İnsan bir başkasıyla anlaşma yapar, malından veya kazancından bir miktarını ona verir, karşılığında alacağını, veya herhangi bir hakkını ona bıraksın diye, karşı tarafta malının bir miktarını veya alacağını ona bırakmasına, veya onun tarafından olan hakkından vazgeçmesine sulh denir. Hatta karşılık almaksızın, malının bir miktarını veya malının menfaatini bağışlaması veya hakkını ona bırakması halinde de sulh sahihtir. |
Bir şey için birbirleriyle anlaşma(sulh) yapmak isteyenlerin, ergenlik çağına ermiş, akıllı ve sulh yapmak maksadında olmaları, kimsenin onları mecbur etmemesi, aptal ve iflas etmiş olmamaları gerekir. |
Sulh akdini Arapça okumak gerekmez, davranışla da olsa sulh edildiği anlaşılırsa sahihtir. |
Bir kişi koyunlarını çobana verir, mesela; bir yıl koyunlara bakacak, sütlerinden faydalanacak, yağından bir miktarını da sahibine verecek, bu durumda, sütü çobanın zahmeti ve verdiği yağ karşılığında sulh ederse sahihtir. Hatta koyunları bir yıllığına çobana kiraya verir, kira bedelinde bir miktar yağ koyun sahibine verilmesi kararlaştırılırsa, kendi koyununun yağ ve sütünden olması şart koşulmazsa, yinede böyle bir kira sahihtir. |
Başka birisinde olan alacağı veya hakkına karşılık sulh etmek isterse, karşı tarafında kabul etmesi gerekir. Ama alacağı veya hakkından vazgeçmek isterse, karşı tarafın kabul etmesi gerekmez. |
İnsan kendi borcunun miktarını bilir, alacaklı bilmezse, alacaklı alacağından az miktara sulh ederse, mesela; alacağı elli lira olur, on liraya sulh ederse, kalan kısmı borçluya helal olmaz. Ama borcun kalan kısmını alacaklıya söylemiş oda razı olmuşsa veya alacaklı miktarı bilmiş olsa da yine aynı miktara sulh edecek olursa, kalan kısım borçluya helal olur. |
İki kişi birbirlerinden alacaklı olurlar, alacakları mal ellerinde veya üzerlerinde olur, birinin alacağı diğerinden fazla olduğunu da biliyorlarsa, iki malın bir birine satışı faize girdiğinden nasıl haram olursa, aynı şekilde iki malın sulhu da haram olur. Hatta o mallardan birinin diğerinden fazla olduğu belli olmaz, yalnız ihtimal verilirse, vacip ihtiyat gereği o iki malı bir biriyle sulh edilmemelidir. |
İki kişi bir kişiden alacaklı olursa veya iki kişi diğer iki kişiden alacaklı olursa, kendi alacaklarını birbirleriyle sulh yapmak isterlerse, önceki meselede açıklandığı gibi faiz konusu ortaya çıkmazsa, sulh etmenin sakıncası yoktur. Mesela; her ikisi de on kilo pirinç alsalar, ( biri kaliteli diğeri de normal) alacakları gün de gelip varmış olsa, yaptıkları sulh sahih olur. |
Bir süre sonra alması gereken borcu peşin almak için daha az bir miktara sulh eder, maksadının alacağının bir kısmından vazgeçip geri kalanı peşin almak olursa, sakıncası yoktur. Bu hüküm, alacağının altın, gümüş veya ölçü ve tartıyla muamelesi olan cinsten olmasıdır. Bunların dışında, 2248. meselede anlatılacağı gibi, diğer cinslerden olan taleplerini borçlu olan veya başka birisiyle sulh etmeleri veya talebi olanın satması caizdir. |
İki kişi birbirleriyle sulh ederse, her ikisinin isteğiyle de sulh bozulabilir. Yine muamele esnasında birisinin veya her ikisinin de sulhu bozmalarına karar verilmişse, sulhu bozma hakkına sahip olan sulhu bozabilir. |