Bir malı bulan kimse, onda, sahibini bulmaya yarayacak herhangi bir alamet bulmazsa, farz ihtiyat gereği onu sahibi adına sadaka vermelidir. |
İnsan, bir dirhem[1] miktarından az olan ve üzerinde alâmet bulunan bir malı bulursa, eğer onun kime ait olduğunu bilir ama razı olup olmadığını bilmezse, sahibinin izini olmaksızın o malı kendisine alamaz. Fakat sahibi belli olmazsa, onu kendisine mülk edinmek üzere alabilir. Bu durumda telef olsa bile, [sahibi bulununca] onun bedelini ödemesi gerekmez. Hatta mülkiyetine geçirmek kastı olmaksızın alır ve hiçbir kusuru olmadan telef olursa, yine de onun bedelini vermesi farz olmaz.
[1]- [Bir dirhem; 12/6 nohut yani 12 nohut ve bir nohudun onda altısı ağırlığındadır. Her bir nohudun ağırlığı 0.1953 gram olduğundan dolayı, bir dirhemin ağırlığı 2.4607.3 gram (yaklaşık iki buçuk gram) sikkeli gümüşe eşittir.] |
İnsan, üzerinde sahibini bulmaya yarayacak bir alameti olan ve değeri bir dirhem miktarına ulaşan bir malı bulursa, onun Müslümanların himayesi altında yaşayan zimmî bir kâfire ait olduğunu bilse bile, [sahibinin bulunması için] ilân etmelidir. Bulduğu günden itibaren bir haftaya kadar her gün bir defa, sonra bir yıla kadar haftada bir defa insanların toplanma yerlerinde duyurması yeterlidir. |
Malı bulan kimsenin bizzat kendisinin duyurması şart değildir; kendisi adına ilan etmesi için güvendiği bir kimseyi de yetkili kılabilir. |
Bir yıl süren ilana rağmen malın sahibi bulunmazsa, malı bulan kimse isterse onu sahibi bulunduğu takdirde bedelini ödemek kaydıyla kendisine alır, isterse de teslim etmek amacıyla sahibi bulununcaya dek kendi yanında bulundurur. Ancak, sahibi tarafından sadaka vermesi müstehap ihtiyattır. |
Bir yıl ilan etmesine rağmen malın sahibi bulunmaz ve sahibine teslim etmek amacıyla muhafaza ederken mal zayi olursa, eğer onu korumada ihmal veya aşırılık söz konusu olmazsa, tazminat ödemesi gerekmez. Ancak, onu kendisi için almış ya da sahibi adına sadaka vermiş olursa, zâmindir. [Yani, eğer sahibi sonradan bulunursa, bedelini ödemesi gerekir.] |
Bir malı bulan kimse, açıklanan şekilde bilerek ilan etmezse, günah işlemesinin yanı sıra yine de ilân etmesi farzdır. |
Bulûğ çağına ermemiş bir çocuk bir mal bulursa, onun yerine velisi ilân etmelidir. |
İlan edilen yılın içinde mal sahibinin bulunacağından umut kesilirse, farz ihtiyat gereği sadaka verilmelidir. |
İlan edilen yılın içinde telef olan malın korunmasında [ifrat veya tefrit yani] ihmal veya haddi aşmak söz konusu olursa, [sahibi bulununca] sahibine bedeli verilmelidir. Ancak, ihmal ve aşırılık söz konusu olmazsa, herhangi bir şeyin verilmesi farz değildir. |