İsrail ve İşkence
İsrail: İşkenceyi Kanunlaştıran Devlet
İsrail, işkenceyi kanunlaştırmış bir rejimdir. İsrail"in hâlen yürürlükte olan kanunlarına göre iç istihbarat örgütü ŞABAK (Shin-Bet) elemanları Filistinli tutukluları itirafa, kendilerinden istenen bilgileri vermeye zorlamak amacıyla bedensel tacize yani işkenceye başvurabiliyorlar. ŞABAK elemanları bu haklarını (!) tabii ki sonuna kadar kullanıyorlar. İsrail"in ölüm mangaları olarak değerlendirebileceğimiz ŞABAK canavarlarının işkence uygulamaları altında çok sayıda Filistinli hayatını kaybetti. Tabii bu uygulamalar kanuna göre yapıldığından ölümler de bir tür "iş kazası" olarak görülüyor ve bu olaylardan dolayı kimse hakkında soruşturma açılmıyor. İsrail"deki insan hakları örgütlerinden Betselim"in Mart 1995"te yayınladığı bir raporda intifadanın başladığı Aralık 1987"den Şubat 1995"in sonuna kadarki süre içinde 35 Filistinlinin işkence altında hayatını kaybettiği ifade ediliyordu. Betselim"in verdiği bilgiler İnsan Hakları İçin Uluslararası Dayanışma Kurumu tarafından da doğrulandı. Şubat 1995"ten sonra işkence altında can verenlerin sayısı giderek arttı .
Shin-Ben Genel Müdürü: "İsrail İşkence Yapmadan Edemez"
İsrail işgal devleti işkenceyi kendi açısından hayati önem arz eden metot olarak görüyor. İsrail"in iç işkence mekanizması olarak bilinen Shin - Bet (ŞABAK)"ın genel müdürü General Ami Ayalon 1998"de konuyla ilgili bir rapor hazırlayarak İsrail Yüksek Mahkemesi"ne sundu. General Ayalon raporda İsrail iç güvenlik teşkilatının Filistinlilere işkence yapmadan edemeyeceğini, Shin - Bet soruşturmaları açısından işkencenin zorunlu olduğunu ileri sürdü. General Ayalon, bu raporu Yüksek Mahkeme"nin 20 Mayıs 1998 Çarşamba günü düzenleyeceği ve işkence metotlarının tartışılacağı toplantıya bilgi vermek amacıyla hazırlamıştı.
İsrail işgal rejimi bazı uluslararası insan hakları kuruluşları ve BM yetkilileri karşısında da Filistinlilere işkence yapıldığını itiraf etti. Shin - Bet genel müdürü General Ayalon"un aşırı bedensel sarsıntıya yol açan işkence tarzlarına sadece kuvvetli şüpheler olması halinde başvurulduğunu iddia etmesine rağmen konuyu yakından inceleyenler çok basit şüpheler ve iddialar üzerine de bu tarz işkencelere başvurulduğuna dikkat çekiyorlar.
İsrail"in Kanunlarında İdam Yok Ama Uygulamalarında Çok
İnsanlık tarihi boyunca idam cezaları çeşitli şekillerde uygulanmıştır. Ortaçağ Fransa"sında genellikle kiliselerin etkinliği altında olan mahkemelerin verdiği idam kararlarının infazı giyotin denilen aletle gerçekleştirilirdi. Günümüzde bu işlem bazı ülkelerde idama mahkum edilen kişinin asılması, bazı ülkelerde kurşunlanması, bazı ülkelerde elektrik şokuna tabi tutulması suretiyle gerçekleştiriliyor. İdam kararlarının infazında başvurulan daha başka metotlar da var. İsrail rejimi ise idam etmek istediği kişileri herhangi bir mahkeme kararına gerek duymadan ve üstelik işkence yoluyla idam etmeyi tercih ediyor. Zaten sözünü ettiğimiz Shin-Bet adlı mekanizma da bu amaç için kurulmuş olan bir mekanizmadır.
Normalde İsrail"in yazılı kanunlarında idam cezası bulunmamaktadır. Ama bilindiği üzere bu kanunlar sadece yahudiler için geçerlidir. Filistinlilere karşı ise idam cezası en vahşi şekliyle uygulanmaktadır. İsrail işgal devleti Filistinlilere yönelik idam cezalarını infaz konusunda iki farklı metodu kullanıyor: İç istihbarat örgütü olarak bilinen Shin-Bet elemanlarının gerçekleştirdiği işkence uygulamaları ve dış istihbarat örgütü olarak bilinen MOSSAD adlı cinayet şebekesine mensup elemanların gerçekleştirdiği suikastlar.
Shin-Bet Genel Müdürü: "İşkenceye Sınır Konmasın"
Verilen bilgilere göre İsrail Yüksek Mahkemesi"ndeki yargıçlar prensip olarak Shin - Bet"in işkenceye başvurmasına karşı olmamakla birlikte, bedensel yönden aşırı derecede sarsılmaya yol açan ve ölüme kadar götürebilecek tehlikeli etkiler bırakan işkence metotlarına dair birtakım mülahazalarda bulunmuşlardı. Bu tür mülahazalar ise 1998"de bazı işkence metotlarının yasaklanması için açılan dava sonrasında ortaya çıkmıştı. Ancak Shin - Bet genel müdürü General Ami Ayalon bu tarz işkenceleri de savunarak Shin - Bet soruşturmalarındaki işkencelere herhangi bir sınırlama getirilmemesini istedi. Ayalon, mahkemedeki bazı yargıçların itiraz ettiği işkence metotlarının kendileri açısından, soruşturmalarda sonuca ulaşabilmek için hayati önem taşıdığını, soruşturmayı yürütenlerin kuvvetli şüphelerin olduğu durumlarda gerekli bilgileri alabilmeleri için bu metoda başvurulmasının zorunlu olduğunu ileri sürerek: "Şiddetli bedensel sarsıntıya yol açan işkence metodunu terk etmemiz mümkün değildir" dedi.
General Ayalon, Shin - Bet"in işkencelerini haklı göstermek için 1997 yılı içinde İsrail hedeflerine yönelik olarak Filistinli direnişçiler tarafından 456 silahlı saldırı düzenlendiğine ve bu saldırılarda 27 İsraillinin öldürüldüğüne dikkat çekti.
Yukarıda da ifade ettiğimiz üzere Shin-Bet genel müdürü General Ayalon"un aşırı bedensel sarsıntıya yol açan işkence tarzlarına sadece kuvvetli şüpheler olması halinde başvurulduğunu iddia etmesine rağmen konuyu yakından inceleyenler çok basit şüpheler ve iddialar üzerine de bu tarz işkencelere başvurulduğuna dikkat çekiyorlar.
İsrail Sorunu
Vahşet, halkımızın iradesini kıramaz