Soru 940: Bir grup, vakıf özel yöneticisinden izin almaksızın, merkez camii medresesiyle camiye bitişik olan hüseyniyenin mutfağı arasındaki kütüphaneyi yıkıp camiye eklemişlerdir. Acaba onların yaptığı bu iş sahih midir? Ve acaba orada namaz kılmak caiz midir? Cevap: Kütüphane yerinin sadece kütüphane için vakfedildiği ispatlanırsa, bu durumda hiç kimse onu değiştirip camiye dönüştüremez; orada namaz kılmak da caiz değildir; kütüphaneyi yıkan kimseye onu eski hâline getirmesi farzdır; fakat özel olarak kütüphane için vakfedildiği ispatlanmazsa, orada namaz kılmanın sakıncası yoktur. |
Soru 941: Bir yerin geçici bir süre için, örneğin on yıllığına cami olarak vakfedilmesi ve bu müddet bittikten sonra tekrar vakfeden kişinin veya onun mirasçılarının mülkiyetine geçmesi caiz midir? Cevap: Bu iş geçici vakıf olarak sahih değildir ve bununla cami olma unvanı da gerçekleşmez; fakat o mekânın belli bir zamana kadar namaz kılanlar için tahsis edilmesinin sakıncası yoktur. |
Soru 942: Bölge halkının cenazelerini defnetmeye yeterli yeri olmayan mezarlığın yanında vakfedilmiş bir arsa bulunmaktadır. Mezarlık için uygun bir konumda bulunan bu arsanın mezarlığa dönüştürülmesi caiz midir? Cevap: Cenazelerin defnedilmesi dışında bir amaçla vakfedilmiş olan bir yeri bedeli ödenmeksizin mezarlık yapmak caiz değildir; fakat kazanç sağlamak için vakfedilmişse, bu durumda şer'î yöneticisi, oraya cenaze defnedilmesini vakfın yararına ve maslahatına uygun görürse, bu iş için kiraya verebilir. |
Soru 943: Bazı vakıf arsaları yol genişletme, yol açma, umumî parklar ve kamu binaları inşa etme projeleri içerisinde yer almaları dolayısıyla, bazı resmî kuruluşlarca vakıfların şer'î yöneticilerinden izin alınmaksızın ve vakfın ücreti ve kirası ödenmeksizin müsadere edilmiştir. Acaba resmî dairelerin bu teşebbüsü caiz midir? Yine bu vakıflarda tasarrufta bulunanların onun bedelini veya değerini ödemeleri gerekir mi? Ve acaba tasarruf edenlerin tasarruf anından itibaren tasarruflarının emsalinin ücretini mi ödemeleri gerekir? Acaba resmî kuruluşlarca vakıfların değeri veya karşılığında başka bir şey verilirken şer'î hâkimden izin almak gerekir mi, yoksa Vakıflar Müdürlüğü'nün veya vakıf yöneticisinin vakfın bedeli veya değeri konusunda vakfın yarar ve çıkarlarını gözeterek onlarla anlaşması yeterli midir? Cevap: Herhangi bir kimsenin, vakıfların şer'î yöneticisinden izin almadan onda tasarruf etmesi caiz değildir. Bunun gibi eğer kazanç getirmesi amacıyla yapılan vakıf türünden ise, ancak vakıf yöneticisinden kiralandıktan sonra onda tasarruf etmek caizdir. Yine vakfedildiği yönde yararlanılması mümkün olan vakfı satmak veya başka bir şeye dönüştürmek caiz değildir; bu esnada eğer birisi vakfı zayi ederse, onu karşılamakla yükümlüdür ve eğer şer'î yöneticisinden kiralamadan vakıfta tasarruf eder ve ondan yararlanırsa, bu durumda onun emsalinin ücretini ödemekle yükümlü olur ve vakıf yönünde harcaması için emsalinin ücretini vakfın şer'î yöneticisine vermesi farzdır. Bu konuda özel kişiler ve kamu kuruluşları arasında hiçbir fark yoktur. Vakıf yöneticisinin, vakıfların çıkar ve menfaatini gözeterek hâkime müracaat etmeksizin vakıflarda tasarruf eden veya onları zayi eden kişilerle ücret veya vakıfların bedeli üzerinde anlaşması caizdir. |
Soru 944: Vakfedilen bir arsanın sadece hayvanların geçmesi için uygun olan bir yolu vardır. Şimdi etrafında evler yapılması nedeniyle [insanların da geçmesini sağlayacak şekilde] yolu genişletmek gerekiyor. Acaba bu yolu, yarısı şahsî emlâkten ve yarısı da vakfedilen yerden olmak üzere eşit bir şekilde iki taraftan genişletmek caiz midir? Eğer caiz değilse, acaba yolu genişletmek için vakfın yöneticisinden yerin bu miktarını kiralamak caiz midir? Cevap: Gerekli bir zaruret veya vakıftan yararlanabilmek için vakfın kendisinin yola ihtiyacı olması dışın-da, vakfı geçit ve yola dönüştürmek caiz değildir; ancak kazanç sağlamaya yönelik vakıf arsasını vakfın çıkarlarını gözeterek yol genişletmek için kiralamanın sakıncası yoktur. |
Soru 945: Yirmi yıl önce bir arsa, cenazelerini defnetmeleri için bir bölge ahalisine vakfedilmiştir. Vakfeden kişi, vakfın yöneticiliğini kendisine ve kendisinden sonra da vakfiyede adını kaydettiği o şehirdeki âlimlerden birine bırakmış ve bu âlimin ölümünden sonra da yöneticinin nasıl seçileceğini belirlemiştir. Acaba vakfın şimdiki yöneticisinin, vakfı veya vakfın bazı şartlarını değiştirmeye ya da ona başka şartlar eklemeye hakkı var mıdır? Eğer bu değişiklik, örneğin arsanın araba parkına tahsis edilmesi gibi vakfedildiği amacı değiştirirse, acaba bu durumda vakfın mevzusu hâlâ geçerli sayılır mı? Cevap: Vakfın teslim alınmasıyla şer'an gerçekleşip geçerli olmasından sonra vakfeden kişinin veya yöneticisinin vakfı değiştirmesi ve başka bir şeye dönüştürmesi ve yine vakfın bazı şartlarını değiştirmesi ve ona yeni şartlar eklemesi caiz değildir; vakfın önceki durumundan değiştirilmesiyle de o şey vakıf olmaktan çıkmaz. |
Soru 946: Bir kimse dükkanını camiye bağlı bir karz-ı hasen[1] fonu kurulması için vakfetmiştir. Bu adamın ölümünden sonra yıllardan beri kapalı olan bu dükkan şimdi yıkılmaya yüz tutmuştur; acaba bu dükkandan başka amaçlar için yararlanmak caiz midir?
