Okuldaki Şiddet 3
Cemiyette şiddet
Aile içi cinnet vak’aları, bir hiç uğruna yapılan kavgalar, ölümle neticelenen ihtilâflar ve her ortamda şiddetin ilk çözüm görülmesi bugün cemiyetimizin kanayan önemli bir yarasıdır. Televizyonlara yansıdığı kadarıyla toplumumuz âdeta şiddet üreten bir toplum hâline gelmiştir. İnsanların birbirine tahammülü azalmış, şiddeti temsil eden güçler (mafya, çete vb) topluma hâkim olmaya başlamıştır. Toplumdaki şiddeti gören çocuk ve erişkinlerin, şiddetin gücünü fark etmeleri uzun sürmemiştir. Çocuk ve erişkinler, tesiri altında kaldıkları bu menfi gücü, dış dünyaya yansıtmaya başlamışlardır. Cemiyetin şiddet konusundaki hassasiyeti ve topluma ait şiddet sebeplerinin bertaraf edilmesi, çocuk ve gençlerin müspet davranışlarını artıracaktır.
Şiddete uğrayan, şiddet uygular
Küçük yaşlardan itibaren şiddetle karşılaşmış, dışlanmış kişilerin şuuraltı, mârûz kaldıkları hâdiselerin menfi tesirleri sebebiyle kirlenir.
Psikolojik olarak şiddete uğrayan kişiler, şiddete meyilli olur. Çocuklarda bu, daha net görülür. Sevgi yerine nefret ile büyütülmüş, kendisine gereken değer verilmemiş veya aşırı derecede benliği şişirilmiş çocuklarda, şiddete eğilim daha da artmaktadır. Bu çocuklar akranlarına saldırmaktan çekinmemekte, küçük hâdiseleri büyüterek karşısındaki kişiye baskı kurmakta, şiddeti alternatifsiz bir çözüm olarak görmektedir. Çocukların ruh sağlığı açısından aile içinde şiddetin olmaması ve anne-baba arasında iyi bir diyalog zemininin olması önemlidir.
Gençlerin kendilerini ifade etmeleri
İlk gençlik dönemindeki kimlik arayışları sağlıklı şekilde yönlendirilmezse, şiddete zemin hazırlayabilir.
Kendilerini ifade etmek ve fark edilmek isteyen gençler, müspet yaklaşımlar görmezse, menfî davranışlar sergileyebilir.
Hususen ergenlik döneminde mafyavarî davranışlara özenenlerin kılık-kıyafetten, saç-sakal tıraşına kadar mafya babalarını kendilerine model aldıkları görülür. Kendini ifade edebilen, hedefini belirlemiş, başarılı kimselerin çevrelerini müspete kanalize ettiklerini görürüz. Model olabilme adına, öğretmenlerin ideal davranışlar sergilemeleri gerekmektedir. Müspet vasıflarla her gün karşılaşılması, bu davranışların yansıtılması açısından önemlidir.
Bazı eğitim müesseselerinde şiddetin az görülmesi, oralarda ideal modellerin bulunmasından kaynaklanmaktadır. Gençlerin kafaları bilgi ile dolarken, kalbleri de mânevîyatla takviye edilmektedir. İnsanı ruh ve beden olarak ayırmak mümkün olmadığından, beden-ruh dengesinin korunup beslenmesi önem kazanmaktadır. Ruhu beslenmeyen kişilerde saldırganlık eğilimleri artmaktadır.
Aileye dikkat
Şiddete meyilli kimselerde görünürde ailevî, ekonomik veya sosyal bir problem fark edilmese bile, şiddet göstermelerinin normal olmadığı kabul edilmeli ve bir yerlerde hata yapıldığı düşünülmelidir. Bu hususta, özellikle aile ortamı göz önüne alınarak, yetişkinlerin şiddete eğilimi belirlenebilir ve tedbir alınabilir.
Bütün çocuklar meşru daire içerisindeki huzurlu bir aile yapısını hak etmektedirler.
Çocukların ruh ve kalb dünyasında yıkıma yol açacak aile içi sıkıntıların en aza indirilmesi mühim bir meseledir.
Aile içi diyaloğun sağlıklı olması ve ailede mânevî bir atmosferin teneffüs edilmesi, menfî durumların engellenmesinde önemlidir. Alkol, kumar, israf ve bencillik gibi kötü alışkanlıkların ön plânda olduğu ailelerde yetişen çocukların, kalb ve ruh dünyaları oldukça büyük yaralar almaktadır. Bu tür aile ortamlarında yetişen çocukların gelecekleri maddî olarak düşünülse bile, mânevî yönleri eksik kalmakta, hayatları huzursuzluk içinde devam edip gitmektedir. Toplum sağlığı açısından risk altındaki bu çocukların durumlarının tespit edilmesi ve onlara gerekli müdahalelerin yapılması (devlet, sivil toplum kuruluşları, vakıflar vb) oldukça önemlidir.
Okuldaki Şiddet 2
Okuldaki Şiddet 1