamse; 2, s.400).

  Nese’î’nin “Hasâis”inde, Zehebî’- nin Mîzan’ül-İ’tidâl’inde, Sahihu Müslim’in Kitâb’üz-Zekat’-ında, Müstedrek’te, Ebû-Dâvud’da, Müsned’de, Tabakaat’ta, Hilyet’ül-Evliyâda, Târih-u Bağdâd’da, Mecma’ ve Kenz’ül-Ummâl’de bu husustaki hadisler için aynı kitabın 400-410. s.e, Hâriciler hakkındaki âyetler için de 410-412 s. e. bk.). Zü’s-Sedye denen bu adamı görünce Rasûl-i Ekrem’in (s.a.a), Bu, ümmetimin içinde beliren şeytan boynuzlarının ilkidir buyurduğu rivayet edilmiştir. Nehrevan savaşında bu herif, Hazreti Emir aleyhisselâmın nârasını duyunca kendisini, içinde su bulunan bir çukura atmıştı; orada ölü olarak bulundu.


Seyyid Radıy'nin dilinden Nehciul Belağa

Nehc’ul Belağa’yı Tanıyalım HUTBELER

 

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)