Cevap: İster insan olsun, ister hayvan; kanı sıçrayarak çıkan canlıların kanı necistir. |
Soru 276: İmam Hüseyin (a.s)'ın yas merasimlerinde bazen başı şiddetle duvara vurmaları sonucu başlarından bu merasime katılanların üzerine kan sıçrıyor, bu kan pak mıdır? Cevap: İnsan kanı her durumda necistir. |
Soru 277: Kanlı bir elbiseyi yıkadıktan sonra onun üzerinde kalan hafif kan lekesi necis midir? Cevap: Eğer kanın kendisi kalmaz ve yalnızca yıkamakla gitmeyen renk kalırsa, paktır. |
Soru 278: Yumurtada olan kan noktacığının hükmü nedir? Cevap: Paktır; ama yenilmesi haramdır. |
Soru 279: Haramla cünüp olan kimsenin ve necis yiyen hayvanın terinin hükmü nedir? Cevap: Necaset yiyen devenin teri necistir. Ama necaset yiyen diğer hayvanlarla, haramla cünüp olan kimsenin teri güçlü görüş gereği paktır. Fakat; haramla cünüp olanın teriyle namaz kılmamak ihtiyaten farzdır. |
Soru 280: Ölüye sidir ve kafur ile gusül verildikten sonra, normal su ile gusül verilmeden önce, ölünün bedeninden damlayan su damlacıkları pak mıdır? Cevap: Ölünün üçüncü guslü tamamlanmadıkça necaset hükmünde baki kalır. |
Soru 281: El, dudak ve ayaklardan bazen kopan deri parçaları pak mıdır? Cevap: Ellerden, dudaklardan, ayaklardan veya bedenin ayrı bir yerinden kendiliğinden kopan deri parçaları paktır. |
Soru 282: Bir şahıs, savaş alanında domuzu öldürüp etini yeme mecburiyetinde kalmıştır. Bu kimsenin bedeninin rutubeti ve ağzının suyu necis midir? Cevap: Haram ve necis et yiyen kimsenin ağzının suyu ve bedeninin teri necis değildir. Ve onun için is-tibra (birkaç gün yemeğini kontrol etmesi) da söz konusu değildir. Ancak; ıslak olarak domuzun bedenine değen her şey necistir. |
Soru 283: Ressamlık ve yazı işlerinde kullanılan fırça ve kalemlerin iyi kaliteli olanları gayr-i İslâmî ülkelerden getirilmektedir. Bunlar genellikle domuz kılından imal edilmektedir. Bu gibi fırça ve kalemlere herkes kolaylıkla ulaşabiliyor ve özellikle kültürel merkezlerde ve tebliğ bürolarında çokça bulunmaktadır. Bu gibi fırça ve kalemleri kullanmanın şer'î hükmü nedir? Ve bunlarla Kur'ân ayeti ve hadis-i şerif yazmak caiz midir? Cevap: Domuz kılı necistir ve şeriatça taharetin şart olduğu yerlerde kullanmak caiz değildir. Ama; taharetin şart olmadığı yerlerde onları kullanmanın sakıncası yoktur. Fırçanın domuz kılından yapılıp yapılmadığı bilinmediği takdirde ise onu taharetin şart olduğu işlerde de kullanmanın sakıncası yoktur. |
Soru 284: Almanya'ya gelen büyük alimlerden birisi, burada sadece üç şeye, yani; et, deri ve yağlar hususunda şüphe edilirse itina edilmesi gerektiğini ve diğer şeylerde şüpheye itina etmek gerekmediğini ileri sürdü; bu görüş doğru mudur? Ama, burada bir kısım nebati yağlar vardır ki, üzerlerindeki yazı gereğince sakıncalı maddelerden arıdırlar. Fakat; kardeşlerden birinin yaptığı inceleme sonucu onlardan bir kısmına az bir miktarda hayvan yağı katıldığı halde bunun yazılmadığı anlaşılmıştır. Bu konunun şer'î hükmü nedir? Cevap: Et, yağ ve deri gibi helal oluşu veya helal oluşu ve temizliği şer'î usullere göre kesilmeğe bağlı olan her şey, gayr-i İslâmî ülkelerde haram olma bakımından leş ve şer'î usûllere göre kesilmeyen et hükmündedir. Ama, temizlik açısından şer'î usullere göre kesilmediği kesin olarak bilinmediği takdirde paktır. Hayvanî yağa gelince; şer'î usullere göre kesilmemiş hayvandan çıkarıldığı veya necis bir şeye değerek necis olduğu bilinmedikçe temiz ve helaldir. |