Düşününce Şah-ı Merdan Ali’yi
Dertleri üst üste katarsın gönül
Onu tanıyınca bütün alemi
Bir avuç amele satarsın gönül
Ol İmam Hasan’ı bir düşün hele
Edilemez sözler geldi hep dile
Revamı yapılan böyle bir kula
Üzüntüyle dertle bitersin gönül
Kerbela denilen yere gidince
Hazret-i Hüseyn’e selam edince
Yezit’e, münkire nefret güdünce
Doğrulup küffara çatarsın gönül
Bir başka hengame yaşanan orda
İmam Zeynel aba kalınca darda
Hep gelir acılar dertler artarda
Kurtulup toprağa yatarsın gönül
Kanıyor yaram, bin yıldır kanar
Zindana atarlar yüreğim yanar
İmam Bakır derler bir ulu çınar
Yanında ot gibi bitersin gönül
Münkiri, yeziti her dem bozarak
Yalnız İmam Cafer ile gezerek
Ol aldığın ilmi her an yazarak
Yazdığın ilmi tutarsın gönül
İmam Kazım derler o nasıl erdi
Ali bin Yakteyn’e bir aba verdi
Zalime yardım hep yasak derdi
Zulmetin işini atarsın gönül
Horasan’a düşer elbet yolumuz
İmam Ali Rıza bizim ulumuz
Hep Ona uzanır biat elimiz
Ardında namaza gidersin gönül
Susturursun artık cümle alemi
Bırakmaz olursun elden kalemi
Muhammet Taki’nin bir tek elemi
Olura dertlere batarsın gönül
Samirra’nın yolu uzundur, ince
Yolarına düşüp ele gidince
İmam-ı Naki şiir okuyunca
Kadehi elinden atarsın gönül
Bir imam Askeri geldi cihana
Ona da buldular bin bir bahane
Attılar zindana gayrı daha ne
Zora ki kendini tutarsın gönül
Çünkü gelecektir Muhammet Mehdi
Boş çıkmaz elbette Allah’ın ahdi
Bilinmez zamanın Aşura vakti
Sakladığın oku atarsın gönül
Bozuk bu dünyanın düzeni bozuk
Zalimin altında mazlum hep ezik
Der Aşık Esiri canlara yazık
Orduna milyarlar katarsın gönül