[1]- [Karz-ı hasen: Faizsiz olarak verilen borç.] Cevap: Eğer karz-ı hasen fonu kurulması için dükkanın vakfı tamamlanmış ve şimdilik o cami için karz-ı hasan fonu kurmaya gerek duyulmuyorsa, bu durumda başka camilere ait karz-ı hasen sandıklarının bu mekândan yararlanmalarının sakıncası yoktur. |
Soru 947: Bir kimse bir tarlayı su hissesiyle birlikte belli bir camide muharrem veya safer aylarının gecelerinin birinde İmam Hüseyin (a.s) ve İmam Ali'nin (a.s) şehadet gecesinde mersiye okunması (gelirini bu ağıt merasimlerinde harcamak) için vakfeder. Daha sonra mirasçılarından birine bu yeri, üzerinde hastane yapılması için Sağlık Bakanlığı'na vermesini vasiyet eder; bu konuda hüküm nedir? Cevap: Bir vakfı, menfaat vakfından (kazanç sağlamak için yapılan vakıf) intifa vakfına (bir işte yararlanmak için yapılan vakıf) dönüştürmek caiz değildir; fakat vakfın maslahatına uygun olması şartıyla gelirini vakıf doğrultusunda harcamak gayesiyle o yer üzerinde hastahane yapılması için kiraya verilmesinin sakıncası yoktur. |
Soru 948: Vakfedilen araziler üzerinde musalla[1] veya hüseyniye inşa edilmesi caiz midir?
[1]- [Musalla: Sözcük anlamı namaz kılınan yer olan musalla, daha çok cuma, bayram ve cenaze namazları kılmaya mahsus açık geniş yerlere denir.] Cevap: Vakfedilen araziler, cami veya hüseyniye vs. olarak yeniden vakfedilemez ve hiç kimsenin bu yerleri musalla veya halkın ihtiyaç duyduğu umumî bir kurum inşa edilmesi için karşılık almaksızın bırakması câiz değildir. Fakat bu arazi üzerinde musalla, okul veya hüseyniye yapılması için şer'î yöneticisi tarafından kiraya verilmesinin sakıncası yoktur; mezkur arazilerin kira gelirini ise, vakfiyede belirlenmiş amaçlar için kullanmak gerekir. |
Soru 949: Umumî (genel) vakıf ve hususî (özel) vakıf ne anlama gelir? Bazıları hususî vakfı, vakfeden kişinin maksadının aksine değiştirmenin ve onu özel mülke dö-nüştürmenin caiz olduğunu ileri sürerler; acaba bu sahih midir? Cevap: Vakıfta umumîyet (genellik) ve hususiyet (özellik) mevkufun aleyhlere, yani vakfedilen kimselere göredir. Dolayısıyla hususî vakıf belli bir kişi veya kişilere yönelik vakıftır; kendi evlâtlarına veya örneğin, "Ahmet'le soyundan gelenlere…" yapılan vakıf gibi. Umumî vakıf ise camiler, dinlenme yerleri, medreseler vb. umumî maslahat ve amaçlara yönelik vakıftır. Üçüncü bir vakıf türü de fakirlere, yetimlere, hastalara ve yolda kalanlara vb. genel sınıflara yönelik vakıflardır. Bu üç vakıf türünün vakıf olmaları açısından aralarında fark yoktur; ama hüküm ve sonuçları bakımından farklıdırlar. Örneğin, umumî maslahat ve amaçlara yönelik vakıfta ve yine genel sınıflara yönelik vakıfta vakfın bir kimse tarafından kabul edilmesi ve vakıf akdi okunurken mevkufun aleyhlerden birisinin varlığı şart değildir; hâlbuki hususî vakıfta bunlar şarttır. Nitekim camiler, okullar, mezarlıklar ve köprüler gibi umumî amaç ve maslahatlara yönelik vakıflar intifa (yararlanma) şeklinde yapılan vakıflar olup, hiçbir durumda ve hatta yıkılıp tahrip olsalar bile satılmaları caiz değildir. Ancak hususî vakıf ve genel sınıflara yönelik vakıf, menfaat, yani kazanç sağlamak için yapılan vakıflar olup, bunların bazı istisnaî durumlarda satılması ve değiştirilmesi caizdir. |