• Nombre de visites :
  • 1928
  • 10/6/2009
  • Date :

İslam"ın izzetli önderi  (2)

imam humeyni

  Serbest kaldıktan bir yıl sonra, şahın “Ak Devrim” dediği kapitülasyon tasarısı aleyhine yaptığı şiddetli muhalefetin ardından tekrar tutuklandı. 4 Kasım 1965’te Türkiye’ye sürgüne gönderildi. Bir süre sonra İmam Humeyni, Türkiye’den Irak’a geçti ve bu, Irak’ın Necef kentinde talebe yetiştirmekle meşgul olacağı on beş yıllık uzun bir sürgünün başlangıcıydı.  

İmam’ın oğlu Seyyid Mustafa’nın Şahın gizli istihbarat servisi (savak) tarafından öldürülmesinin ardından İran’da karışıklıklar meydana geldi.

  Şah rejiminin aleyhine bir ayaklanma başlatıldı. İmam Humeyni’nin önderliği altında yürütülen bu hareketler sonucunda İmam, Irak’tan Fransa’nın başkenti Paris kentine geçti. 1 Şubat 1979’da Şah’ın İran’dan kaçmasının ardından İmam Humeyni on beş yıllık bir sürgünün ardından büyük bir karşılama ile İran halkına İslâm Cumhuriyetini hediye olarak getirerek İran’a döndü. Onun dönüşü devrimin gidişatını daha da hızlandırdı ve kukla Şahpur Bahtiyar hükümeti devrildi. 11 Şubat 1979’da İmam Humeyni’nin başlattığı uzun mücadele zafere ulaştı ve halkın büyük desteği ile Şah rejimi tarihe karışarak yerine İran İslâm Cumhuriyeti kuruldu.

Devrim, dostlar kadar düşmanlar da edinmişti. Irkçı, solcu ve komünist çevreler ilk günlerin ardından şiddetli bir muhalefet başlattılar. Herkes ideolojisine uygun bir idare şekli istiyordu.

  Buna karşılık İmam Humeyni İslam Cumhuriyeti ilan edileceğini söyledi. Anayasa, İslami esaslara uygun olarak hazırlanacaktı.

  Suikastlar başladı. Devrim, öncü kadrolarının çoğunu kısa sürede kaybetti. Bu yetmezmiş gibi ABD ve diğer emperyalistlerin desteğini alan Saddam, İran’a savaş açtı. İç karışıklıklarla uğraşan İran, Irak karşısında fazla tutunamadı. Irak ordusu ilerlerken her tarafı yakıp yıktı. Hürremşehir ve Abadan yerle bir olmuştu.

  İçte münafıklar, dışta savaş ve ambargolarla boğuşan İran ordusu buna rağmen toparlanıp karşı saldırıya geçti. Saddam yenilmeye başladı. Batılılar İran’ı barışa zorlamak için Saddam’a kimyasal silahlar verdiler. Halepçe ve Huvayziya bataklığında büyük katliamlar yaşandı. İmam Humeyni “Zehirli kadeh” diye tarif ettiği ateşkesi kabul etmek zorunda kaldı.

 Savaş bitmiş; ama geride bir milyonu aşkın ölü, milyonlarca yaralı ve yıkım kalmıştı.

  Vefatının ardından gazeteler, “Bir diktatörün ölümü” şeklinde başlıklar attılar. Ama dünyada hiçbir diktatörün ardından milyonlarca insan gözyaşı dökmemişti. Cenazeye katılanlarla ilgili rakamlar on milyonla on altı milyon arasında değişiyordu.

  İmam Humeyni, dünyada Müslümanlarca çok sevilen ve İslam düşmanlarınca çok nefret edilen liderlerden biriydi; ama herhalde vefatına en çok İsrail ve ABD sevinmişlerdi. İmam Humeyni’ye göre ABD yeryüzünde en büyük kötülük odağıydı ve “Büyük şeytan” ismini hak ediyordu.


İslamın izzetli önderi (1)

İmam Humeyni (r.a) (3)

 

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)