Kefalet, alacaklı ne zaman borçluyu isterse borçluyu hazır bulunduracağına söz vermesidir. Söz verene de kefil denir. |
Arapça olmasa da, her hangi bir dille veya her hangi bir işle alacaklıya, borçluyu istediğinde hazır bulunduracağını anlatır, alacaklı da kabul ederse, kefalet sahih olur. Kefaletin sıhhatinde, vacip ihtiyat gereği borçlunun da rızası, anlaşma akdinde borçlunun bulunması, borçlu ve alacaklının her ikisinin de kefaleti kabul etmeleri gerekir. |
Kefil, mükellef ve akıllı olmalıdır. Kefalete mecbur edilmemelidir. Kefil olduğu kişiyi hazır etme gücüne sahip olmalıdır. Kefil olduğu kişiyi hazır etmek için malında tasarruf etmek zorunda kalırsa, aptal ve iflas etmiş olmamalıdır. |
Aşağıda zikredilen beş şey kefaleti bozabilir: 1- Kefil, borçluyu alacaklının yanında hazır bulundurması, ya da borçlunun kendisinin teslim olması. 2- Alacaklının borcu ödendiği durumunda. 3- Alacaklı alacağından vazgeçer veya bir başkasına intikal ederse. 4- Borçlu veya kefilden biri ölürse. 5- Alacaklı, kefili kefaletten serbest bırakırsa. |
Bir insan borçluyu alacaklının elinden zorla kurtarır, alacaklı ona ulaşamazsa, borçluyu serbest bırakan şahıs borçluyu alacaklının yanında hazır bulundurmalı veya alacaklının borcunu ödemelidir. |