Baliğ olmamış bir çocuk, şer'an kendi malında tasarruf hakkına sahip değildir. Baliğ olmak ise şu üç belirtiden biriyle anlaşılır: 1) Sert etek tüyünün bitmesi, yani karnın altında ve avret mahalli üstünde kalın kılın çıkması. 2) Meni gelmesi. 3) Hicrî Kameri yıla göre erkek çocuğunun on beş yaşını, kız çocuğunun ise dokuz yaşını tamamlamış olması. |
Suratta, göğüste, dudak üstünde ve koltuk altında sert tüylerin bitmesi, sesin kalınlaşması ve benzeri şeyler baliğ olmanın alâmeti değildirler. Ancak, insan bunlar vasıtasıyla baliğ olduğunu kesin olarak bilirse, o başka. |
Deli (=aklı zail olmuş kimse) kendi malında tasarruf hakkı-na sahip değildir. Bunun gibi sefih, yani [malını saçıp savuran, harcaması doğru olmayan yerlere sarf eden, hikmete ve şeriata uygun olmayacak şekilde tüketen ve] kendi mallarını boş yere harcayan kimse de bulûğa erdiği zaman sefih olur veya şer'î hâkim tarafından kendi mallarında tasarruf hakkını kullanması yasaklanırsa, tasarruf hakkına sahip değildir. |
Bazen akıllı bazen de deli olan bir kimsenin delilik zamanındaki bütün tasarrufları geçersiz ve batıldır. |
Ölüm hastalığına yakalanmış kimse, malından istediği miktarı kendisine, çocuklarına, misafirlerine ve israf sayılmayan diğer işlere sarf edebilir. Yine kendi malını bir kimseye bağışlaması, kıymetinden daha aşağıya satması veya kiraya vermesi sahihtir. |