İmam Rıza (as)’ın Fazileti ve Siresi (4)
Abdusselam b. Hirevi (el-Heratî) şöyle diyor:
“İmam Rıza (a.s)’ın Serahs’da hapsedildiği evin kapısına giderek hapishane bekçisinden İmam’la görüşmek için izin istedim. Bekçi cevaben: “Senin ona ulaşmana bir yol yoktur” dedi. “Neden?” dediğimde şöyle dedi: “Çünkü O birçok zaman, bir günde (gecesi de dahil olmak üzere) bin rekat namaz kılmaktadır...”[1]
İmam Rıza (a.s)’ı Medine’den Horasan’a götürmekle görevli olan Memun’un memurlarının komutanı Reca b. Ebî Zehhak, İmam Rıza (a.s)’ın yolculuk esnasındaki gece gündüz yaptığı ibadetlerini anlatırken şöyle diyor:
“İmam Rıza (a.s) geceyi sabahladığında sabah namazını kılıyordu ve namazın selamını verdikten sonra namaz kıldığı yerde oturup güneş doğuncaya dek tespih, hamd, tekbir ve tehlil zikirleri ve Peygamber (s.a.a)’e salavat göndermekle meşgul oluyordu...”[2]
Cömertlik ve Bağışı
Uzun boylu garip bir adam İmam Rıza (a.s)’ın yanına gelerek şöyle dedi:
“Ey Resulullah’ın oğlu, selam’un aleykum. Ben sizi, babanızı ve ceddinizi sevenlerdenim, hacdan dönmüşüm, yol param tükenmiş, beni vatana ulaştıracak bir şeyim kalmamıştır. Eğer mümkünse beni vatana ulaştıracak bir şey lütfederseniz minnettar olurum. Şehrime ulaştığımda bana verdiğiniz malın karşılığını sizden taraf yoksullara sadaka veririm; çünkü ben fakir birisi değilim. İmam (a.s); “Allah sana rahmet etsin, otur.” buyurdu...
Daha sonra kalkıp bir odaya girdi, kapının üst tarafından elini uzatarak Horasanlı adama; “Bu iki yüz dinarı al, kendine yol azığı et, onunla teberrük et ve benden taraf da onun karşılığını sadaka vermen gerekmez...” diye buyurdular.
Horasanlı adam parayı alıp gittiğinde İmam (a.s) o odadan çıkıp geldi. İmam (a.s)’a; “Neden para alınca sizi görmemesi için böyle davrandınız? dediklerinde şöyle buyurdular;
“Onun ihtiyacını karşıladığımdan dolayı, utanması ve eziklik hissetmesinden korktum...” [3]
İbn-i Şehraşub Menakıb kitabında şöyle nakletmiştir:
İmam Rıza (a.s), Horasan’da bir Arefe günü bütün malını yoksullara bağışladı. Fazl b. Sehl; “Bu garamet (büyük zarar) değil midir?” dediğinde şöyle buyurdular:
“Hayır, bu ganimettir (bir yatırımdır); kendisiyle mükafat ve keramet aradığın bir şeyi sakın garamet sayma.” [4]
İmam Rıza (a.s) yemek istedi, yemek geldiğinde bir tepsi getirerek sofrasının yanına koyup yiyeceği yemeklerin en güzelini alıp onun içerisine bıraktı; sonra onun fakirlere verilmesini emretti. Daha sonra; “Fela iktehame’l- akabe” ayetini okuyup şöyle buyurdular: “Allah Teala biliyor ki, her insan bir köle azat etmeğe kadir değildir; işte bundan dolayı (yoksullara yemek vermekle) cennete ulaşabilmeleri için onlara bir yol karar kılmıştır.” [5]
İbrahim b. Abbas diyor ki:
“İmam Rıza (a.s) gizlide çok ihsanda bulunur ve sadaka verirdi. Bu amelleri daha çok karanlık gecelerde yapardı. Kim, fazilette onun mislini gördüğünü zannederse, onu tasdik etmeyin.”[6]
[1] - Uyun, c. 2, s. 197, h. 6.
[2] - Bihar, C. 49, S. 92.
[3] - a.g.e, c. 49,s. 101.h.19. Menakıb-i İbn-i Şehraşub, c. 4, s. 360.
[4]- İhkak’ul-Hak, c. 12,s. 356. Müntehe’l- A’ mal, c. 2, s. 467.
[5] - Bihar, c. 49, s. 97, h.11.
[6] - Bihar, c. 49, s. 91.
İmam Rıza (as)’ın Fazileti ve Siresi (3)
İmam Rıza (as)’ın Fazileti ve Siresi (2)