İsrail için sonun başlangıcı
Yvonne Ridley, Gazze'ye saldırısı ile İsrail için sonun başlangıcı olduğunu yazdı.
İsrail başbakanı Ehud Olmert, başarısız siyonist projenin üzerine kapaklanan mağlubiyetten laf ebeliğiyle zaferin kırıntısını bile çıkaramaz.
Basitçe, İsrail'in sonunun başlangıcıdır bu.
İsrailin askeri bakımdan ispatladığı tek şey, masum kadınları ve çocukları öldürmede kimsenin kendisiyle yarışamayacağıdır. Filistin halkının varlığını ortadan kaldırmayı dileyen soykırımvâri güdüsüyle kendisine ölümcül bir darbe vurmuş oldu.
İki yıl önce Lübnanda Hizbullahtan aldıkları yenilgiyle bozulmuş ve aşağılanmış bir şekilde geri çekildikten sonra Gazze halkına karşı kolay bir zafer elde edeceklerine inanırlarken düşmanı hafife aldığında neler olacağını bir kez daha öğrendiler.
Siyonist bombalar karadan, hava ve denizden dar sahil şeridini döverek Gazze'nin bazı bölgelerini enkaz yığınına çevirdi. Kasıtlı olarak George W. Bush'un ABD başkanlığının son haftalarına ve İsrail seçimlerinin öncesine getirilmiş acımasız ve vahşi bir kampanyaydı.
Olmert ve bir savaş suçlusu ve teröristin kızı olan Tzipi Livni (Armut dibine düşermiş, değil mi?) Haması nasıl ezeceklerine ve Kassam roketlerinin İsrail içlerine fırlatılmasına nasıl son vereceklerine dair atıp tutuyorlardı.
Ve yine masumları oynayan Siyonist Devlet, gübre yakıtıyla çalışan ve evvelemirde Filistinlilerden çalınmış topraklara yönelen - kaderin cilvesine bakın -çelimsiz ve az sayıdaki füzeyi durdurma ihtiyacı iddiasıyla dünyanın dördüncü büyük ordusunun tasmasını çözerek yeryüzünün nüfusu en yoğun bölgesinin üzerine saldı.
Kafaları ve kalpleri kazanmaya çalıştılar ve Haması ve onun taraftarlarını TV, gazete köşeleri vasıtasıyla eritip gözden düşürme işine dalacak Siyonist düşünce kuruluşlarının desteğini yedeklerine aldılar. Hamasa yöneltilen ithamların bazıları saçmalık hârikasıydı ve komisyoncu editörlerden başka hiçkimse kanmadı.
Bu makaleyi yazarken Avrupalı liderlerle birlikte basın toplantısında konuşan ve İsrail askerlerinin Gazze'yi "mümkün olduğunca çabuk" terk etmelerini istediğini söyleyen Olmert'i BBC'de izliyorum şu an. Bu arada Başbakan İsmail Haniye, el-Aksa TV'de halkını sergiledikleri cesaret ve yiğitlikten dolayı övüyor ve İsrail'e karşı büyük bir zafer kazandıklarını söylüyor.
Ve hakikat, büyük bir zafer kazandılar.
Haması ezme güdüsü hüsrana uğradı; filvâki, savaşa karşı yürüyen milyonlar gururla ve yüksek sesle ilan ettiler: "Hepimiz Hamasız." Haykırışlar, Gazze halkına karşı savaş açtıklarında, o nefes kesici kibirleriyle dünyanın kendilerine arka çıkıp alkışlayacağına inanan Olmert, Livni ve ortağını şoka soktu. Beklediklerinin yerine gezegendeki hemen hemen her şehirde gösteriler, ayaklanmalar, anarşi ve öfke boşaldı. Yeni bir muharebenin başladığı andı: "Halkın Gücü politikacıların gücüne karşı." ve "biz", halklar kazandık.
Bir aralar İsraili desteklediklerini söyleyen politikacılar kendileriyle Tel-Aviv arasına mesafe koymaya başladılar. Göbek dansı yapan Arap liderler sürüsü başka türlü kıvırmaya başlarlarken Arap dünyasının en vahşi diktatörlerinden bazıları, gerçek veya hayal, her köşede darbe ve tezgah planları görerek vatandaşları üzerindeki otoritelerini ağırlaştırdılar.
Arsız "dolar ulemâsı" gösterilerin haram olduğunu iddia eden fetvalar düzdü....Danimarka'da Hz. Muhammed'le (S.A.V) alay eden sefil karikatürler yayınlandığında kızgınlığımızı göstermek için bir araya gelen ve yürüyüşe geçen bizlere bu şeyhler methiyeler düzmüşlerdi. Bu iki yüzlülükleri onların ne güne durduklarını ifşa etmektedir – şerefsiz yahut haysiyetsiz adamlar.
İsrail büyükelçisine tekmeyi basan Hugo Chavez ve onun peşinden giden Bolivya gibi devrimci figürler Ortadoğuda olsalar iyi olur.
Ama İsraile en yıkıcı hamle, bu haydut devletle ticari ilişkilerini kesen Körfezdeki müttefiki Katar Emiri'nden geldi.
Halen kaç İsrail askerinin öldüğünü bilmiyoruz...Olmert'in sessiz kalmaya çalıştığı bir mesele. Tel-Aviv'de cenaze törenleri yapıldığı görülmüyor televizyonlarda. Amerikan ve Avrupa medyasına masumları oynamaya alışkın İsrailliler, yaslarını dünyaya alenen gösteremiyorlar. Ölenlerin anneleri, eşleri, kızları, bir diğer başarısız askeri harekâttan dolayı İsrail hükümetini suçlamak isterler diye mi acaba?
Olmert, önceki hafta Aşkelonda tezahürat yapan bir kalabalığa hoşça vakit geçirerek George W. Bush'a telefon açtığını, Philadelphia'da yaptığı bir konuşmayı yarıda kestirip Condaleezza Rice'a onun kaleme aldığı BM kararı lehinde oy kullanmaması doğrultusunda tâlimat vermesini söylediğini anlatmıştı. Olmert, kalabalığın tasdik uğultusu arasında Bush'un kendisine söylenileni yaptığını belirtti
Barak Obama ve Hillary Clinton not alırlar umarım.
Ve ümit ederim ki demokratik seçimle iş başına gelmiş Hamas'ın şehirde oturulacak ve görüşme yapılacak tek taraf olduğunun farkına varırlar. Başarısız Filistinli lider Mahmud Hamas artık savaş zayiatı (collateral damage) olarak görülmelidir. İtibarı kayboldu ve utanç verici bu süreç içerisinde İsraille yaptığı her hangi bir anlaşma çok geçmeden ortaya çıkacaktır. Sırası gelmişken, Gazze'deki lüks villasının şarapnel, top ve mermi izinden azade kalmış tek bina olduğunu anlıyorum. Affı olmayan bir saldırıya mâruz kalmış bir semtte ayakta kaldı. Eğlenceli!
Gazze, öncekinden daha güçlü bir şekilde, halkıyla birlikte enkazın üzerinden doğrulacak. Dünyada direniş savaşçılarının örneği onlar ve tarihte cesaret ve yiğitlikleriyle anılacaklar.
Birkaç yıl sonra Ortadoğudaki çocuklar Gazze halkının kahramanlık ve sergüzeştini dinleyerek büyüyecekler. Emin ellerde yatağa yatırılırken belki de soracaklar: "Peki İsraile ne oldu? Gerçekten var mıydı?"
Dünya Bülteni