Allah’ın Yardımları
Allah Tebareke ve Teala insanlara önem verdiği için onlara akıl vermiştir. Kendini arındırma ve temizleme gücü vermiştir. O, kendini hidayete erdirmesi için ve acı cehennem azabına düçar olmaması için insana peygamberleri ve velileri göndermiştir. Şayet bu tür önlemler insanın öğüt almasına ve kendini arınmasına yetmezse şefkatli Allah diğer yollardan insanları uyarır; değişik belalarla, fakirlik, hastalık vs. musibetlerle onların dikkatini çeker. Tıpkı işini bilen bir hekim ve maharetli ve şefkatli hasta bakıcılar gibi, onları yakalandıkları bu tehlikeli ruhi hastalıklardan kurtaracak bir çare bulmak için gayret göstermektedir.
Eğer kul Allah’ın yardımına mahzar olursa onun için, onu Hak Teala’ya yöneltecek ve muttaki yapacak "denemeler" söz konusu olur.
Yol işte bu yoldur. Bundan gayri bir yol yoktur. Ancak insan bu yolu kendi ayağıyla yürümelidir ki sonuç alabilesin. Şayet bu yoldan da bir sonuç alınmaz da(sapık insan ruhen tedavi olmuş olmazsa, cemaat nimetlerini hak edenlerden olmazsa, onu "can çekiştirme" ve can verme anında, belki kendine gelir diye sıkıştırmaktadır.
Sonra bu da fayda etmezse kabirde ve berzah aleminde temizlenmesi ve cehenneme gitmemesi için, o azaplardan ve sıkıştırmalardan sonra çok dehşetli cezalar uygulanmaktadır. Bunların hepsi de insanın cehennemlik olmasını engellemek için Allah’ın aldığı önlemlerdendir. Allah’ın bütün bu yardımları da fayda etmediği durumda nasıl olacak? İster istemez son tedavi olan insanın doğranması safhası geliyor ki daha önceki tedavilerin etkili olmadığı ve insanı düzeltmediği durumda insan Rahman olan Allah’ın ateşle ıslah etmesine ihtiyaç duyar. Tıpkı arındırılması ve temizlenmesi için ateşe sürülen altın gibi. "Orada çağlar boyu kalacaklardır." (26) ayeti konusunda bize gelen rivayetlere göre bu "çağlar boyu kalmak", hidayete ermiş olan ve asıl olarak imanlarını koruyabilmiş kimseler içindir (27). (Yani mü’min olduğumuz takdirde ben ve sizler içindir). Allah bilir her "çağ" birkaç bin seneden müteşekkildir.
Yoksa öyle bir kerteye varır ki artık bu tedaviler, etkili ve yararlı olmazlar.
Daimi bir nimetin sağlanması ve gerçekleşmesi için başka bir tedaviye ihtiyaç vardır ki; (bu da) –Allah etmesin- insanın bir müddet cehennemde kalarak orada yanmasıdır.
Ta ki ahlaki rezilliklerden, ruhi pislikler ve kötü şeytani niteliklerden arınsın ve "altından ırmaklar akan cennetler"den pay alma yeterliliğini ve hakkını kazansın.
Bu (hak), Allah’ın rahmetinin kendilerinden çekilip alınacak kadar günaha ve masiyete dalmayan kimseler için, henüz cennete girme hakkına sahip olan kimseler için söz konusudur. Allah göstermesin aksi takdirde insan, günahlarının çokluğu nedeniyle Yüce Allah’ın dergahından sürülüp oradan kovulabilir. Ve ilahi rahmetten yoksun kalır. Böyle birinin cehennemde ebedi kalmaktan başka bir seçeneği de yoktur. İlahi rahmet ve inayetten, mahrum kalmanızdan onun azabına ve gazabına uğramaktan korkunuz. Sakın ha amelleriniz, yapıp ettiğiniz ve konuştuğunuz şeyler, başarılarınızın sizden çekilip alındığı ve size cehenneme gitmekten başka bir yolun kalmadığı durumda gerçekleşmiş olmasın! Şimdi siz bir dakikalığına bile kızgın bir taşı avucunuzda tutamazsınız. Cehennem ateşinden korununuz. Bu ateşi medreselerden ve ulema kurumundan kapı dışarı ediniz. Bu çekişmeleri, bu nifakları kalplerinizden atınız.
Hayatında iyi bir çizgi tutturmuş olan Allah’ın kuluna dostça davranınız. Onlara şefkatle ve rahmetle bakınız. Tabidir ki günahkârlarla isyanlarından ve tuğyanlarından dolayı dost olmayınız.
Onun kötü ve doğru olmayan bir işini, onun yüzüne vurarak onu bundan sakındırınız. Ancak karmakarışıklıktan, belalardan kendinizi koruyunuz. Allah’ın iyi ve Salih kullarına iyilik yapınız. Alim olanlara ilimlerinden dolayı, doğru yolda olanlara iyi amellerinden dolayı cahillere ise Allah’ın kullarından olduklarından dolayı saygı gösteriniz, güleryüz gösteriniz, şefkatli olunuz, doğrulukla ve kardeşçe muamele ediniz. Ahlaklı olunuz; sizler toplumu irşad etmek isteyen ve ahlaklı yapmak isteyen kimselersiniz. Kendi kendisini ıslah edemeyen, idare edemeyen kimse nasıl olur da başkalarına önderlik yapıp onları yönetebilir? Şunun şurasında önümüzde Şaban ay’ından birkaç günden fazla kalmamıştır. Bu birkaç gün içinde tevbe yapmaya ve nefsi düzeltmeye gayret gösteriniz. Ve düzgün bir nefisle mübarek Ramazan ayına giriniz.
İmam Humeyni (ra)
Ey halk! Bu ayda cennet kapıları açıktır.
Orucun Fazileti