Ariyet; insanın kendi malını, [bedelsiz olarak] yararlanması için bir başkasına vermesine ve buna karşılık da ondan herhangi bir şey almamasına denir. |
Ariyette akit okunmasına gerek yoktur. Dolayısıyla, eğer bir kimse, elbisesini ariyet kastıyla birisine verir, o da aynı kasıtla onu alırsa, ariyet sahihtir. |
Gasp edilmiş bir şeyi veya kişinin kendi malı olup da kullanımını bir başkasına bıraktığı (örneğin kiraya verdiği) bir şeyi, bir başkasına ariyet vermek, ancak gasp edilen şeyin sahibinin veya o şeyin kullanımına sahip olan kimsenin, "Onun ariyet olarak verilmesine razıyım." demesi durumunda sahih olur. |
İnsan, kira gibi menfaati kendisine ait olan bir şeyi ödünç olarak bir başkasına verebilir. Fakat kira sözleşmesinde sadece kiralayanın kendisinin kullanması şart koşulursa, onu başkasına ariyet vermek caiz olmaz. |
Çocuğun veya delinin kendi malını ödünç vermesi sahih değildir. Ama çocuğun velisi, çocuğa ait olan bir malın ödünç verilmesini maslahat görür ve çocuk da velisinin emri gereği o malı ödünç alan kimseye ulaştırırsa, sakıncası olmaz. |
Ariyet olarak alınan malın korunmasında ihmal edilmez, kullanılmasında da aşırıya gidilmez ve tesadüf eseri o mal telef olursa, ödünç alan kimsenin tazminat ödemesi gerekmez. Ancak, ariyet verirken telef olduğu takdirde ariyet alanın tazminat ödemesi şart koşulur veya ariyet alınan şey altın ve gümüş olursa, onun bedeli sahibine verilmelidir. |
Altın ve gümüşü ödünç alan kimse, telef olduğu takdirde tazminat ödemeyeceğini şart koşarsa, telef olduğu takdirde tazminat ödemez. |
Ariyet veren kimse ölürse, ariyet alanın ödünç olarak aldığı şeyi onun vârislerine teslim etmesi gerekir. |
Ariyet veren kimse, şer'î açıdan kendi malında tasarruf edemeyecek bir duruma gelir, örneğin delirirse, ariyet alan kimsenin, ödünç olarak aldığı malı onun velisine vermesi gerekir. |
İnsan, ariyet olarak verdiği malı istediği her zaman geri alabilir. Bunun gibi ariyet alan kimse de istediği her zaman aldığı malı geri verebilir. |