NAMAZA ÇAĞRI
“Sana Kur’ân’la bildirilen mesajları oku. Namazı da gereğince kıl.
Hiç şüphesiz namaz bütün çirkinliklerden,ortak aklın sakıncalı bulduğu kötülüklerden korur.
(Yaşamın içinde ve de namazla) Allah’ı anmak en büyük erdemdir-ibâdettir.”
(Ankebut 45)
Zerreciklerden galaksilere, tek hücrelilerden fillere, çiçeklerden görkemli ağaçlara kadar bütün varlıklar Allah’ın koyduğu tabîat yasaları çizgisinde hamd ederek Allah’a ibâdet ederler.
En güzel şekilde yaratılan insan, özgür iradesiyle evrendeki bu ibâdet akışına katılmakla yükümlü kılınmış varlıktır. Çünkü Yüce Allah’ımız insanı kendisine ibâdet etmesi için yaratmıştır. Hz.Muhammed dahil bütün Peygamberlerin tebliği olan İslâm da bu ibâdet görevini açıklamak için gönderilmiş dindir.1
Allah’ın oruç ve zekât gibi her bir Kur’ânî emrine ve içki ve faiz yasağı gibi her bir Kur’ânî yasağına uyuş bir ibadet ise de ibadetlerin anası, özü ve şahı namazdır.
Namaz zayıf olan insanı güçlüler güçlüsü olan Allah’a bağlayan rabıtadır.
Namaz Kurân ifadesiyle göklerin ve yerin nûru olan Allah’ın ışığı ile aydınlanmadır.
Namaz bir hadisteki söylemle gökleri ve yeri yaratan, yeryüzüne dağları dikip yerleştiren, bin bir çeşit bitkileri ve hayvanları yaratan Allah’ın buyruğudur.
Namaz salât, zikir, tesbih ve tekbir gibi sözcüklerle Kur’ân-ı Kerim’de yüzlerce defa emir buyrulan vakitleri belirli görevimizdir.2
Namaz Kelime-i Şehâdet getirilerek Allah’la yapılan sözleşmenin yenilenmesidir. İslâm Dini’ne imanın gerektirdiği temel ibâdettir. Rabbimizin huzurunda sorgulanacağımız ilk kutsal görevimizdir. Allah’ımızın rızasına erdirecek en faziletli ameldir. Çünkü namaz Allah’ın egemenliğini fiilen tanımadır. Onun hükümranlığına boyun eğiştir.
Namaz bedenin, aklın ve kalbin katılımı ile gerçekleştirilecek ibâdettir.
Namaz İslâmî imanın belgesidir. İnancın yaşama dönüşüdür. Vücudda baş konumundadır, İslâm’ın ana sütunudur.
Namaz yıldızlar, dağlar, hayvanlar ve denizler gibi her bir varlığın ibâdet şekillerini içeren, bunun için de ayakta , eğilerek ve yere kapanarak yapılan kulluk zirvesi ibâdettir.
Namaz bize bizden yakın olan Allah’ımızla beraber olduğumuz bilincine yükselten ibâdettir.
İnsanın Allah’a en yakın olacağı secdeyi içine alan bir ibâdet olduğu için namaz, bütün peygamberler ve kutsal kitapların görevleştirdiği ibâdettir.
Örneğin; Hz. İbrahim ve bağlıları, Hz.Mûsa ve inançlıları, Hz. İsa ve havarileri namazla Allah’a ibâdet etmişlerdir.3
Namazı ‘müminin miracı’, ‘gözünün nuru’ ve ‘Cennet’in anahtarı’ olarak niteleyen Hz. Muhammed de namazla Allah’a ibâdet etmişler ve onun şanlı ümmeti olan bizler de beş vakit namazla emrolunmuşuzdur.
Namaz diriliştir. İmanı pekiştiren ve hayat yasamız olan Kurân’la ilişki kurduran ibâdettir. Namaz kılan kişi her namazda onlarca defa tekrarladığı Allahû Ekber (Allah en büyüktür) sözü ile Allah’ı hayatının merkezine alır. Her rekatta okuduğu Fatiha sûresiyle Allah’ı bütün varlıkların yaratıcısı olarak kuşatıcı rahmet ve sevgi sıfatlarıyla anar. O’nun huzurunda yargılanacağı inancını pekiştirerek rûhunu ebedi aleme açar. Emirleri ve yasaklarına uyarak yalnızca Allah’a ibâdet edeceği ve sadece O’ndan isteyeceği andını içer ve özgürleşir. Hayatı boyunca uygulayacağı Kurânî yasaları okuyarak yaşam bilincini artırır. Örneğin; adalet ve Hac emri, zulüm ve zina yasağı, sevgi ve yardım buyruğu ile kucaklaşır. İstediği dosdoğru yola yönlenir.
Namaz müminlerin kardeşi, İslâm toplumunun güvenilebilir, temsil ve tasarruf yetkisi verilebilir bir üyesi olmanın temel şartıdır.4
Namaz her biri zarar verici vasıfta olan günahlardan koruyan ibâdettir. Bilinçli secdeleriyle Allah’ın huzurunda eğilecek Müslüman, hiç bir zalim otoriteye eğilmez. Nefsini ve ihtiraslarını ilahlaştırmaz. Çünkü namaz özgürleştiren ibâdettir.
