İRAN NE İSTİYOR? 2
Ayetullah Hamenei, bölgede yaşayan Filistin halkının siyasî geleceğini belirleme hakkına yönelik demokratik bir seçimden yanadır. Müslüman, Hıristiyan ve Yahudi, herkesin özgürce katıldığı bir seçim gerçekleştiği takdirde, bunun sonucuna saygı duyulur ve kabul edilir.
Ayetullah Hamenei 19 yıl içinde dünya liderleriyle olan görüşmelerinde, karşı tarafın haklarına saygı göstermeyi, iyi niyetini koruyarak sürdürmüştür.
Bu görüşmelerde, Rusya gibi büyük bir gücün liderinin siyasî konumunu veya Seyyid Hasan Nasrullah gibi bir halk liderinin konumunu tek etken olarak değerlendirmemiştir. Bununla birlikte, bütün devletlerin eşit üyeliğini, tüm siyasî liderlerin siyasal meşruiyetlerini ve onları gösterişten uzak bir şekilde dünya barışını kurmaya yönelik sorumlulukta ortak olarak kabul etmiştir. Tüm bu görüşmelerde Ayetullah Hamenei’nin dikkat ettiği husus, İran’ın bölgesel ve global sorunlara karşı sorumluluğudur. Bizim ülkemiz, uluslararası krizlerin odağındadır. Saddam veya Taliban’la olan komşuluk ve bir o kadar da komşu ülkelerdeki yabancı askerî güçlerin varlığı zor ve acı vericidir. Bu yıllar içerisinde, İran’ın çevresinde büyük savaşlar ve önemli değişiklikler meydana gelmiştir. Saddam’ın İran’a ve onun ardından Kuveyt’e saldırısı, Kuveyt işgaline yönelik itilaf güçlerinin refleksi, Sovyetler Birliği’nin dağılması, Kuzey Irak’ın Türkiye tarafından işgal edilmesi, Taliban’ın ortaya çıkması, 11 Eylül olayının gerçekleşmesi, Tacikistan’daki iç savaş veya Karabağ’daki din eksenli savaşlar, Lübnan topraklarının İsrail ordusu tarafından işgal edilmesi ve Amerika’nın Taliban ve Saddam’a karşı yürüttüğü savaş, bize yönelik tehditlerin tamamı değildir.
Terörizm, uyuşturucu ve Batı’nın İran Devrimi’ne karşı çifte standartlı yaklaşımı, ekonomik baskılar, özel ve eski bir tarih ve kimliğe sahip olan bir bölgede konumlanan İran’ın genç ve eğitilmiş toplumunun gelişme gereksinimi, günümüzün tehditleri ve hassasiyetlerinin bir diğer boyutudur.
Bütün bunlara rağmen, İran’ın liderlik makamı, krizlerle dolu geçen 19 yıl içerisinde, ülkeyi yönetmeyi ve Devrim’i koruma yolundaki kararlı, cesur ve sorumlu karakterinden kesitler sunmayı başarmıştır.
Ayrıca Ayetullah Hamenei, İran’ın bölgesel ve global rolünü arttırmaya ve pekiştirmeye yönelik uygulamaların sorumluluğunu kabul ederek, İran’ı bölge ve dünya güvenliğinde etkin bir ortağa dönüştürmüştür ve bu rolü devam ettirmeye kararlıdır.
Ayetullah Hamenei, bu ülkeyi yönlendirmekteki gücünü halk desteğinden ve katılımından alıyor ve bu etken İran’ı güvenlik kaygıları bakımından diğer komşularından ayırıyor.
Ayetullah Hamenei’e göre, silahlanma güvenliği sağlamamaktadır. Zira askerî ve nükleer güce sahip olan bazı ülkelerin tecrübeleri bu görüşü desteklemektedir ve siyasî ve toplumsal meşruiyetin yokluğunu telafi etmediğini göstermektedir. İran’ın geleceği, liderliğin ekonomik hareketleri ve gelecek nesillerin yararına gelişmeyi kontrol etmesini gerektirdiği gibi, ülkenin gücünü ve nükleer bilgiyi korumaya yönelik sorumlu davranmasını da gerektiriyor. Bu yolda, ülkenin bugünkü gücü ve barışçı nükleer bilgisi, devrim kuşağının mirası olarak gelecek nesillere barışçı amaçlar taşıyan millî bir kazanım olarak kalacaktır.
Böylece, bir amacın canlılığı ve ilerleyişi, İran’ın kabul ettiği uluslararası kurallara yönelik saygıya topluca katılım çerçevesinde gerçekleşebilir (Nükleer Kısıtlama Anlaşması) ve bu sorumluluktan doğan hakların, İran ve diğer ülkelerin ortak kaygılarını sonlandırılacaktır.
Ali Ekber Velayeti
İRAN NE İSTİYOR? 1
İran’a şeriat, demokrasi vaadleriyle geldi!’ mavalı..