Nehc’ul Belağa’yı Tanıyalım HUTBELER
Birinci Hutbe: Bu hutbe “Hamd, Allah’a mahsustur ki övenler onu hakkıyla övemezler.” cümlesiyle başlamaktadır ve bu hutbe aşağıdaki şu
kitaplarda yer almıştır:
1- İrşad-i Müfit[107]
2- Tuhaf’ul Ukul, Necef baskısı, s. 43
3- Tevhid-i Saduk s.24 ila 28
4- Emali-i Şeyh Tusi, (H. 460 yılında vefat etmiştir) c. 1, s. 22
5- Mecalis-u Müfit, s. 149, Merhum Meclisi ise Bihar, c. 77, s. 302’de bu hutbenin büyük bir bölümünü Uyun’ul Hikmet-i Vasiti’den nakletmektedir.
İkinci hutbe: Bu hutbe de “Nimetini tamamladığı için ona hamd ederim” cümlesiyle başlamaktadır. El Müsterşid-u Taberi, kitabında s. 73’de birtakım fazlalıklar ve farklılıklarla nakledilmiştir.
Üçüncü Hutbe: Bu hutbe ise meşhur olan “Şıkşıkıye” hutbesidir. İlal’uş Şerai’ s. 144, Mean’il Ahbar 404. bab, s. 361, Emali-i Şeyh Tusi, c. 2, s. 382- 384, Şafi-i Seyyid Murtaza (H. 426 yılında vefat etmiştir) s. 203, İrşad-i Şeyh Müfit s. 166 ve bir başka baskısında s. 135, ve
aynı zamanda Şeyh Müfit bu hutbeyi el-Cemel s. 46 ve 76 da, el-İfsah kitabında ise s. 17’de nakletmiştir. Ebu Said Mansur ve H. 422 yılında ölen Zirabi Nesr’ud- Durer kitabında Nehc’ul Belağa’dan az bir farklılıkla bu hutbeyi nakletmiştir.
Adı geçen hutbe, bu kitaplarda farklı ve İbn-i Abbas’a ulaşan senetleriyle nakledilmiştir. Senet zinciri arasında Ehl-i Sünnet alimlerinden bir gurup da göze çarpmaktadır. Örneğin H. 303 yılında vefat eden Ebu Ali Cebai, H. 317 yılında vefat eden Ebul Kasım Belhi ve hakeza H. 606 yılında vefat eden İbn-i Esir Nihaye kitabında “Şıkşıkıye” lafzı hususunda şöyle diyor: “Bu kelimeyi Hz. Ali (a.s) bu hutbesinde kullanmıştır.”
Firuzabadi de Kamus adlı kitabında şıkşıkıye hutbesini Hz. Ali’ye isnat etmiş ve “Aleviyye” diye adlandırmıştır. Bütün bu söylenenlerin yanı sıra İbn-i Ebil Hadid de bu hutbeyi Ebul Kadım Belhi-i Mutezili’nin kitabından nakletmiştir ve bu kitap Seyyid Razi’nin doğumundan yıllar önce yazılmıştır. Musaddık Vasiti’den şöyle söylediğini nakletmektedir: “Üstadım İbn-i Haşşab’a şunu sordum: “Acaba bu hutbe yalan yere mi Ali’ye isnat edilmiştir?” Üstadım: “Allah’a and olsun ki ben bu hutbenin Hz. Ali’nin sözleri olduğu hususunda yakin içindeyim.” Bende: “halkın çoğu Nehc’ul Belağa’yı Seyyid Razi’nin uydurup Hz. Ali’ye isnat ettiğini söylüyorlar.”dediğim zaman bunun üstadım bana şu cevabı verdi: “Seyyid Razi
ve diğerlerinin böylesine nefis üslupları olabilir mi? Biz Seyyid Razi’nin yazılarını gördük. Onun söz ve şiirlerinin metodunu ve tarzını biliyoruz.” Dördüncü Hutbe: Bu hutbe de “karanlıklarda bizimle hidayete erdiniz” diye başlamaktadır ve el Müstedrek, s. 76 ile İrşad-i Müfit s. 119’da nakledilmiştir. İbn-i Ebil Hadid şöyle diyor: “Bu hutbe de Hz. Ali’nin en uzun hutbelerinden biri sayılmıştır.” Daha sonra hutbenin tümünü nakletmekte ve bazı kelimeleri hususunda görüş belirtmektedir.
Beşinci Hutbe: Bu hutbe de “Ey insanlar fitne dalgalarına karşı direnin” diye başlamaktadır. İhticac-ı Tabersi, s. 127, Tezkiret’ul Havas, s. 128 de senet zincirleriyle ve tabir farklılıklarıyla nakledilmiştir. İbn- i Ebil Hadid ise hutbenin söyleniş nedenlerinden, ön bilgilerinden ve atılmış fazlalıklarından söz etmektedir.