Namaz rûhî gelişimimizi engelleyerek iç dünyamızı karartan günahlardan arındıran, Peygamberimizin diliyle ifadelendirirsek tıpkı her gün içine girilip yıkanılan bir nehir gibi aklayan ibâdettir.
Namaz karşılık beklenmeksizin Allah için iş yapma eğitimi yaptırarak müslümanı ideal bir toplumcu, çevreci ve vakıfçı olarak hayata hazırlayan ibâdettir.
Namaz vücut, elbise, mekan ve ruh temizliğini zarurileştiren ibâdettir.
Peygamberimizin öğütleri çizgisinde cemaatle kılınacak namaz; yöneticiyle yönetileni, alimle cahili, zenginle fakiri… birleştiren, saflarda eşitleyip kaynaştıran, danışma ve dayanışma yolarını açan, âidiyet duygusunu geliştirip moralleri yükselten, birliği siyasî ve ekonomik güce dönüştüren ibâdettir.
Vücudumuzu helal yollarla kazanılmış gıdalarla besleyerek, anlamları öğrenilecek sûreleri ve duâları bilinçle okuyarak, ibâdetlerin yücesi olduğu bilinerek ve son namazımız olduğu düşünülerek ve armağanlarını Allah’tan alacağımıza inanılarak kılınacak namazlar dünyada yaşanabilecek Cennet mutluluğudur. Bunun içindir ki, namazsızlıkta yaşanacak manevî öksüzlüğe gök ağlasa, yağmurlar gözyaşları olarak dökülse sezadır.
Namazlarını sürekli ve iç huzuru ile kılabilenler, Peygamberimizin ifadesiyle Allah’ın veli kullarıdır; Cennetler onları beklemektedir; Kur’ân’ımızın açıklamasına göre, Allah katında yüksek dereceleri onlar kazanacak, en yüksek Cennet Firdevs’e onlar girecek, sınırsız güzellikler içinde ebedî yaşama onlar ereceklerdir.5
Kur’ân’ımızın bildirisine göre, değil namazsızlık;
a-Namazı gereğince önemsememek,
b-Namazı tembel tembel kılmak ve gösteriş için kılmak bile kalplerine gereğince iman akmamışların vasfıdır.6
Tövbesiz namazsızlık Cehenneme yuvarlanıştır. Kur’ân namazlarını terkeden ve nefsi arzularını putlaştıran tiplerin, namazsızlığın azap gayyasına düşeceğini açıklar. Ancak Kur’ân’ımız ümit kapılarını da açmaktadır.
Tövbe edip imanlarını yenileyen ve namaz çizgisinde güzel işler yapanları da Cennet’le müjdelemektedir.7
Yüce Mevlamız namazı Peygamberimizin şahsında çocuklarımıza da öğretmemizi emretmiştir.8
Peygamberimiz, Rabbimizden eşleri ve çocuklarını namaza (yönlendirmesi) emrini alınca, evli kızı Hz. Fatıma’yı sabah namazına kaldırmak için aylar boyunca Fatıma’nın evine uğramıştır ve bize de yedi yaşlarından itibaren çocuklarımızı namaza alıştırmamız görevini yüklemiştir.
Yüce Mevlâmız, katındaki değerinden ötürü kendisinden sabırla ve namazla yardım istememizi emrettiği gibi 9, namaz kılıcı olabilmemiz için de kendisine duâ etmemizi Hz. İbrahim’in yakarışı örneğiyle bizlere öğretmiştir:
“Allah’ım! Beni ve zürriyetimden gelecekleri namazı gereğince kılanlardan kıl.” 10
Böylesi yüce bir ibâdeti kurumlarında engelleyenler ve onu irtica olarak niteleyip temel haklar ve özgürlükleri çiğneme nedeni kılanlar, Kur’ân ifadesiyle cezalandırılacak zalimlerin ta kendileridir.11
Ana kulluk görevimiz ve erdemimiz olan namaza çağrımızı, önemini vurgulayan Peygamberimizin bir buyruğuyla pekiştirelim:
“Parça parça edilsen ve yakılsan bile (putları, şahısları, ilkeleri, kurumları, rejimleri…) Allah’a ortak koşma. Farz kılınan namazları asla bırakma. İçki de içme. İçki bütün kötülüklerin anahtarıdır.” 12
-----------------------------------------------------------------------
1- -Zariyat 56,Nahl 36
2- -Nisa 103
3- -İbrahim 37,Taha 14,Meryem 31
4 - -Tevbe 11
5- -Enfal 3-4, Mü’minun 1-11
6- -Nisa 142,Maun 4-5
7- -Meryem 59-60
8- -Taha 132
9- -Bakra 153,
10- -İbrahim 40
11- -Bakara 114
12- -İ.Mace Hn. 4034
Namaz, Nimetin Şükrüdür
Vuslat Yolları
NAMAZIN FAZİLETLERİNDEN
Salih Amel 1
Namaz ve Terbiye
VAHİY AYNASINDA NAMAZ
Allah'ı Çok Anın!
NAMAZ EN GÜZEL İBADET