• Nombre de visites :
  • 1468
  • 30/3/2010
  • Date :

Okuldaki Şiddet  1

okul

  Bugünkü her pişmanlık; dünkü ihmâl, gaflet ve umursamazlığın acı birer meyvesi olarak karşımıza çıktı. Yarınlar da, acı-tatlı her türlü semeresiyle bugünün bağrında gelişip hazırlanmaktadır. Bu itibarladır ki, çok yakın bir gelecekte, milletçe ya keşkelerle kadere taşlar yağdırıp geçmişi hasretle anacağız, yahut onu ve kahramanlarını hayırla yâd edip tâlihimize tebessüm edeceğiz.

  Son yıllarda okullarda şiddet giderek artmaktadır.

Henüz erişkinliğe adım atmamış çocukların, kendilerinden beklenmedik bir şekilde şiddete meyletmesi, uzmanları konu üzerinde düşünmeye sevk etmektedir.

  Anne-babalar çocuklarını okula gönderirken, onların şiddete mârûz kalmasından veya bu tür hâdiselerin içinde bulunmasından endişe etmektedir. Önceleri Batılı ülkelerde vuku bulan ve kendimizden çok uzakta gördüğümüz bu tür hâdiseler, ülkemizde de artık sık karşılaştığımız bir durum hâline geldi. ‘Saldırganlığın ve şiddetin sebebi nedir? Gelişme çağındaki insanlar, niçin kendilerinden beklenmeyen bu tür davranışlara başvururlar? Bu durum karşısında anne-baba ve eğitimciler neler yapabilir? Toplum ve medyanın konuya yaklaşma tarzı ne olmalıdır? vb.’ soruların cevabı artık bugün herkesi ilgilendirir duruma gelmiştir.

Okullarda görülen menfî davranışlar; silâh taşıma, eşyaya zarar verme, kavga etme, öldürme, psikolojik baskı, ahlâk dışı davranışlara zorlama, intihar girişimi, kabadayılık ve çeteleşme şeklinde sınıflandırılabilir.

  Bu tür davranışlar bir kişi ile sınırlı kalmayarak, toplumu ve eğitim câmiasını tesir altına alır. Bu durumda okullarda güven eksikliği oluşur, emniyetin olmadığı bir yerde çocuk ve gençler kendilerini eğitim ve öğretime veremez, neticede eğitimin kalitesi düşer. Şiddetin önünün alınamaması, bu tür menfî davranışların daha da artmasına sebep olur. Şiddet, kullanıcılarının elinde âdeta sihirli bir güç hâline gelir.

okul

  Şiddet kullanan talebeler mesuliyetten kaçar, çeşitli menfaatler elde eder (para toplama, dersleri kolayca halletme, okuldaki kurallardan kurtulma, arkadaşlarına hükmetme vb.), nüfuzlarını artırır ve ilgi odağı olur. Fâsit bir daire içinde şiddet, menfî duygu ve davranışları besler; bu ise yeni şiddet hâdiselerine basamak teşkil eder.

Önceleri şiddete başvuranların; zekâ seviyesi düşük, toplumdan dışlanmış, uyuşturucu madde kullanan ve ailevî problemleri olan çocuklar olduğu düşünülürdü.

  Ancak daha sonraki dönemlerde zâhiren ailevî problemi olmayan, refah seviyesi yüksek, uyuşturucu madde kullanmayan ve normal zekâlı talebelerin de sıklıkla şiddete yöneldiği fark edildi. Ebeveynleri de hayrete düşüren bu vak’alar, son zamanlarda medyada sık sık yer almaya başladı (15-16 yaşlarındaki kızların kavgası, okuldan kaçan çocukların birbirini yaralaması, çete kavgaları, ölümle neticelenen saldırılar, öğretmenleri tehdit etme ve haraç toplama gibi).

Suçu azaltmanın bir yolu da, şiddete meyilli çocuklara gerekli ilgi ve alâkayı göstermektir.

 Erişkin suçluların çoğunun çocukluk ve gençlik dönemlerinde de şiddete başvurdukları fark edilmiştir.Şiddete meyilli çocukların problemlerinin çözümü hususunda atılacak adımlar, yarının toplumunu daha büyük hasarlardan koruyacaktır.

  Şiddete uğrayan çocukların tehdit neticesi yaşadığı şahsiyet zedelenmesi; utanç duymalarına ve sessiz kalmalarına sebep olabilir. Bu durumda, çocukların baskı ve şiddete mârûz kalması devam edebilir. Bu da sebepsiz korkulara, aileye bağımlılıktaki artışa, strese, başarı düşüşüne, depresyona, intihar girişimine veya şiddete karışmaya sebebiyet verebilir. Anne-babaların, çocuklarındaki sıra dışı davranışları erken fark etmeleri önemlidir. Şiddete mârûz kalmış bir çocuk, bunu gizleme yoluna gider. Dolayısıyla anne-baba ve eğitimciler, çocuktaki bu tip değişiklikleri fark etmeye çalışmalıdır. 2.245 çocuk üzerinde yapılan bir araştırmada, anne-babaların çocuklarının durumlarını takip etmemelerinin, çocukların şiddete mârûz kalmalarını tetiklediği tespit edilmiştir.


Tokadın Bedeli

Anne-Baba nasıl davranırsa

 

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)